Vehbi Tülek

Bir dîne tâbi olmak, ebedî saadete kavuşmak ve sonsuz felaketlerden kurtulmak içindir.

“Dünyâ çok geniştir. O kadar sıkıntı verir ki, bir başkasının sana vereceği sıkıntıya ihtiyâç bırakmaz.”

“Eshabımı sevenler, beni sevdikleri için severler. Onları sevmeyenler, beni sevmedikleri için sevmezler.”

"İnsanlara tazimde bulundunuz, beni yüceltmediniz. Kötülüğü benim için değil, insanlar için terk ettiniz."

Bir millet, dinlerinde bir bid'at yaparsa, Allahü teâlâ, buna benzeyen bir sünneti yok eder!

​"Namazı benimle kulum arasında iki bölüme ayırdım. Kulum için de istediği vardır."

​ "La ilahe illallah" söylemeye devam edenler ihlas sahibi olur.

"Fatiha ve Âyet-el kürsi okuyana, o gün cin ve şeytan zarar veremez, nazar değmez."

Ehl-i sünnet âlimleri tefsîr ve hadis bilgisini, dört halîfe içinden, en çok Hazreti Ali'den almıştır.

İslam âlimleri, Ehl-i beyt sevgisini, son nefeste iman ile gitmek için şart görmüşlerdir.

Allahü teâlânın irâde sıfâtı vardır. Dilediğini yapar. Var olmasını dilediğini var eder.

İslâmiyetin bir sûreti bir de hakîkati vardır. Bu ikisine birlikte din denir...

Allahü teâlâ, kendi kitabını ikiye ayırdı: Muhkemât ve Müteşâbihât...

Cinnîlerin ve insanların yaratılması, Allahü teâlâyı tanımaları içindir...

"Ey âdemoğlu, bana yönel! Ben yönelip döndüğün şeylerin hepsinden daha hayırlıyım."

İctihâd, gücü, kuvveti yettiği kadar, zahmet çekerek, uğraşarak çalışmak demektir.

"Allahü teâlâ, nefsten daha ahmak, daha çirkin ve ondan daha pis kokulu bir şey yaratmadı!"

Allahü teâlâ, meleklerine buyurur ki: "Şâhit olunuz ki, onların hepsini affeyledim."

“Yâ Ebâ Dücâne! Bu mektupla, beni yaktın. Senin sahibin, bizden elbette çok yüksektir..."

Abdullah bin Mübârek hazretleri, bir gün ölmüş bir merkep ve yanı başında ağlayan bir fakir gördü!..