Yeni kabinenin şifreleri

A -
A +
Herkes ekonomi ile ilgileniyor.
Hangi bakanlıklar bölünecek, kimler gidecek, kimler gelecek?
Ve en büyük beklenti; ekonominin ateşini söndürecek bir hamle olacak mı?
Bunlar Cumhurbaşkanı’nın öncelikli vazifesi zaten…
En nihayetinde 2023’te sandığa gidecek kişi olarak illa ki bunları düşünüyordur.
Beni asıl ilgilendiren kısmı ise daha derin yaralarımız ve buraya vurulacak neşter.
Vatandaşın oy verirken çok da kâle almadığı!..
          ***
Dünya, gelişen internet teknolojisi ile hızla evrilirken, kültür ve medeniyetimiz için büyük tehditleri de beraberinde getirmekte.
Aile değerlerinden kopuk, hissiz, duygusuz, köklerine aidiyet duymayan ‘dünya vatandaşları’ yetiştirme çabası, özellikle genç kuşakta karşımıza çıkmakta.
Kitleler sosyal medya aracılığıyla akın akın buraya sürüklenirken, zihinleri, bu mecradaki verileri yönetenlerce ‘tutsak edilmiş’ nesiller, aslında savaşlardan çok daha büyük bir tehdit olarak bütün dünyanın yeni meselesi olmakta.
İnternetle bu denli iç içe yaşayan Türk toplumu da bunun dışında kalamaz elbet.
LGBT gibi gayri ahlakiliği yaymaya çalışanlar da işte bu yeni dünya düzenini kurmaya çalışanlardan cesaret ve destek almakta.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ise tehlikenin farkında…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadını koruma bahanesiyle aslında ‘aile değerlerimizi yok etmeye’ çalışan bu yeni düzene ilk mesajını İstanbul Sözleşmesi’ni yırtıp atarak vermiş oldu.
Nitekim, kadını o sözleşme değil, bizatihi Türkiye Cumhuriyeti kanunları koruyordu.
Bundan sonra da öyle olacak.
Sıradaki hamlelerin ipuçlarını kongre konuşmasında verdi Erdoğan…
Yürütülecek devlet politikasının şifreleri vardı o konuşmada.
Dedi ki;
  • Biz, siyasetin geleceği de kucaklaması gerektiğine inanan bir mefkureye sahibiz. Bunun için bizim inancımızda umutsuzluk, yani yarından ümidini kesmek, küfre eş değer görülmüştür.
  • Teknolojinin insansız bir dünyaya doğru evrilmeye çalışıldığı tarihî yol ayrımında, biz insanın fıtrî güzellikleri üzerinden yeni bir dünya düzeni kurulmasına öncülük etmenin sorumluluğuna talibiz. İnşallah bunu da başaracağız. Bugün burada, kendimiz ve tüm insanlık için bu mücadeleyi vermenin ve Allah'ın izniyle başarıya ulaştırmanın ahdiyle bir araya geldik.
  • Gündemimizde, aile-eğitim-kültür merkezli yeni millî uyanış ve yükseliş ahdimiz var.
  • Batı toplumu, sahip olduğu maddi imkânlarla ayakta tuttuğu eğitim ve kültür gücünün büyüklüğüne rağmen aile müessesesinde yaşanan çöküş sebebiyle ciddi bir gelecek korkusu yaşamaktadır, hatta kriz içindedir.
  • Türk milletinin asırlardır maruz kaldığı onca saldırıya rağmen ayakta kalışının en önemli sırrı ise aile yapısının dayanıklılığıdır.
  • Televizyon ve internetin yaygınlaşmasıyla insanı çekirdek aileden bireye doğru yönlendiren bir kültür iklimi etrafı kuşatmaya başladı. Gözü ve gönlü kapalı bir taklitçiliğin kadim medeniyet birikimimizin yerini alarak, kendi değerlerimiz içinde yenilikçiliğin önünü kesmesi tehlikesini en somut olarak ailede görüyoruz. Öyle ki evlilik yaşları zaten 30'lara dayanan gençlerimiz arasında hiç evlenmeyenlerin sayısı da artıyor. Bir veya en fazla iki çocuklu aile yapısı giderek yaygınlaşıyor.
  • Okullarda hem eğitim hem öğretim kısmında ciddi eksikler, ciddi boşluklar olduğunu görüyoruz. Aklı ve kalbi rehber edinmek yerine, sadece nefis ve zekâ üzerine kurulu bilginin çocuklarımıza aktarıldığı bir eğitim sistemi bizi, haktan, hakkaniyetten, irfandan, hikmetten uzaklaştırıyor.
  • Yeni nesiller, binlerce yıllık varlığımızın teminatı olan aile ortamından, aileden tevarüs edilen değerlerden ve nihayet mektepte biçimlenen şahsiyetten mahrum bir şekilde yetişiyor. Bu tablo, bize, yatırımlarımızı kalbe ve akla, yani aileye, eğitim ve kültüre yapmamız gerektiğine işaret ediyor.
  • Medeniyet nöbetini devralacaksak, işe önce buradan başlamamız gerekiyor. Elbette dünyadaki teknolojik, siyasi, sosyal, kültürel gelişmelere sırtımızı dönecek kadar hakikatlerden kopuk değiliz, asla da olamayız. Bizim söylediğimiz, insanı nesne değil, kalbi ve aklıyla özne olarak ele alan kadim medeniyet değerlerimizi, ilhamını geçmişimizden alan yenilikçi bir anlayışla yüceltmemiz, yükseltmemiz gerektiğidir. Taklit eden değil üreten, özenen değil özenilen, hevayı değil fıtratı önceleyen, vakte teslim olan değil yönünü geleceğe dönen, maziden atiye köprüler kuran nesiller yetiştirmek için önce aileyi sağlama alacağız. Türkiye'nin 2053 vizyonunun hamurunu, diğer her şeyin bunların arkasından geldiği bilinciyle aile, eğitim ve kültürle yoğuracağız.
          ***
Tespit, tam isabet.
Bu yönde verilecek mücadele, en az terör kadar mühim, en az onun kadar elzem.
Zaten kimin ne yaptığına, nerede durduğuna bakarsanız, her ikisinin de aynı eller tarafından yönetildiğini ve yürütüldüğünü görürsünüz açıkça.
Şimdi bütün mesele bunu toplum zihninde öncelikler arasına koyabilmek ve gereğini yapabilmek.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.