TMSF şirketleri 500’e yaklaştı!

Fetullahçı Terör Örgütüne (FETÖ) ‘himmet’ adı altında finansal destek sağladıkları iddiasıyla bazı iş adamlarının da aralarında bulunduğu şüphelilere yönelik yürütülen soruşturmalar devam ederken, sahipleri ya da yöneticileri gözaltına alınıp tutuklanan bazı şirketlerin, ilgili mahkemelerin kararı doğrultusunda eylül ayından itibaren TMSF’ye devredilmesi sürüyor. Soruşturma kapsamında bugüne kadar aralarında Boydak, Koza İpek, Naksan, Dumankaya, Alfemo, Yavaşçalar ve Kadıoğlu Grubu’na bağlı şirketlerin de bulunduğu Türkiye’nin dört bir yanında 500’e yakın şirket Fon’a devredildi. Fon’a devredilen şirketlerin büyük bir bölümünü KOBİ’ler oluşturuyor. Yaklaşık 500 şirketin aktif büyüklüğü 30 milyar liraya, öz kaynakları ise 15 milyar liraya dayandı. Ciroları 10 milyar lirayı aşan söz konusu şirketlerde, ilçe nüfuslarına tekabül eden büyüklükte, yaklaşık 30 bin kişi istihdam ediliyor. 
EN BÜYÜĞÜ BOYDAK 
Fon’a devredilen 30 şirketiyle Boydak Grubu, aktif büyüklük, ciro, öz kaynak ve çalışan sayısı bakımından ilk sırada yer alıyor. Boydak Grubu’nun 7,8 milyar lira aktif büyüklüğü, 3,8 milyar lira cirosu, 5,8 milyar lira öz kaynağı ve yaklaşık 13 bin çalışanı bulunuyor. Boydak’ın ardından ikinci sırada yer alan Naksan, en fazla şirkete sahip grup oldu. 6,8 milyar lira aktif büyüklüğü, 1,2 milyar lira cirosu, 1,3 milyar lira öz kaynağı ve yaklaşık 3 bin 800 çalışanı bulunan Naksan Grubu’nun 51 şirketi Fon’a devredildi. Naksan’ı aktif büyüklük, ciro ve öz kaynak büyüklüğünde Koza İpek ve Dumankaya takip ediyor. Çok sayıda şirketiyle TMSF’ye devredilen Kaynak Holding ile ilgili çalışmanın henüz tamamlanmadığı öğrenilirken, yüzlerce FETÖ’cü şirketin daha gelecek dönemde Fon’a devredilmesi bekleniyor. 
TMSF ÇALIŞMALARINI SAĞLIYOR
Sahipleri tutuklu ya da firarda olduğu, mal varlıklarına tedbir, banka hesaplarına bloke konulduğu için “TMSF’ye devredilmemesi hâlinde söz konusu şirketlerin faaliyetlerine devam edemeyip batacağı” iddia edilirken, Fon’un, banka hesaplarındaki blokeleri kaldırarak şirketlerin faaliyetlerine devam etmesini sağladığı, bu durumun şirketlerle iş yapmaktan çekinen bankalar ve tedarikçiler için güven unsuru olduğu ifade ediliyor.