Dürüstlük denen şey -1-

A -
A +
Dürüst olmak, özü sözü bir olup hile ve ikiyüzlülükten uzak, erdemli davranışlar sergilemek demektir. Dürüstlük, insanî değerleri çürümemiş her toplum ve kültürde “adamlık nişanı” olmuştur. Dürüstlüğün göstergesi özde ve sözde doğruluktur. Sözde doğru olma hassasiyeti, kişilik mayamıza dürüstlük aşısı yapmak gibidir. Sözdeki doğruluk “öze ve davranışa” dürüstlük kıvamı yükler ve şahsiyet dilini etkinleştirir.
Doğruluk ise; gerçeğe uygun olmaktır. İnsan düşüncesinin gerçekle uyuşması, sözlerin olaylara uygun olması kastedilir. Günümüzde karşılaştığımız bazı olaylar, dürüstlük ve doğruluk kavramlarını yeniden zihinlere taşımıştır.
Geçen gün haberlerde; bir sipariş kolisinden 300 bin TL para çıktığını duyduk. Para, siparişi gönderen firmaya aitmiş. Yanlışlıkla kolilere karışmış. Koliyi alan şahıslar, yanlışlıkla gelen bu parayı sahibine teslim etmişler. Yine aynı günlerde bir araçta unutulan 55 bin TL değerindeki altınlar, sürücü tarafından sahibine teslim edilmişti.
Bunlar çok anlamlı ve yüreğe dokunan örnekler. Günümüzde gıpta ve hayretle karşılanan bu örnekler, geçmişte her yerde vardı. Normal ve olağan şeylerdi. Çünkü toplum ahlakın en nadide özellikleri ile donanımlıydı.
Yıllar önce öğretmen bir yakınımla, görev yaptığı Balıkesir’in bir köyüne gidiyorduk. Yol kenarında; ceviz, elma, kestane, patates vb. çuvalları görmüştüm. Sorduğumda “Yarın pazara gidecekler. Bir gün öncesinden hazırlanarak yol kenarına konur” dedi.
“Peki, gece bunları götüren olmaz mı?” diye sordum.
Gülerek cevap vermişti:
“Yıllardır bu böyle. Şimdiye kadar da hırsızlık olayına rastlanmadı...”
İnsanımızın mayasında çok şükür hâlâ var olan, zamanla küllenmiş hasletler, su yüzüne çıktığında bizi gururlandırmakta, gözlerimizi yaşartmaktadır. Umarım imrendiğimiz; paylaşan, yardımlaşan, güven veren, huzur dağıtan, gururlandıran o eski mutluluk tablolarını yeniden hep birlikte yaşarız.
              Seyfettin Karamızrak
 
 
 
ŞİİR
 
      DURULUR BİR GÜN
 
Kimseyi hor görüp yürekten uçma,
Hayal kanatların kırılır bir gün!
Kul hakkı yiyip de kenardan geçme,
Zerrenin hesabı sorulur bir gün…
 
Her bir nimete şükreder insan,
Çıkmazsın hak yolundan ödülü bilsen,
Allame bir dille konuşan olsan,
Son nefeste sükût olunur bir gün…
 
Asla böbürlenme ey insanoğlu,
İster ovalı ol istersen dağlı,
İster yaşlı ol istersen genç çağlı,
Musalla tahtına varılır bir gün…
 
Yaşarken yapılan hayırlarımız,
Dost olur bize ahret varımız,
Azalmasın artsın sevap kârımız,
Son mekâna yalnız girilir bir gün…
 
Öter şeyda bülbül kendi hâlince,
Dünya gülşen olur, dostlar gülünce,
Rabbim incinir kul hakkı yenince,
Üstümüze toprak serilir bir gün…
 
       Mustafa Yazar (Em. Öğretmen/İlçe Millî Eğitim Şb. Md.-Kastamonu
 
 
 
UNUTULMAZ ESERLER
 
DON KİŞOT: İspanya’nın Alcala şehrinde doğan ve bir cerrahın oğlu olan Miguel de Cervantes Saavedra’nın (1547-1616) romanıdır. Eserin ilk kısmını El Ingenioso Hidalgo don Quixote de la Mancha adıyla 1605 yılında yayınladı. Arkasından Avellaneda (Meçhul Bir Kimse) adı ile Don Kişot’un sözde ikinci kısmını ortaya koydu ise de, asıl ikinci kısmını 1616 yılında yayınladı.
Don Kişot, küçük bir köy asilzadesidir. Şövalye romanlarını okuya okuya dimağı karışmıştır. Silahtar olan Sanşo Pansa (Sancho Pança) ile birlikte serserice bir şövalye hayatı sürmek ister. Böylece bütün dünyada zevkle okunan sergüzeştler ortaya çıkar. Bunlar; kahraman olarak Don Kişot’un yel değirmenlerine karşı savaşı; kürek cezâsına çarptırılanların onun tarafından kurtarılması; arabaya hücûmu; bir otelde Sanşo Pansa’nın bir örtü içinde havaya sıçratılması; hizmetçi Maritornes’un mârifetleri; Don Kişot’un hayâlinde yaşattığı Dülsine du Tobosa (Dulcinee du Toboso) adlı sevgilisi ile geçirdiği mâcerâlar; Sanşo Pansa’nın vâli tâyin edilmesi ve adâletle iş yapması gibi olaylardır...
Romanda düşünce ile, uygulamalı hayat karşı karşıya gelmektedir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.