Vehbi Tülek

Âyet-i kerîmede geçen “Allahın habline (ipine) sımsıkı sarılın”dan murâd, Allahü teâlânın emirlerine riâyet ve ibâdete devam etmektir.

"Allah indinde sevabı en büyük ilim, dinde fıkıh bilgilerini öğrenmek, helâl ve haram, emir ve yasak, nafile ve mendûb hükümlerini bilmektir."

"Ferâiz ilmini öğrenmeye çalışınız! Bu ilmi gençlere öğretiniz! Ferâiz ilmi, din bilgisinin yarısı demektir. Ümmetimin en önce unutacağı bu ilim olacaktır."

"Efendi, bilmiş ol ki edep, insanın bedenindeki ruh gibidir. Aslında edep, Allah dostlarının gözü ve gönül nûrudur."

Para ile Kur’ân-ı kerîm ve başka şeyler okutmak harâmdır. Bu parayı fakirlere sadaka verip, sevâbını ölüye bağışlamalıdır.

Câhil ve ahmak olanlar, kaza ve kader bilgilerini anlayamadıkları için, Ehl-i sünnet âlimlerinin sözlerine inanmaz...

Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Küçük günaha devam edilirse, büyük günah olur. İstiğfar edince, büyük günah da kalmaz.”

Bir şahıs kızarmış tavuk yiyordu. Bu sırada bir fakir gelip ondan bir şeyler istedi. Zengin olmasına rağmen, fakire bir şey vermeden geri çevirdi!..

"İnsan, bir anda iki şeyle meşgul olamaz. Çünkü Allahü teâlâ, onda iki kalp yaratmamıştır. Düşünce dağılınca, hakîkatleri idrâk etmek zorlaşır."

Câhil ve ahmak olanlar, kaza ve kader bilgilerini anlayamadıkları için, Ehl-i sünnet âlimlerinin sözlerine inanmaz. Kulların kudret ve ihtiyârlarında şüphe ederler.

Allahü teâlâ, Zâriyât sûresi 56. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruyor ki: “Ben, insanları ve cinleri, ancak bana ibâdet etsinler diye yarattım.”

Allahü teâlâ dileseydi, her şeyi sebepsiz yaratırdı. Fakat lütfederek, kullarına iyilik ederek, her şeyi yaratmasını bir sebebe bağladı.

Kıyâmet günü, amelleri, işleri ölçmek için, bilmediğimiz bir “Mîzân” bir ölçü âleti, bir terazi vardır ki; dünyâ terazilerine benzemez!..

Kendi nefisini iyi gören kimse, insanlardan gelen kötülüklere müptela olur. Kendi nefsinin ayıbını gören kimse, insanların kötülüklerini görmez.

"Seven, sevdiğine boyun eğer. Seven bu boyun eğmeyi, izzet, şeref, fahr (övünme), yükseklik ve yaklaşma olarak görür."

“İnsanoğlunda üçyüz altmış organ, yahut kemik, yahut mafsal vardır. Bunlardan her biri için her gün bir sadaka var: Her iyi söz bir sadakadır..."

"Hayatın devam ettikçe, fırsatı ganîmet bil! Zîrâ, şu ânda ne yaparsan kabul edilir. Yarın, özür kabul edilmez!.."

İslâm âlimleri, her zaman Peygamber efendimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) vesîle ederek, Allahü teâlâdan lütuf ve merhamet dilemişlerdir.

Allahü teâlâ, Peygamberlerin en üstünü olan Muhammed aleyhisselâmı, âhir zaman peygamberi olarak, yeryüzüne [insanlara] gönderdi.

"Yâ Ebâ Bekr! Sen, Resûlullahın sevgilisi, arkadaşı, dert ortağı, sırdaşı ve müşaviri idin. Önce İslama gelen sensin. Senin îmânın, hepimizin îmânından daha saf oldu."