Gerekirse Kemalizmi yıkar, “Kemal”izm kurarlar

A -
A +

Ülkemizde son iki yüzyıldır devrimleri İngiliz aklı yapar.

Doğrudan kendilerini gösterecek hâlleri yok!

Kullandıkları en etkili aparatları mason teşkilatlarıdır.

Yetiştirip zorla sadrazam yaptıkları Mustafa Reşid Paşa’dan beri adım adım önce Osmanlı yıkılıp parçalanmış, yeni Cumhuriyet de onların istediği gibi şekillenmiştir…

Ama mason teşkilatları da görünmez, kimse üzerinde pek konuşmaz.

Önde başka aktörler vardır.

Dün ittihatçılar, gladio; bugün FETÖ, PKK vs.

***

Bu öylesine vahşi bir sistemdir ki, en olmayacağı yapar, karşı çıkanı affetmez.

Sultan Abdülhamid Han, Adnan Menderes ve Turgut Özal gibi liderler bu sistemi bozmaya, deşifre etmeye yeltenmişlerse de gereğini yapmışlardır, -ki Atatürk’ün ölümü üzerine bile bu yönde birçok iddia ortaya atılmıştır.

Paraya kendi fotoğrafını basıp, “Bu ülkenin asıl lideri benim” demeye getiren İsmet İnönü dönemi incelendiğinde, Kemalizm yerine İnönizm kurmaya çalıştığı, bunu sağlamak için de Batılılarla fütursuzca iş birliğine girdiği, ne istiyorlarsa fazlasıyla verdiği görülmektedir.

Millet ne der, ne ister, umurunda bile olmamış; aksini yapmakta bir an bile tereddüt etmemiştir.

Tarihin karanlık sayfaları incelendiğinde, görünür CHP içinde bir başka CHP’nin olduğu aşikârdır ki, vatandaş bu sebeple 1950’den bu yana bu partiye tek başına iktidar vermemiştir.

Ama onlar, parlamenter sistemin kirli nimetlerinden yararlanarak, devlette muktedir güç olmayı her daim başarabilmişlerdir.

Bunu da görünürde olmayan vesayet sistemine borçludur.

Böylelikle CHP’nin siyasetteki işlevi, büyük sistemdeki yeri açıkça görülmektedir.

Şimdi günümüze gelelim.

***

Birkaç sene öncesine kadar kim derdi ki, 40 yıldır devletimizi çökertmek ve bölmek için silahlı mücadele yürüten PKK terör örgütüne CHP çıksın da eyalet vaadinde bulunsun.

Dahası, “O bölgeleri siz yöneteceksiniz; yer altı, yer üstü kaynakları sizin olacak. Dilerseniz ileride tamamen de ayrılabilirsiniz” desin.

Bunu da otursun, anayasa taslağı üzerinde imza altına alsın.

Devleti doğrudan tehdit eden, sokakları kan gölüne çeviren Selahattin Demirtaş gibi Kandil’in şehirdeki elebaşlarını…

Devleti içeriden çökertmeye, ele geçirmeye çalışan; deşifre olunca 15 Temmuz’da Batılı efendileri adına fiilen işgal girişiminde bulunan FETÖ teröristlerini serbest bırakmayı, hatta eski pozisyonlarına döndürmeyi vadetsin.

Tuhaf ama, bunlar gerçek.

***

Bu kadarla sınırlı mı?

Değil elbet.

Doğu Akdeniz ve Suriye gibi, Türkiye’nin hak ve menfaatlerinin tam aksini savunan ve iktidara gelince bunları gerçekleştirmeyi vadeden bir CHP var bugün karşımızda.

CHP ne söylüyorsa HDP’nin bakış açısından milim fark yok.

İletişimin anlık sağlanabildiği bu çağda insanı hayretler içinde bırakan şu ki, bu niyetini açık edenler başarılı şekilde hedefine ilerliyor!

HDP’de zaten olmaz da, CHP tabanı da sus pus, bu politikayı, dolayısıyla vaatleri destekliyor!

Yani seçim, zamanında yapılırsa 2023 ortasından itibaren Türkiye eyaletlere bölünmeyi ve sahada bitirdiğimiz PKK’ya özerk bölge vermeyi konuşacak!

Aklın durduğu yerdeyiz, insan ne diyeceğini bilemiyor.

***

CHP’nin başı çektiği yerde şaşırmamak lazım oysa.

Uydurdukları masalları bir kenara bırakıp, gerçek tarihi bilirsek, bugün geldiğimiz nokta sürpriz olmasa gerek.

Misal; on binlerce şehit verip zafer elde ettiğimiz Çanakkale destanından iki yıl sonra İngilizler o boğazları nasıl geçti de İstanbul işgal edildi?

İngilizler 8 yıllık işgalin ardından neyin karşılığında çekildi?

Hakkıyla konuşulup, tartışılıyor mu bunlar?

Asla!

***

1950’ye kadarki CHP’nin tek parti döneminde olanlara bakın.

Koskoca bir imparatorluk kaybettirile kaybettirile ufacık bir alana sıkışıp kalmış…

Koca bir millet, tutunduğu bütün köklerinden koparılıp, ucube bir Batılıya dönüştürülmeye çalışılmışsa…

Bu sürecin baş aktörü de CHP olmuşsa…

Aynı CHP bugün ne yapmaya çalışıyor olabilir?

Ben size gördüğümü söyleyeyim…

Kemal Kılıçdaroğlu’na, ikinci İnönü görevi biçilmiş.

Şayet bugün aynı koltukta İsmet İnönü otursaydı, o da 10 Batılı büyükelçinin “tutuklu adamları için” Türkiye’yi tehdit edeceği gün için video çeker, devletin memurlarını “Bu tarihten itibaren bizim sözümüzü dinlemezseniz size bedelini ödetiriz” diye ikaz ederdi.

Yapmadılar mı?

Tarihte örneği çok, yine yaparlar.

“Dostlarımızla birlikte iktidara geleceğiz” derken, zannediyoruz ki siyasetteki ittifak ortaklarından bahsediyorlar!

Onlar gelip geçici, asıl dostluk 200 yıllık köklü bir çınar(!)

***

Lakin, zannetmeyin ki orada da pürüzsüz işleyen bir düzen var.

Öyle değil, bunun son örneği Deniz Baykal.

Irak tezkeresine karşı çıktı, millî çizgide durmaya çalıştı, bedelini ödedi.

Onun gibi CHP içinde çok isim vardı, tasfiye edildi.

Bunlar da Kemalist, Atatürkçü ama İnönü, Kılıçdaroğlu kafasında değiller; söz konusu vatan olunca orada duruyorlar!

Mesela bugünün maşaları PKK, FETÖ söz konusu olunca “Dur bakalım” diyebiliyorlar.

Oysa bugün CHP’den istenen belli;

  • HDP ile birlikte iktidara gelmeleri,

  • Türkiye’yi bölme mevzusunu ivedilikle halletmeleri,

  • FETÖ ajanları üzerinden kontrolü yeniden Batı’ya ve İsrail’e vermeleri,

  • Suriye ve Irak’ın kuzeyinin İsrail’e verilmesinin önünü açmaları,

  • Doğu Akdeniz’den Türkiye’ye el çektirmeleri,

  • Yeni Osmanlı tehdidi oluşturacak güçlenmeyi acilen bertaraf etmeleri,

  • İleride İstanbul’un hiç değilse Batı yakasının Yunan kontrolüne girmesinin yolunu döşemeleri.

V.s, v.s.

***

Unutmayın, aparat örgüt PKK’nın partisi HDP’yi Meclis’e ilk sokan o günün CHP’si diyebileceğimiz SHP olmuştur, o günün lideri de oğul Erdal İnönü’dür.

Bugünkü CHP ise 30 yıl sonra bu hamlenin devamını getirmek, somut kazanımlara ulaşmasını sağlamaya çalışmaktadır.

Eski tüfek Kemalistler “millî” duruşla bunun önünü tıkıyorsa, gerekirse onların sahiplendiği Kemalizmi yıkıp, ikinci “Kemal”izm dönemini başlatacaklardır.

Ezberletilmiş Erdoğan düşmanlığının ötesinde, nefretinden burnunun dibini görmeyen taban da buna hazır hâle getirilmiştir.

Daha da ötesinde, bu tabloyu görüp “dur” diyenler de aforoz edilmekte, etkisizleştirilmektedir. (Örn. Deniz Baykal, Muharrem İnce).

Başa dönecek olursak…

İngiliz aklı yine devrede, “yeni devrim” için başarılı bir şekilde yolunda ilerlemektedir (!)

Ha! Buna karşın muhafazakâr sağ ve orta kesim ne mi yapmaktadır?

Onları yönetmek en kolayı…

Hele de ellerine birer telefon ve “beleş” sosyal medya verdikten sonra…

Biraz burada gündem oluştur, onu konuştur.

Biraz piyasalarla oyna, hepsini tavla.

Parayı bulan zaten “Bana ne memleketten” deyip, eğlencesine bakar…

Hatta kanı bitlenince vesayetçi kesime yaranmaya çalışır ki, yarın öbür gün elinden almasınlar.

Eğitim sistemi buna müsaittir zira, ezberden öteye geçmez, akıl-vicdan Hak getire.

Elde kalan biraz aileden bir şeyler öğrenendir, onları da FETÖ gibi örgütler yutmazsa!

Hâlimiz böyle işte!

Bu ülkede devrim yapılacaksa sağın kadrosu yok gibidir…

Soldaki insan kaynağını ise CHP mıknatıs gibi çeker götürür.

Birileri de bu arada işlerini tıkır tıkır yürütür.

Dilerim bu defa kasabın bıçağını yaladığımızı fark ederiz de, Türkiye bir yüzyıl daha kurban edilmez.

 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.