Başarmak için yoklarla yönetmek

A -
A +
İletişim uzmanları, dünyaya yön veren şirketlerin yöneticilerine ve profesyonellerine üretimde, altyapıda ve çalışanların işlerinde bahane üretmenin artık eskilerde kalması gerektiğini söylüyorlar. Bizde de aslında atalarımız bunu çok daha önce “oynayamayan gelin yerim dar dermiş” diye söylememiş mi atalarımız. İşte bu yüzden eğer bir işte başarılı olmak istiyorsanız var olanlara odaklanmak yerine yok olması gerekenlere odaklanmanın altını çiziyorlar…
Ne mi bunlar? Örnek olarak “israf yok” Bu başlık altında deniliyor ki, çok katmanlı hiyerarşik yapılara mümkün olduğunca yer vermemeli. Çalışıyor görünmesine rağmen, üretime hiçbir katkısı olmayanlara çalışıyor görünümüne değil ürettiğine ve kattığına odaklanmalı. İşletmelerde başarısızlık bireysel başarılardan çok toplam kalite ile sağlanır ki bu anlamda toplam kaliteyi düşürecek verimsizliklerin israf olduğuna odaklanıp bunları verimli hâle getirmenin adımları atılmalıdır.
Profesyonel yönetimde bir başka adım “sır yok” örneğidir. İşletme içinde herkes konuyla ilgili elde edilen bilgileri birbiriyle paylaşmalıdır. Böylece sorunların çözülmesi ve fırsatları belirlenmesi daha kolay olacaktır. Bunları yakalamak için de herkesin bilgi havuzuna bilgisini aktarması, saklamaması başarının önemli etkenlerindendir.
Bir başka örnek “sürpriz yok” durumudur. Burada da bilgilerin detaylı olarak derlenip işlenmesi ve geniş biçimde paydaşlar arasında paylaşılmasıdır. Böylece hiçbir yönetici karşılaşılan muhtemel problemler ve fırsatlar konusunda habersiz kalmamış ve sürprizler yaşanmamış olacaktır.
Başarı için bir başka örnek de “birbirine iş yıkmak yok” anlayışıdır. Bu kategoride de söz konusu bir proje bir iş ile ilgili herkes elini taşın altına koyabilecek derecede kendini sorumlu hissetmeli, yönetim de konuyla ilgili herkesi bir araya getirmeli ve aynı verilere, aynı çıkmazlara, aynı risklere beraber bakıp herkesin artısıyla eksisiyle konuyu tartışarak bir sonuca varmaları hedeflenmelidir.
Diğer güzel bir yok örneği de “dikkatsizlik yok” örneğidir ki profesyonel yönetimlerde tesadüflere yer verilmemesini anlatır.
Ömer Reşat Altınok
 
 
 
ŞİİR
 
Düşkün
 
Sürmeyi çekmiş de kahverengine,
Kitabe yazdırır, mezar sengine,
Rastlanır mı şu âlemde dengine?
Beni Mecnun edip, çöle düşürür.
 
Kelam etse inci döker lebinden,
Benim diyen güzel, çıkar cebinden,
Lakin vakurludur, hem edebinden,
Mestane eyleyip, yola düşürür.
 
Saçlarını salıverse rüzgâra,
Kokusuyla döner, mevsim bahara,
Onun gözlerinde kendini ara,
Bulamazsan, hâlden hâle düşürür.
 
Gıyabî kaybetme, yapış eteğe,
Bal olmaz konmazsa arı peteğe
Ayrılırsan bir adımlık öteye,
Ortam seni coşkun sele düşürür.
 
Mustafa Özkahraman
 
KISA KISA
 
Bir ömür, bir hakikat
Başka pencerelerden izledim hayatı. Ufuklarda hep kasvet vardı. Kanatlandığım yerlerdeyse kayıplara karışan his demetleri... Bir güldüysem bin ağladım. Vuslat değilmiş harcım. Bir baktım ki tükenmişim kendimde. Her şeyi bıraktım özüme döndüm. İki beyaz kuş doğdu geceme, süzüldü göğümden yalnızlığımın sinesine... Önce anlamadım biri bir ağaç dalında kayboldu. Ötüşleri çok acıydı kalanın beni karanlığa boğdu. Ay, dedim doğmasa da olur bu gece. Hep aynı dairede dönen beyaz kuşlar, şehitliğe doğru çoğaldılar ve çoğaldılar. Bense ayaklandım duramadım hep koştum. Rüyalar olmasa yine uçar mıydım? Ben çokça vakit adım atmayı dahi unuttum. Rabb’ime havale ettim ahvalimi... Lisanım lal oldu bildiklerine. Ben bunca vakit her şeyden kaçtım. Yalanlardan, sanrılardan, hayallerden... Tüm insanlıktan... Bırak dedim gönlüme bırak! Bir yalan avutacağına, bir ömür bir hakikat incitsin seni. Herkesin yaşattığı her şey bir gün kendi sınavı olacak, sen inan yeter ki...
Kübra Can
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.