Hep kötüler kazanmasa...

A -
A +

Geçtiğimiz yıl arkadaşı tarafından 3 milyon lira dolandırılan bir kadının başına gelenleri anlatmıştım. Her gün yeni hikâye, her gün yeni mağdur...

 

Başına gelenleri anlattığım Ayten Hanım'ın davasında 3 milyona 1 yıl boyunca faiz işlememiş ama ara kararla olay sabit hâle gelmiş. Banka, alacağını mağdurdan tahsil edecek. Hâlâ birilerinin canını yakmaya devam eden dolandırıcılar yakalanıp Ayten Hanım'ın zararı karşılanacak. Davanın nihai sonucunu da yazacağım mutlaka... Şimdi o olayı hatırlayalım:

 

     ***

 

Yan yana çalıştığınız ofis arkadaşınız "Telefonum şarjda. Bir telefon görüşmesi yapmam lazım ama masada olmaz, telefonunu alabilir miyim" diye sorarsa verir misiniz?

 

Büyük ihtimalle evet... Hepimiz, hiç düşünmeden tabii deriz.

 

İşte 'fena hâlde' dolandırılan kadın da böyle düşünmüş ve "Telefonunu 5 dakika alabilir miyim, özel bir görüşme yapmam lazım" diyen iş arkadaşına "elbette" demiş. Sonra o arkadaş güya kimsenin duymaması gereken konuşmayı yapmak üzere dışarı çıkmış. İşte tam da olanlar o arada olmuş. Arkadaşının telefonunu alan kadın, daha dışarı çıkmadan başlamış konuşmasına... Konuşmasını bitirdikten sonra da telefonu vermiş, çalışmaya devam etmiş.

 

Ertesi gün her nasılsa telefon yine şarjda ve yine rica minnet telefonu istiyor malum iş arkadaşı(!)...

 

Başına gelenleri de işte o ikinci günün ardından, bankadan gelen telefonla anlamış. Arayan banka görevlisi "Ayten hanım, 2 günde hesabınızdan yaptığınız kredi çekimleri ile kredi kartı harcamalarının toplamı, bize beyan ettiğiniz gelir ortalamasını aşıyor. Ek gelir bildiriminde bulunmanızı tavsiye ederiz. Kredi puanınızın düşmesini istemeyiz" deyince kalakalıyor 2 iş arkadaşından 'kandırılmış' olan "Yok, ben bu dediğiniz işlemleri yapmadım" deyince tüm hesaplar donduruluyor ve inceleme başlıyor. Meğer olay şöyle olmuş:

 

Güya 'özel' bir telefon görüşmesi yapmak üzere arkadaşının telefonunu alan kadın, hemen işleme başlamak için, dolandırıcı ortağını arıyor ve 'nasılsın, iyi misin' faslını sinyal olarak gönderip telefonu kapatıyor. Ardından 'özel' görüşmesini yaptığı telefonu arıyor.

 

Birkaç saniye sonra dolandırıcı ortaktan bir link geliyor ve telefonu elinde tutmakta olan kadın, bu linki tıklıyor. Böylece karşı taraf telefondaki bütün bilgilere erişmiş oluyor. Telefon elinde olduğu için hesapların her birinden ayrı ayrı çekilen 180, 200, 250 bin liralar için linki de onaylıyor. Yine kredi kartları uzaktan alışverişe açık olduğu için alışverişler de yapılıyor. Kadın 'gizli' görüşmesini tamamladıktan sonra yerine dönerken dolandırıcı ortağı ile yaptığı telefon numarasını siliyor. Tabii kredi ve kredi kartı harcaması için gelen SMS ve mailleri de. Böylece hiçbir iz kalmıyor. Peki o telefon konuşmasını hangi numarayla yaptı?

 

Eee, adı üstünde dolandırıcı ortağı, onu da biliyor. Yerine dönerken de, başka bir numarayı arayarak onunla konuşuyor ve arama kaydında o numaranın görünmesini sağlıyor. Tabii 'iyi niyetli' iş arkadaşı kimi aramış, kaç dakika konuşmuş diye bakmadığı için 'kötülük' numarası tıkır tıkır işlemiş...

 

Bakmış ki Ayten Hanım hiçbir şeyden habersiz çalışmaya devam ediyor; ertesi gün aynı aşamalar tekrarlanmış. Yani "Ayten abla, telefonum şarjda..." Vee, iki günde toplamda 1 milyon 300 bin liralık parası çekilmiş Ayten Hanımın... Bankadan 'ek belge' isteyen telefon gelmese kim bilir daha kaç gün fark etmeyecekti Ayten Hanım? İki gün fark etmemiş ve bankalara ilk birkaç saat içinde yapılması gerekli olan bildirimler ve adli kurumlara yapılması gereken suç duyuruları gecikmiş ve para önce başka birkaç hesaba, ardından kripto para borsasına aktarılmış.

 

     ***

 

Evet, dolandırıcılar belki aynı yöntemle, belki yeni bulduklarıyla binlercesinin alın terini çalmaya devam ediyor.

 

 

TIKLAYIN DİYORSA...

 

 

Geçtiğimiz günlerde bir video düştü önüme. Bir gazeteci, güya müthiş bir olayı haber veriyor ve diyor ki: TPAO'da aslında paranız var. Onu almak için aşağıdaki linki tıklayın, bilgilerinizi girin. Son hafta. Vakit geçiyor, kanun değişecek, alamayanların hakkı kaybolacak...

 

Gazeteciyi tanıyıp güvenenler yandı. Tabii ki yapay zekâyla görüntü ve ses kopyalanmış, böyle bir metin söyletilmiş. Hem gazeteci arkadaş hem yetkili kurumlar açıklama yaptı ama eminim dolandırıcı kadar hızlı yayamamışlardır!.. 

 

Siz siz olun, bilgi isteyeni, tıklama önerenleri görünce koşarak kaçın. Bir anlık gafletle tıkladıysanız da banka hesaplarından telefon kilitlerine kadar her şeyi değiştirin.

 

 

 

Canan Eraslan'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.