Gazımızı çıkaracak mısınız?

A -
A +

Ortada henüz ne pandemi, ne küresel ekonomiyi vuran savaş, ne de bugünkü gibi bir enerji krizi vardı.

Ama Türkiye, önlemlerini almak için çoktan harekete geçmişti.

Kimsenin insafına sığınmadı, himmetine ihtiyaç duymadı...

Kendi gemileri, kendi mühendisleriyle hem Akdeniz, hem Karadeniz’de doğalgaz aradı.

Kurtlar sofrasına dönüşen Akdeniz’de Libya ve KKTC anlaşmasıyla (Sadece Libya’daki savaşı değil, KKTC’deki kritik seçimleri de düşünün) Yunanistan’ın ve ağababalarının hayallerini suya düşürürken, Karadeniz’den peş peşe müjdeler aldı.

Geçtiğimiz iki senede bulunan 540 milyar metreküplük rezervin evlerimizi ısıtması için ilk boruyu önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan denize indirdi.

Tamamen dışa bağımlı olduğumuz doğalgaz dağıtım sistemine 2023’te ilk defa kendi gazımız dâhil olacak.

Kademe kademe artışla 4 yıl sonra Türkiye’deki bütün konutlar Karadeniz gazını, yani kendi gazımızı kullanacak.

Mevcut rezerv, en az 30 yıl konutların doğalgaz ihtiyacını karşılayacak.

Dünyada kaç ülke böyle bir imkâna sahip?

Bakın devasa ekonomiye sahip Avrupa ülkeleri Rusya’nın elinde inim inim inliyor.

-Ki, Türkiye’nin daha yapacakları var.

Hem Karadeniz’de, hem Akdeniz’de.

Şöyle örnek vereyim;

Binali Yıldırım, 20 yıldır AK Parti yönetim mekanizmasındaki en önemli birkaç isimden biri.

Zaten son Başbakan’dı malum, şimdi de Genel Başkan Vekili.

Geçtiğimiz şubat ayında çıktığı yayında, "Kanal İstanbul" tartışmalarını yorumlarken çok önemli bir şey söyledi.

Bire bir aktarıyorum;

Kanal İstanbul projesine sonuna kadar inanıyorum. Türkiye'nin gelecekteki menfaatlerini gözeten bir projedir. Basit tartışmadan çıkalım. Karadeniz'in yarısı bizim. Çünkü en uzun kıyı şeridi bize ait. Karadeniz'in bizim olan kısımlarında ve karşı tarafta 150 metre aşağıda hidrojen sülfür var. Bu geleceğin en temiz yakıtı. Hidrojeni sülfürden ayırıyorsunuz. Buradaki hidrojen sülfür miktarı o kadar fazla ki, şu anda teknolojisi tam gelişmedi ama, dünyanın ihtiyacının 45 katı. Bu enerji ortaya çıkacak. Bunu nasıl son noktalara taşıyacağız? Bir kanal yetmez, belki bir kanal daha gerekecek. Biz yapmazsak bunu başkaları yapacak. Bulgaristan'la Yunanistan... Kanalistanbul Türkiye'nin kalkınmasını sağlayacak.”

               ***

Yani, bu şu demek oluyor;

Karadeniz’de sadece 540 milyar metreküp doğalgaz bulmamışız.

Keşfettiğimiz alanda dünyanın ihtiyacının 45 katı hidrojen sülfür varmış…

Ve doğalgazla birlikte bunu da hem kullanacak, hem dünyaya satacakmışız.

Dikkatinizi çekerim, bu henüz şimdilik bulduklarımız.

Henüz ilk kuyu, ilk rezerv.

432 bin kilometrekare alana sahip Karadeniz’e kıyı uzunluğumuz münasebetiyle yarısının bize ait olduğunu söylüyor Binali Yıldırım.

Buradan anlıyoruz ki, Abdülhamid Han ismini verdiğimiz dördüncü sondaj gemimiz boşuna alınmamış.

Elbette Rusya da hemen karşı kıyımızda yer alan Kırım’a boşuna inmemiş ve Ukrayna'nın bütün kıyı şeridini ele geçirmek için durduk yerde savaş açmamış.

Ya savaşı başlatan NATO’nun Ukrayna’yı üyeliğe alma planı ve bugün Batı’nın Yunanistan’la bizi savaşa sokma kışkırtmalarına ne demeli!

Merak etmeyin, hepsi bir hesap dâhilinde.

Ukrayna yem, becerebilirlerse Yunanistan da öyle.

Hatta 2023’te başarırlarsa Türkiye de!

En basitinden Kanal İstanbul’dan anlayın mevzuyu.

Yıldırım diyor ki: “Belki bir kanal yetmeyecek, belki ikincisi gerekecek. Bu, siyasete mevzu edilemeyecek önemde bir konu. Bu kanalı biz yapmazsak Yunanistan, Bulgaristan yapacak.”

Yapacak yahut yaptırılacak!

Bizim muhalefet bu kanal için ne diyor peki?

İlk ayakları görülmeye başlanan projede, yüklenici firmalara varana kadar tehdidin sebebi acaba ne ki!

​               ***

Gaz merkezli başka mevzularımız da var.

Birkaç gün önce İsrail Dışişleri Bakanı, başta tatil için gelen askerler olmak üzere, Türkiye’deki vatandaşlarını acilen dönmeye çağırdı.

Çok geçmeden bu açıklamanın sebebinin İran istihbaratı olduğu duyuldu.

Sızan bilgilere göre; İran, önemli isimlerinin peş peşe öldürülmelerine misilleme olarak Türkiye’deki İsrailli bazı isimleri hedef almaya kalkışmış ama Millî İstihbarat Teşkilatı önlemiş.

İddia doğruysa İran bu sayede hem intikamını almayı, hem de düzelen İsrail-Türkiye ilişkilerini baltalamayı hedeflemiş ama Allah’tan Türk istihbaratı planı bozmuş.

Peki, Türkiye-İsrail ilişkilerinin iyileşmesindeki temel faktör neydi?

Yine doğalgaz.

İsrail, Doğu Akdeniz’e döşemeyi planladıkları boru hattı hayali çöp olduğu için çıkardığı gazını Avrupa’ya ulaştıramıyor, bu sebeple Türkiye ile anlaşmaya varmak istiyor, İran da bundan rahatsız oluyor.

Aynı günlerde ortalıkta dolaşan bir başka bilgi ise Türkiye-İran ilişkileri ile ilgiliydi.

Rus kaynaklara göre; Türkiye’nin yapacağı Suriye operasyonunda, bazı Batı ülkeleri Türk askerlerine saldırı organize edecek, bunu da İran yapmış süsü vererek, iki ülke arasında savaş çıkaracaktı. İddia doğruysa, Rus makamları üçlü görüşmeyle tarafları bilgilendirerek, planın önüne geçti.

Operasyon için neden soğukkanlı davrandığımız ve ne tür kumpaslarla mücadele ettiğimiz şimdi daha iyi anlaşılıyor mu?

​               ***

Bir şu etrafımızda olan bitene, buna mukabil Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin neler yaptığına bakın, bir de içeride muhalefetin bize neleri konuşturttuğuna!

Kanal İstanbul hakkında söyledikleri ve taahhütleri bile, aslında durdukları yeri özetlemiyor mu?

Şimdilik seslerini yükselten tek başlık var; ekonomi...

Konuşmalarına bakarsanız, 3. Dünya Savaşı endişelerinin yükseldiği böyle bir ortamda sanki bütün dünya güllük gülistanlık, bir tek Türkiye ekonomik krizde!

Oysa daha önceki gün Fransa Cumhurbaşkanı Macron “Uzun süre içinde kalacağımızı düşündüğüm bir savaş ekonomisine girdik” dedi.

Muhalefetin söylemeye çalıştığı bizim bazı ülkelerden daha fazla etkilendiğimiz konusunda ise haklılık payı vardır.

O zaman da ortaya şu soru çıkar;

Türkiye’yi Almanya, Fransa, İngiltere, ABD, Çin, Rusya gibi ülkelerle mukayese etmeniz bile Erdoğan’ın Türkiye’yi nereden nereye getirdiğini göstermez mi?

Hem de onca darbe girişimi, terörle mücadele, sınır ötesi operasyonlar ve içeriden-dışarıdan kesintisiz saldırılara rağmen.

Sahi!..

Muhalif ittifakın, şayet işbaşına gelirlerse Karadeniz ve Akdeniz’deki gaz çalışmaları ile ilgili ne yapacaklarını duyan oldu mu hiç?

Benim en son işittiğim CHP Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz’ün “Akdeniz’de, Ege’de, Batı ne isterse ona uyacağız” sözüydü.

Acaba hâlen aynı yerdeler mi, anlatsalar da bilsek!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.