Gücü fark etmek

Sesli Dinle
A -
A +
Önceki akşam bir güldürü programı izledim. Parodide, bir oyuncu, kendi yetenekleriyle değerlerinin farkında olmayan bir ülkeyi temsil ediyordu. Bir şekilde yanına gelen kızı ve onun arkadaşlarının gençler arasındaki ilişkilerden örneklerle yönlendirmesiyle bütün ülkelerin desteğini almasına 'şaka yollu' yaklaşıyordu. Ergen çocuklar "Üzerine gitme, kapris yap" deyince oluşan durum herkesi kahkahaya boğunca aklıma, Türk tekstil sektörünün uzun süredir yaşadığı bir 'inatlaşma' durumu geldi...
 
Malum Türk tekstili gerek malzeme, gerek işçilik, gerekse modaya yön verme konusunda geldiği kalite seviyesiyle dünyada ilk sıralarda. Bu güç kendini pandemide daha da iyi gösterdi. Dünya Çin'den almayı yavaşlatınca, hem üretim hızı hem de lojistik kabiliyeti yüksek olan, tasarımda da ilk sıralara yükselen Türk tekstil sektörü girdi ve 'olmazsa olmaz' olduğunu ispatladı. İşte dünyadaki gurur sebeplerimizden olan Türk tekstil sektörü, uzun süredir Avrupa ile bir didişme hâlindeydi. Tekstil, Konfeksiyon, Deri ve Moda endüstrileri için en önemli ve en verimli fuarlardan olan Premiere Vision Paris, Türk tekstil sektörü için çok önemli bir fuar ama, Türkiye'nin varlığı da o fuar için çok ama çok değerli. Buna rağmen fuar yönetimi Türk üreticisine bir dayatma yapmak istedi. Temmuz ayında Paris'te düzenlenecek fuarda Türkiye'den bütün üreticilere, her zaman olduğu gibi ürün gruplarına göre değil de ülke gruplarına göre yer vereceği açıklandı. Diyeceksiniz ki, Türkiye çatısı altında olması kötü mü?
 
Yok, durum o değil... Öncelikle Türkiye, Asya ülke grupları içinde yer bulmuş. Onun dışında, daha önceki yıllarda fuar ürün gruplarına göre yerleştiriliyor, ülke gruplarına ayrı bir yer veriliyordu. Bu defa ürün gruplarında yer verilmeyen Türk üreticisi, duruma itiraz etti.
 
Fuar yönetimi bir süre direndi, ancak Türk tekstil sektörü temsilcileri "Biz de fuara katılmayız" diyerek tepkilerini 'yüksek perdeden' gösterince fuar yönetimi ülkemize geldi, yoğun müzakerelerde bulundu ve sorun çözüldü. Temmuzdaki fuarda Türk şirketleri yine ürün gruplarına göre yer bulacak. Bu durum çok önemli. Şimdi düşünün, fuarda alanınızda alım yapacaksınız. Gidip ülke çatısı altında ne var diye mi bakarsınız, işinize yarayacak ürün grubunda kim ne üretmiş diye mi? Mutlaka ikinci şık ve şirketlerimiz de bunun için mücadele etti.
 
İşte burada en önemli detay, gücü fark etmek... Gücü fark eden başkalarının bunu azaltmak için yapmak istediklerini ise, ancak birlik olarak boşa çıkarabilirsiniz... İşte Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz ile Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Başkanı Pınar Taşdelen Engin öncülüğünde bir araya gelen, gücünü, hedefleri doğrultusunda bir arada tutan üreticinin yaptığı, bunun için çok değerli.

Yangında uçak mı yoksa helikopter mi?

Geçtiğimiz yaz Gelibolu'daydım. Civarda bir orman yangını başlamıştı. Görüş alanımda olan deniz kıyısının uzaklarından 2 helikopter, 1 uçak göründü. Uçak hızla geldi. Zannettim ki suyunu hemen alacak ve aynı hızla yangını söndürmeye gidecek. Yok, öyle olmadı. O hızla gelen uçak, aynı hızla denizi pas geçti, yeniden yükseldi. Helikopterler ise biraz daha yavaş geldi, depolarına birkaç dakika içinde su çekti, havalandı ve yangın söndürmeye gitti. Helikopterler dönüşe geçmişti bile uçak doğru seviyeyi bulup su almaya başlayıncaya kadar... Yine güzelim ormanlarımıza kastedecek hainler olacak her zaman ama mücadele için karar verirken, iyi seçim yapmak gerek...

Tersine beyin göçü başlıyor

Geçtiğimiz birkaç yıl boyunca dünyanın bütün şirketlerinin yazılımcıya ihtiyacı her geçen gün büyüyordu. Çünkü market zincirinden telekomünikasyona, e-Ticaret şirketinden hava yolu şirketine kadar herkesin ihtiyacı vardı ama yazılımcı yoktu. Olan da yılda birkaç şirket değiştirir hâle gelmişti. Sonra şirket yetmedi, ülke değiştirmeye başladılar. Fakat son dönemde durum tersine döndü. ABD'nin Silikon Vadisi'nde başlayan bozulma, işten çıkarmaları furya hâline getirdi. Oradaki yazılımcılar için, teknolojide yükselişini sürdüren, yazılımcıya ihtiyacı devam eden Türkiye önemli bir hedef olabilir. Bu durumun organize edilmesi hâlinde beyin göçünün tersine dönmesi an meselesi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.