Ayşe Teyze tatile çıksın...

Sesli Dinle
A -
A +
Kıbrıs Barış Harekâtı'nın kilit cümlesidir: "Ayşe Tatile Çıksın..."Cenevre'de sürdürülen görüşmeler sırasında anlaşmanın mümkün olmadığı kanaati kesinleşince, harekâtın yeniden başlatılacağı anlamına gelen parolaydı bu. Türk Dışişleri Bakanı Turan Güneş (Ayşe, Turan Güneş'in kızı Ayşe Güneş Ayata'nın adıdır), bu parolayı Başbakan Bülent Ecevit'e bildirmiş ve 'indirme' başlatılmıştı...
 
Konumuz Kıbrıs Barış Harekâtı değil ama, Ayşe Güneş'in yaşıtları diyebilirim kısaca... Şöyle:
 
Malumunuz Ukrayna-Rusya savaşının başlamasının ardından dünyadaki enerji krizi büyüyüp Avrupa'da kışın zor geçeceği kesinleşince, bu ülkelerdeki emeklilerin Türkiye'de günlük gaz parası fiyatına (27-30 avro) kalması için paketler hazırlandı.
 
Özellikle Antalya ve çevresindeki turizmciler, dar kapsamlı paketlerle, Avrupa ülkelerinde sayıları 150 milyonu bulan emekli kitlesinden 15-20 milyon kişilik pay almanın hesabını yapmaya başladı. Bu çerçevede birçok ülkede indirim marketlerinde dahi bu şekilde tur satışları yapıldı. Kampanyaya 150'nin üzerinde otel katıldı.
 
Avrupa ülkelerinin emeklileri, kendi ülkesinde kalsa, bir ayda sadece enerji giderine harcayacağı para ile (800-1000 avro) Türkiye'de 1 ay her şey dâhil tatil yapacak... Bu kampanya kış aylarını kapsıyor.
 
Yoğunluk önümüzdeki haftalarda başlayacak, şimdilik Ukrayna ve
Rusya'dan kaçanlar var tatil yörelerimizde ama ben diyorum ki, bizim emeklilerimiz; yani Ayşe Teyzeler, Hasan Amcalar da gitsin tatile... Bir ay değil belki ama 1 hafta tatile çıkaralım isteyen yaşlılarımızı. Bu tatilin bir bölümünü de devlet karşılasın. Avrupalı turistin fiyatından hareketle, bizim emeklimiz için 1 haftalık tatil yaklaşık olarak 3000 lira seviyesinde tutuyor. Bunun yarısını devlet karşılasa, 1.500 lira civarında bir bedelle emeklimiz tatil yapsa, o tesisler açık kalıp işçisini çıkarmasa, devlet de 1 işçinin işsizlik ödeneğini ödeyeceğine 4 emeklisine tatil yaptırsa ve harcadığından fazlasını kazansa, daha güzel olmaz mı?
 
Bu sistem, turizm ülkelerinden İspanya'da uygulanıyor yıllardır. Bu ülkede kış döneminde yabancıya 300 avro civarında olan fiyat, kendi emeklisine 116 avro uygulanıyor ve aradaki farkı devlet ödüyor.
 
Ülkede yaşlı ve emekli haklarının savunucusu olan federasyon üzerinden yürütülen programdan yaklaşık 2,5 milyon emekli faydalanıyor. Devlet tatile çıkacak yaşlılar için yıllık 66 milyon avro ödeme yaparken, işsizlik ödeneği ödemediği, otellerdeki tüketimden de KDV ve benzer vergileri aldığı için kâra geçiyor ve yaklaşık 110 milyon avro kazanıyor.
 
Bu sistem bizde de önce emeklilerden başlayıp sonra toplumun diğer kesimlerine de yayılabilir. Hayalim o ki, yaz aylarında günlüğü 3 bin liradan başlayan otellerle, çalışan sendikaları anlaşır, fiyatlar zirve yapmışken tatil yapamayan milyonlarca çalışan tatile çıkar, devlet de bir kısmını sübvanse ederse; aynı İspanya'daki gibi hem oteller, hem çalışanlar hem de devlet kazanır...

Sayın işveren CV'niz var mı?

Çalışma dünyasının tarihine baktığımızda iş arayan ve işveren rolleri hep aynı şekilde devam etmiş görünüyor. Parayı veren işveren olduğundan, çalışmak isteyen kendini beğendirmek için çabalamış hep. Şimdi ise işler değişiyor. Hem de büyük bir hızla gelişiyor.
Hizmet alanından tutun da yazılıma kadar her alanda kalite bir numaralı ihtiyaç.
 
Bugünün gençleri, bir iş yerinde sadece para kazandığı için kalmak istemiyor. İşverenin yaklaşımı, sosyal hakların seviyesi ve çeşitliliği, mobilite, geleceğine yatırım yapıp yapmadığı çok daha önemli hâle gelmiş durumda yeni nesil için... 
 
Şimdiki gençler "Bu iş yerinde şu kadar yıldır aynı işi yapıyorum, bu beni köreltiyor" diyerek yeni arayışlara giriyor. "Bana hak ettiğim değer verilmiyor" diye ayrılanları da gördüm.
 
Geçtiğimiz günlerde ise gazetemiz yazarlarından Ömer Ekinci Bey anlattı. Kendisinin sahibi olduğu teknoloji şirketinde bir çalışma arkadaşı arıyormuş. Aranan şartlara uygun olduğunu düşünen bir genç gelmiş, işe talip olabileceğini söylemiş. Bakın, olduğunu değil, "olabileceğini"...
 
Kendi yeteneklerini, bilgilerini anlatan öz geçmişini (CV) verdikten sonra dönüp demiş ki: "Burada benden önce çalışan arkadaşın, ayrılma sebebini öğrenebilir miyim?"
 
Ne kadar değerli bir seviye, nasıl gelişmiş bir öz güven; bakar mısınız?
 
Ömer Bey o gençle çalışmaya başladı mı, başlamadı mı bilmiyorum ama en iyisini arayan işverenin o genç gibilerle çalışması gerek. Çünkü günümüzde doğru insan ve kalite çok önemli; bütün ilişkilerde çok önemli... 
 
İşveren, doğru insanı bulamadığı, çalışan kendi yeteneklerinin karşılığı olan işi bulamadığı için milyonlarca açık iş var. Artık bu kalite çarkında dişlilerin birbirini bulması için işverenin de tercih edilebilir olması için yeni şeyler yapması gerekiyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.