Nedir şu elektrik? -1-

A -
A +
Nedir elektrik? En basit tanımıyla, atomlardaki elektronların metal üzerinde ya da iletken bir gaz ortamda hareket etmesiyle zuhur eden bir enerjidir. Plastik bir kalemi yünlü bir cisme sürtünce, yünlü bir kazağı giyip çıkarırken oluşan küçük çaptaki şerare, çakmak manyetoları da… Meteorolojik yağış olaylarında (kar yağarken de şimşek çaktığına şahit olmuşluğum vardır) bulutların birbiriyle sürtünmesi ya da toprak ile yakınlaşması sonucunda meydana gelen şimşek ve yıldırım da aslında “statik elektrik” denilen bir elektrik türüdür. Yünde meydana gelen statik elektrik vücuda zararsız iken, şimşek ve yıldırım çok tehlikelidir. Zira şimşek ve yıldırım 30 milyon volt ve 100 bin amperlik bir enerji boşalımıdır. Bu büyüklükte bir enerji, düştüğü yerdeki insan ve hayvanları ya da binaları-ağaçları yakabilmekte, havada seyahat eden uçaklara kaza yaptırabilmekte veya düşürebilmektedir. Statik elektrik ani bir boşalım olduğu için hiçbir şekilde depolanamamaktadır. Böylesine büyük bir kaynaktan teknolojik olarak henüz hiçbir şekilde istifade edememekteyiz. İlk olarak, İtalyan bilim insanı Alessandro Volta, sülfürik asit, çinko ve bakır kullanarak, bu maddeler arasındaki elektron alışverişini tellere aktararak kimyasal yoldan elektrik üretmeyi başardı. Lisede fizik dersinde, bunun deneyini başarılı bir şekilde yaptık ve voltmetre ile ölçtüğümüzde 1,1 volt elektrik ürettiğini, 1,5 voltluk küçük bir ampulü zayıf bir şekilde yaktığını gördük. Kimya derslerinde, elektrokimya ünitesinde, farklı asit-tuz ve metallerle, teorik olarak pil oluşturulabileceğini de öğrendik. Ancak sıvılı piller, taşınması ve pratiklik açısından kullanışlı değildir. Fransız bilim insanı Georges Leclanché, çinko, kömür ve nişadır kullanarak kuru pil yaptı. 1,5 volt doğru akım üreten bu pil ve bunun birkaç tanesinin seri bağlanmasıyla elde edilen 4,5 volt, 9 volt doğru akım üreten bu piller günümüzde de kullanılmaktadır. Radyolar, el fenerleri, saatler, televizyon kumandaları ve birçok alanda vazgeçilmez bir enerji kaynağıdır. Her ne kadar kuru piller kullanışlı da olsa, içinde meydana gelen kimyasal reaksiyonlar bittiği anda elektron dolaşımı durmakta, dolayısıyla akım da kesilmektedir. Bu durumu “pilin bitmesi” olarak tanımlarız. Bu sebeple, tekrar tekrar, defalarca doldurulabilen, lityum, kadmiyum, cıva gibi maddeler ihtiva eden şarjlı piller ve sülfürik asit-kurşun içeren akümülatörler (kısaca akü denir) üretildi.             Burak Elitez/Balıkesir       ŞİİR                Arzım 'Yüce Divân'a   Yüce Rabb'im yardım et, ne belâysa başımda, Özde tâkat kalmadı, kan doldu gözyaşımda, Ebabillerin gönder, küfürle savaşımda; Nerde bir zulmet varsa, mazlûmları setreyle! Nerde bir vahşet varsa, zâlimleri defeyle!   Türk "Hakk'ın kılıcı"ysa, hakkınca keskin eyle! Ver eski haşmetini, cihânı teskin eyle! Gücünü düşmanına her dâim baskın eyle! Nerde bir zulmet varsa, mazlûmları setreyle, Nerde bir vahşet varsa, zâlimleri defeyle!   Uyandır milletimi bu gaflet uykusundan, Delâlete düşürme kâfirin korkusundan, Zaferler bekliyoruz Peygamber ordusundan; Nerde bir zulmet varsa, mazlûmları setreyle, Nerde bir vahşet varsa, zâlimleri defeyle!   Biliyorsun kaç asır duyulmuyor sesimiz, Daraldıkça dar gelir rûhuna kafesimiz... Türlü ihanetlerle kesildi nefesimiz, Nerde bir zulmet varsa, mazlûmları setreyle, Nerde bir vahşet varsa, zâlimleri defeyle!   Doğu Türkistan Türk'ü inim inim inliyor, Kırım, Kerkük, Karabağ "kurtar!" diye ünlüyor, Keşmir, Kudüs, Myanmar çığlık sesi dinliyor, Nerede bir zulmet varsa, mazlûmları setreyle, Nerde bir vahşet varsa, zâlimleri defeyle!   Kur'ânı okuduk da hükmünü yaşamadık, Resûl'ün Sünnet'iyle gürleyip coşamadık; Niyazkâr kulun olup, yardıma koşamadık; Nerde bir zulmet varsa, mazlûmları setreyle, Nerde bir vahşet varsa, zâlimleri defeyle!             Köksal Cengiz (Niyazkâr) 5.01.2020     ENTERESAN BİLGİLER   GEVİŞ GETİREN HAYVANLAR: Geviş getiren hayvanlar besinlerini midelerinde topladıktan sonra, tekrar ağıza getirip “geviş getirme” olarak tanımlanan iyice çiğneyip, ezme işini yaparlar. Bu isme geviş getirme denilir. Geviş getiren memelilerin diş takımları tam değildir. Üst kesici ve dolayısı ile köpek dişleri bulunmaz. Alt çenelerinde kürek şeklinde altışar kesici diş vardır ve alt köpek dişleri de kesici görevini yapar. Mideleri 4 (en az 3) bölmelidir. Bitki hücrelerinin çeperlerinin yapısında bulunan selülozun sindirimi zordur. Sindirimi için “selülaze” enzimine ihtiyaç vardır. Bu enzim pek az organizma tarafından üretilir. İnsanın sindirim sisteminde bu enzim bulunmadığından selüloz sindirilemez. Bu yüzden insanda selülozun enerji yönünden değeri yoktur. Ancak bağırsak hareketlerini kolaylaştırıcı ve kabızlığı önleyici etkisi vardır. Otçul memelilerde selüloz parçalayıcı enzimler, sindirim kanalının özelleşmiş kısımlarında barınan mikroorganizmalar tarafından üretilir. Geviş getiren hayvanlar, sindirim sistemlerinde selülozu glikoza parçalayabilen enzimlere sâhip bakteri ve protozoalara sâhiptir. Bu mikroorganizmalar, sığır ve koyun gibi geviş getirenlerin yemek borusunun sonunda ve gerçek midenin önünde bulunan “işkembe”, “börkenek” ve “kırkbayır” olarak adlandırılan üç büyük ek midede barınırlar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.