Eşit işe eşit ücret insana saygıdır

A -
A +

Geçtiğimiz günlerde Anadolu Grubu'nun sürdürülebilirlik hedeflerini anlatmak için düzenlediği buluşmaya katıldım. 19 ülkede 80'e yakın şirketi, 86 üretim tesisi, 80 binden fazla çalışanı olan grubun şimdiye kadar attığı adımları ve geleceğe yönelik hedeflerini Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan ve ekibi açıkladı. Grup, bütün çalışmalarında enerji kullanımını mümkün kılan her yolu denemiş ve enerji yoğunluğunu yüzde 31 azaltmış. Atıkların yüzde 89'unu geri dönüştürmüş, kazanmış... Su yoğunluğunu yüzde 40 azaltmış. Çevre için yapılan harcamalarını 3 kat artırmış. Tabii ki bununla kalmayıp sıfır karbon hedefiyle de yola çıkmış. Bütün iş yerlerinde geri dönüşebilir ürünlerde sıfır atık için söz vermiş... Verdiği sözlerin tamamında yarınların kurtarılması hedefi var. Yarın için lider markalar kurmak, yarın için sorumlu üretim yapmak, suyu verimli kullanmak, net sıfır atığa ulaşmak, yarın için tarım ve biyoçeşitlilik sağlamak bunlardan bazıları... Hatta 'Anadolu' adını taşıyan sincabın neslinin tükenmekte olduğunu görüp onu korumayı da görev edinmiş...

 

Hatta gerçekleşen ve daimî hedefleri arasında olan bir gelişme ise rakamdan çok daha fazlası: Eşit işe eşit ücret... Grupta 80 binden fazla çalışan var ve bunların yaklaşık yüzde 48'i kadın. Grup, gerek mavi gerek beyaz yakalıda ücret eşitliliğini 1/1 oranına çok yaklaştırmış. Kadın yönetici oranını yüzde 32'ye getirmiş. Hedef bu oranı 2030 yılında yüzde 35'e, 2050 yılına kadar yüzde 50'ye çıkarmak... Hatta Tuncay Bey insan kaynaklarından sorumlu yöneticilerine ilk işe alımlarda bu orana dikkat edilmesi için talimat da vermiş. Elbette ekonomik bir işletme, hangi alanda işini kim daha iyi yapacaksa, onunla yürümeli. İşe alımlarda cinsiyet ayrımına karşıyım ama aynı işi yapan, aynı derecede görev ve sorumluluk alan kadın ve erkeğin farklı ücretler almasını kabul edemiyorum. Büyük bir grubun 'Eşit İşe Eşit Ücret' hedefini prensip hâline getirmesi, işte bu nedenle çok değerli... Bu, insana saygının en önemli kriterlerinden biri çünkü.

Fırsat verilmiyor da tecrübe isteniyor!

Staj, herhangi bir mesleğin eğitimini alan gençlerin en önemli problemlerinden biri... Birçok şirket, stajyer almayı 'zül' kabul ediyor; devletin stajyer desteğine rağmen hem de. Ardından işe alım yapacağında ise irili ufaklı bütün şirketler saydığı şartlar arasına 'En az 5 yıl tecrübe' notunu mutlaka düşüyor. İyi de stajyer almazsanız bu gençler işini nerede öğrenecek? Tecrübe arıyorsunuz, haklısınız da o tecrübe nerede edinilecek?

 

İşte bu soruya, Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde bir konuşma yapan Ali Ülker, kendi sorumluluk alanı için cevap verdi: Yatırımlarımızın merkezinde insan var. Özellikle gençlere daha fazla yer açabilmek adına işe alımlarda 'tecrübe' şartını ortadan kaldırdık...

 

Ayakta alkışlanabilecek bir adım... Teknolojinin her alanda hayatımızda olduğu bir dönemdeyiz. Teknolojiyi de en iyi gençler kullanıyor, geliştiriyor ve yeniliklere hazır hâle getiriyor. Potansiyeli yüksek gençleri 'tecrübeniz yok' diye çevirmek, aslında şirketlerin fırsatlara baştan sırt çevirmesi anlamında bana göre.

Haydi şimdi Afrika'ya...

Dünya, pandemiden önce sinyal vermeye başlamıştı. Kirlilik mevsimleri değiştiriyor, kaynak yetersizliği fiyatları artırıyordu. Pandemi ise küçük sinyalleri büyüttü, tedbir alınmazsa neler olacağını acı bir şekilde anlattı bize. Kaynakları verimli kullanmaz, sularımızı bu kadar hoyratça harcar, topraklarımıza binalar dikersek, yarın ekmeksiz kalacağımızın işaretlerini verdi. Şimdi ise 'geliyorum' diyen tehlike geldi. Bütün dünya, iki ülkenin savaşmasının da etkisiyle hem gıda hem enerji krizi yaşıyor. Topraklar kirli, verim düşüyor. Ham madde pahalı, üretim kısıtlı hâle geliyor... Evet, ülkemizin üretim çeşitliliği, hızı, kalitesi sebebiyle mal satamayacağı ülke ve kesim yok ama bütün dünya talebi kısmış, ne olacağını beklerken, yeni açılımlar, yeni pazarlar bulmak şimdi artık dünden çok daha önemli hâle geldi. Türkiye, sık sık yaşanan krizlerden büyük dersler çıkararak Afrika açılımını yıllar önce başlattı. Özellikle gıda ve makine sektörümüz bu ülkelerde çok önemli adımlar atmış durumda. Bu coğrafyanın insanı olarak 16. yüzyıldan bu yana süren ilişkiler, bu ülkelerin insanlarıyla iş birliğini daha mümkün hâle getiriyor. Büyük hacimli ihracatın yanı sıra, küçük şirketler de Afrika ile ilişkilerini, fuarlar ve organizasyonlarla büyütüyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.