Gaye iyi insan yetiştirmek

A -
A +
Dinin amacı; iyi insan yetiştirmektir. Bunun için de çocuk yaştan başlayıp insanımıza güzel ahlakı, dürüstlüğü, adaleti, helal ve haramı öğretmek gerekiyor.
Geçenlerde Gümüşhane Kelkit ilçemizde hemşehrimiz, arkadaşımız Cafer Bey ile bu konuyu konuştuk. Cafer Bey:
-Dedem de tüccardı. Ben 5-6 yaşlarında onun yanına giderdim. O da bana yiyecek verir. Nasihatte bulunurdu. "Kul hakkından ve devlet malından daima uzak durmamı söylerdi. Haram lokma yemeyeceksin. Helal lokma ile büyüyeceksin” derdi. Ben de "evet, dedeciğim, aynen senin dediğin gibi yapacağım” derdim...
Cafer Bey Kelkit Ticaret Odası Başkanlığı da yaptı. Toplumsal olaylara karşı çok duyarlı bir arkadaşımızdır. Bana da şöyle bir öneride bulundu: 
“Sevgili Hocam, acaba din ve haramlar konusunda bir yazı yazsanız nasıl olur?”
Ben de “iyi olur” deyip bu yazıyı hazırladım. Zaten bizim görevimiz de belli konuları araştırıp yazmak değil mi?
Bizim de çocukluğumuzda köyümüzde büyüklerimiz bizlere hep şunu derlerdi:
“Harama el uzattığında hemen cehennemi aklına getir. O zaman haramdan uzak durursun. Helal lokma yerken de cenneti düşün...”
Bu hususta çok hadis-i şerif vardır. İşte onlardan bir tanesi:
Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurdu:
“Kıyamet günü, Tihame Dağları kadar sevapları olan topluluklar gelecek. Onlar Allah’ın huzuruna getirildiğinde Allahü teâlâ onların sevaplarını heder edecek ve onları cehenneme atacaktır.”
Ebu Huzeyfe hazretlerinin azatlısı Salim (radıyallahü anh) “Anam babam sana feda olsun ya Resulullah! Bu toplulukların kimler olduğunu bize bildir, biz de bilelim. Seni hak peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, ben onlardan olmaktan korkuyorum” dedi.
Sevgili Peygamberimiz “Ey Salim! Onlar namaz kılarlar ve oruç tutarlardı. Ancak kendilerine haramdan bir şey verildiği zaman hemen atılıp alırlardı. Bundan dolayı Allah onların amellerini kabul etmedi” buyurdu. (Hilyet’ül-Evliya)
Helal lokmaya giden yol elbette güzel ahlaktan geçmektedir. Bir insanı iyi insan yapan da zaten onun ahlakı değil midir? Güzel ahlâk, haramlardan kaçıp helâli aramaktır...
         Bekir Cebeci (Eğitimci, Araştırmacı Yazar)-Gümüşhane
 
 
ŞİİR
 
 
            Dertlerim
 
Nasıl anlatayım bunca dertlerim,
Günbegün artıyor gamım kederim.
Bu hâlimle ben nereye giderim,
Günbegün artıyor gamım kederim.
 
Ne bir ilmim vardır ne de amelim,
Hayır işlemeye varmadı elim.
Son nefeste konuşmazsa şu dilim,
Günbegün artıyor gamım kederim.
 
Bu âlemi böyle geçecek sandım,
Kötü arkadaşlar narına yandım.
Nefsim aldattı da ne çabuk kandım
Günbegün artıyor gamım kederim.
 
Dünyada ne varsa hepsi hayalmiş.
Sevgiden başkası kıyl ile kaalmiş.
Hele bir bak dünya her kime kalmış?
Günbegün artıyor gamım kederim.
 
Hasipoğlu bu dünyaya aldandım
Bu dünyayı bana kalacak sandım.
Şu geçen ömrüme yandıkça yandım,
Günbegün artıyor gamım kederim.
 
       Cumali Çevik/Emekli öğretmen-Niğde
 
 
 
UNUTULMAZ KELİMELER
 
VAVEYLA: Arapça kökenli ve sıfat olan vaveyla kelimesi “veyl” kelimesinden gelmektedir. Çığlık atan, feryat eden, eyvahlar çeken, üzüntü yaşayanın tepkilerini anlatan bir çığlık ifadesidir.
Vaveyla etmeye, çığlık atmaya “teveyyül” denir. Vaveyla kelimesinin bugünkü anlamı çığlık halk arasında daha çok kullanılır. Ama vaveyla edebiyatta daha şık durmakta ve şaire kolaylık sağlamaktadır. Örnek olarak vaveyla kelimesi Yahya Kemal Beyatlı’nın Nazar isimli şiirinde bu şekilde kullanılmıştır. Şair vaveyla kelimesini 14. beyitte çok nefis bir şekilde şöyle ifade etmiştir:
“… Bir sabah söyledi son sözlerini,/Yumdu dünyaya ela gözlerini./Koptu evden acı bir vaveyla,/Odalar inledi Leylâ-Leylâ!/ Geldi köy kızları el bağladılar,/Diz çöküp ağladılar, ağladılar…”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.