"Sivri dilli" yazar!..

A -
A +

Michael Moore'un "Stupid White Men" kitabı Amerika'da 52 baskı yaptı. (*) Yazarın ekim ayında piyasaya çıkan son eseri, "Dude, Where's My Country?=Ahbab, Memleketim Nerde?" yine çok ses getirecek bir kitap olacağa benzer. Ondört haftadır en çok satan kitaplar listesinde. "Sivri dilli" yazar 11 Eylül, Usâme, El Kâide, Irak Savaşı çerçevesinde yine ABD politikalarını eleştiriyor. Bakın kitabın ikinci bölümünden birkaç paragraf: "Bir cumhurbaşkanının söyleyebileceği en kötü yalan nedir? 'O hanımla, Miss Lewinsky ile ilişkiye girmedim." Veya... "Onun kitle imha silahları var, dünyanın en öldürücü silahları. Ve bu silahlar ABD'ye, vatandaşlarımıza, dostlarımıza, müttefiklerimize yönelik tehdit oluşturmaktadır." Bu yalanlardan biri başkanı yüce divan önüne çıkardı. Diğer yalan ise yalancıya sadece istediği savaşı kazandırmakla kalmadı, ayrıca dostları için de geniş iş imkânları ile sonuçlandı ve gelecek seçimleri oy çokluğuyla kazanmayı hemen hemen garantiledi. Tabiî geçmişte de bize yalan söylendi. Pekçok yalan: Büyük yalanlar, küçük yalanlar, bizi dünyanın gözünde yerin dibine batıran yalanlar. "Ben hırsız değilim" bir yalandı, Richard Nixon'ın postalanmasına sebep oldu. "Dudaklarımı okuyun: Yeni vergi yok" lâfı yalandan ziyade sözünü tutmamak sayılabilirdi, buna rağmen Birinci Bush'un başkanlığına mâl oldu. "Ketçap sebzedir" teknik olarak yalan değildi, fakat Reagan idaresinin dünyaya ters bakışının iyi bir örneğiydi. Öteki başkanlar Vietnam hakkında yalan söyledi, Kore hakkında yalan söyledi, Kızılderililer hakkında yalan söyledi, 'bütün insanlar eşit yaratılmıştır' yalanını söyledi (bu sırada köleleri arka bahçede ayakları zincirli bekliyordu). Yüzlerce yıldır katar katar yalan. Yalanları yakalandığında gözden düştüler, cezalandırıldılar, uzaklaştırıldılar. Her zaman değil ama, bazen. Bush'un hâlâ başımızda oluşu belki de eski bir atasözünün doğruluğunu ispatlıyor: Eğer yalanı yeteri kadar uzun süre ve yeteri kadar sık söylerseniz, o er geç gerçek olur. Bizi Irak Savaşı'na sürükleyen yalanlar çözülmeye, ortaya saçılmaya başladığında, Bush idaresi kazazede pozunu takınıp, ellerindeki tek savunma mekanizmasını devreye soktu: Yalanı söylemeye devam edin, tekrar söyleyin, tekrar söyleyin, bir daha söyleyin, Amerikan halkı öyle perişan olsun ki, sonunda "Yeter pes ettim!" diye bağırsın, söylenenlere inanmaya başlasın. Fakat hiçbir şey, şu gerçeği gizleyemez: Evlâtlarını, hiç de gerekli olmayan bir savaşa göndermeye razı olsunlar diye, aslında olmayan bir tehdidi varmış gibi göstermek üzere ana babaları korkutmak için söylenen yalandan daha kötü yalan yoktur..." ..... (*) Türkçesi: Aptal Beyaz Adamlar-Bâbıâli Kültür Yayıncılığı

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.