Yetenekli Kalemler

Dünyadaki tüm internet sitelerinde yer alan bilgilerin yüzde 77'sinin İngilizce dilinde yayınlandığı günümüzde bu dili bilmeyenlerin güçlü olması mümkün değildir.

Köhne sokağın cezbedar arabası; Tıpkı rezil dünyanın kaydırıcı yanı...

Gençliğimizi veba gibi saran hastalık sosyal medya… Şimdi diyeceksiniz ki: “Sen bunları söylüyorsun ama sen farklı mısın?” Evet haklısınız, benim de sizden pek farkım yok. Zaten “sosyal medya tamamen kullanılmasın” gibi bir anlayışı savunmuyorum. Ancak gelişme çağında her türlü bilgiye aç olan bireylerimizi internet gibi uçsuz bucaksız bir ücranın içine kontrolsüz bir şekilde bırakırsak sonumuz pek aydınlık gibi gözükmüyor. Batı özentiliği ile dolu olan bu mecrada gençlerimiz başıboş bir şekilde dolaşıyor. Buna artık bir “dur!” demeliyiz!

Kendi kendimize sormaya devam edelim bugün de… Peki, bir başkasını kıskandınız mı hiç?

Acıkan doymam, susayan kanmam sanır!..

İnsanın kendini tanıması için geçmişini unutmaması gerekir. Zira tarih bizi biz yapan değerlerden olup kültürlü yaşamamızı, medeni insan olmamızı sağlayan unsurlardandır.

İnsanların, olaylara ve insanlara karşı tutum ve davranışlarını, bakış açılarını ve değerlendirmelerindeki iletişim kusurlarını anlatırken gözlerdeki görme hataları ve rahatsızlıklarından yola çıkarak örnek vermeyi daha kolay anlaşılır ve kalıcı olur düşüncesiyle önce kişilere ve olaylara diğer bakış açılarını şöyle değerlendirebiliriz:

İnsanlar dünyaya geldiklerinde doğuştan veya sonradan oluşan birtakım göz hastalıklarına yakalanabiliyorlar. Örneğin miyop, astigmat ve hipermetrop gibi… Bunların halk dilindeki karşılıkları ise şöyledir;

Türk milletinin tarih boyunca en önemli vasfı güzel ahlaklı olmasıdır. Bu üstün ahlakın kaynağı ise temeli İslam ahlakına dayanan ve dünyada bir benzeri daha bulunmayan Türk ailesidir. Aile, insanı her türlü kötülükten koruyan, muazzam bir kaledir. Bir milleti yok etmenin en kısa yolu aile şuurunu yok etmekten geçer. Çünkü aile bütün değerlerin hayat bulduğu sosyal bir kurumdur. Huzurun ve saadetin biricik kaynağı ailedir.

ATASÖZÜ At ölür meydan (nalı) kalır, yiğit ölür şanı (namı) kalır.

Sultan Abdülhamid’in en yakınındaki isimlerden olan Halil Halit Bey için “Batı'yı deşifre eden adam” yakıştırmasını kesinlikle diyebiliriz. Marifet zahiri değil, batını görmek olduğunun ve ispatını sunmanın elzem olması Halil Halit Bey gibi şahs-ı nadirlerin işi.

​Sultan Abdülhamid’in en yakınındaki isimlerden olan, uzun yıllar İngiltere Cambrige Üniversitesi'nde Türkçe hocalığı yapan Halil Halit Bey, İngilizlerin Osmanlı Devleti’ne ve İslam dünyasına yönelik politikalarını da yakından takip etmiştir.

Adını belki de birçoklarının “Payitaht Abdülhamit” dizisinden duyduğu bir Osmanlı Paşası. Halil, dost demektir. Halit ismini ise; peygamber efendimizin büyük kumandanı “Halid bin Velid” radıyallahü anh’dan almış. Gözü pek bir yiğit

​''Sütten çıkınca bütün kaşıklar aktır. Önemli olan, içinden çıktığın sütü ak bırakmaktır'' buyurur Hazreti Mevlana.

​Bilgisayarının başında dünyanın bir ucundaki Rock sanatçısının pabucunun markasını bilen bir genç, o heyecan içinde basgitarının ritmine kendini kaptırıp dünyadan geçerken, öte yandan çitlettiği çekirdeğin fabrikada mı tarlada mı yetiştirildiğini bilmez. Bilmeye de gerek duymaz.

Yahya Kemal’in kendiliğinden bir musiki terennüm eden ahenkli mısraları, büyük bestekâr Münir Nurettin Selçuk’un nağmeleriyle bütünleştikçe âdeta bir İstanbul senfonisi çıkmıştır ortaya.

Zengin fakir demeden asalet ve nezâket kol gezerdi sokaklarda. Eski yeni demeden tertemiz ve güzel giyinirdi insanlar. Şehrin sesinde bir ahenk vardı sanki bir şarkı.

Eleştiri, insan hayatında olmazsa olmazlardan biridir. Elbette ki çeşitli sebeplerle, herhangi bir olayı, bir faaliyetin doğru gördüğümüz yanlarını överken, yanlış gördüğümüz yanlarını eleştiririz.

1799 yılı ocak ayında önce Elariş Kalesini ardından Gazze’yi ve sonra da Yafa’yı ele geçiren Fransız ordusu dört bin masum Müslümanı idam ederek; öldürmekle kalmaz 19 Mart 1799 tarihinde bir de Akka Kalesini kuşatır.

"Sanayi Devrimi"nde İngiltere’yi geçmek isteyen Fransa, 1798 yılında İngilizlerin ticaret yolunu kesmek için harekete geçer.