Televizyon programlarımıza bakarak bizim hakkımızda hüküm vermek isteyen bir yabancı diyecektir ki: "Türkler çok neşeli, çok mutlu insanlar." Ekranlar "döktürenler"den geçilmiyor. Haber bültenlerinde bile artık bir iki dans figürü görür olduk. Oynamayan şarkıcı neredeyse kalmadığı gibi, her yaştan, her kesimden vatandaş da müzik duyduğu yerde kıvırmaya başlıyor. Hangi kanalı çevirsek aynı manzara: Belden aşağı boncuklu bir şal... Haydi! Yaşlı, genç, çoluk, çocuk, örtülü, açık herkes ortada. Eğer şarkı oynamaya müsait bir ritme sahip değilse, araya oynak bir darbuka, klarnet havası sokuluveriyor. Yani neredeyse "Sabret gönül"e bile oynayacağız! Zaman zaman televizyonlarımızda çok fazla dizi film olduğundan söz edilir. Hayır efendim! Dizi film miktarı normal... Bizde fazla olan başka bir şey. Dizi film fazla diyenler kıyaslamayı nasıl yapıyorlar bilemem ama ben Amerikan televizyonlarıyla yapıyorum. Bizde fazla olan şarkı, türkü, çalgı, çengi programları. "Show" adı altında yığınla program var; hemen hepsini şarkıcı, türkücü, mankenler hazırlayıp sunuyor ve haliyle programda en fazla yer tutan müzik ve oyun oluyor. Amerikan televizyonlarında şarkıcıların hazırlayıp sunduğu bir tane "show" programı yoktur. Bu çeşit programları yapanlar, bu işin tahsilini yapmış ve konuşma, taklit, tiyatro kabiliyetleri ile sivrilmiş insanlardır. Bu tür programların kiminde hiç müzik yoktur. Yapımcı misafirleriyle oturur; bazen ciddî, bazen hafif, her çeşit konuda konuşur, tartışır. Stüdyodakiler dinler, söz alırlar, gülüşürler, kahkaha atarlar, sık sık çığlık çığlığa bağırırlar, stüdyoda yemek yapılır, yarışmalar yapılır. Ama asla haydi eller havaya denip cümbür cemaat oynamaya kalkılmaz. Bazen bir iki tane şarkıcı gelip şarkı söyler. Bizde incelenmesi gereken şey şu: Şarkıcı ve türkücüler ve mankenler neden televizyonda program yapımcılığı görevi üstleniyor? Bu halkımızın müziğe ve oyuna ve dekolte giyinmiş güzel kadınlara olan düşkünlüğünü mü gösterir? Yoksa televizyon programı yapacak kabiliyetli ve eğitimli insanların yokluğunu mu? Yani talep oynama, göbek atma, "döktürme" yönünde de ondan mı arz böyle olmaktadır? Yoksa elde yetişmiş eleman olmadığı için, boşluğu şarkıcılar, türkücüler mi doldurmaktadır? Eğer birinci sebep ise: Yaşlı genç, örtülü, açık, kadın erkek bu kadar oynamaya düşkün olmamız nedendir? İkinci sebep ise: Bu konuda eleman neden yetişmemektedir? Bu kadar oynamak normal mi sizce? Memleketin dört köşesinde her eve giren, her yaştan, baştan insana hitabeden televizyon programlarını bu kadar oyun üstüne, şarkı-türkü üstüne kurmak normal mi sizce? Savaş çıkmış, deprem olmuş, dünya birbirine girmiş... hiçbirşey umurumuzda değil gibi. Sunucu "bugün kurtlarımızı dökeceğiz" dedi mi?! Tamam! Ne çok kurt varmış meğer bizde?! Ne bitmez tükenmez kurt varmış?! Vücuttaki kurt yani bağırsaklardaki solucan bakımsızlıktan olur. Acaba bu öteki "kurt" da zihnî, ruhî, manevî, kültürel bakımsızlıktan mı kaynaklanmaktadır?