Hepimiz borsacıyız!

Sesli Dinle
A -
A +

Enflasyon yüksek olunca, insanlar parasının değerini korumanın türlü yollarını aramaya başladı. Finans kesimindeki alternatifler çeşitli sebeplerle birçok kişiye uzak.

 

Altın, döviz deseniz, onlar da enflasyonun epey altında kalınca, tek seçenek borsa oldu ve milyonlarca kişi doğrudan hisse senedi piyasasına daldı ve 2021'e kadar 1 milyon civarında dalgalanan bireysel yatırımcı sayısı, 2022'nin sonuna gelindiğinde 3 milyonu buldu. Küçük yatırımcı tabir edilen bu kişiler ne yatırım hesabı yaparken baktı sağına soluna, ne de hisse alırken...

 

Tamam, yatırım şirketlerinin hizmet bedelleri bir yere kadar telafi edilebilir olsa da, iş araştırma yapmadan, sistemin nasıl işleyeceğini bilmeden bir hisseye binlerce, hatta yüz binlerce lira yatırmak tam anlamıyla çılgınlık.

 

Geçen sene bu zamanlar herkes 'dolar ne olacak' diye tartışıp kendisini 'ekonomist' diye adlandıran ve yetenekleri 'uçuk kaçık tahmin yapmaktan ibaret' olan spekülatörlerin 'uçacak-kaçacak' dediği doları almaya koşarken, bugün aynı durum hisse senedi piyasasında yaşanıyor.

 

Sosyal medyada hisse senetleri için yapılan "10-20 kat artacak" tahminlerini gördükçe dehşete düşüyorum. Binbir güçlükle kazandıkları paraları, kim olduğunu bilmediği insanların tahminlerine göre bir yerlere yatıran insanlar için korkuyorum artık.

 

Birisi diyor ki: "Haydi arkadaşlar bugün (.....) hisseyi ayağa kaldırıyoruz, tavanlıyoruz..."

 

Diğeri diyor ki: "Haydi abi filanca hisse çok kaldı oralarda, bir el at da gülelim..." Bir başkası çıkıyor bundan cesaret alarak ve "Ben falanca filanca hisseyi aldım ama size alın demem" diyor ama onun "aldım" dediğini gören, duyan durur mu? Durmuyor tabii. O şirket ne yapıyor, ne alıp ne satıyor, borcu var mı, sermayesi ne, duyurduğu ciro ve kâr oranları, hissenin bu seviyeye gelmesini gerektiriyor mu; sormuyor asla...

 

Şimdilik, başta da söylediğim gibi alternatif olmadığından, hızla yükseliyor borsa ve henüz parasını batıran, birilerine kaptıran vatandaş haberleri görmediğimiz için alım ve paralelinde yükseliş devam ediyor ama her an yıkılacak legolar gibi duruyor bu büyüme...

 

Çünkü Borsa İstanbul'daki yeni yatırımcı kitlesinin büyük bölümü "söylentiyle" yani amiyane tabirle "gazla" gidiyor. Aynı gaz piyasayı tersine çevirdiğinde en hızlı paniğe kapılacak olanlar da yine yeterince araştırma yapmayan kesim olacak maalesef...

'HİSSEM PAHALI' DİYEN ŞİRKET SAHİBİNİ DAHİ UMURSAMADILAR

Herkesçe malum bir hisse senedi var. Geçtiğimiz yıllarda epey kazandırmış. Bu yıl da epey hareketli bu hisse.

 

Bütün sosyal medya platformlarında bu hissenin adı geçince, yönetim kurulu başkanı bir açıklama yaptı ve "Benim şirketimin ederi şu fiyat. Bunun üzerini anlamıyorum" diye özetlenebilecek bir açıklamada bulundu, ortalık birbirine girdi.

 

Sermaye piyasaları açısından yaptığı suç mu, değil mi; onun kararını yetkili merciler verir ama şirket sahibinin "Benim hissem bu kadar etmez" açıklaması bile insanları sadece birkaç gün durdurabildi ve telaffuz edilen o seviyeye de asla gerilemedi. Tehlikenin büyüklüğüne bakar mısınız!.. "Benim malımın fiyatı bu kadar" diyor sahibi ama "Yok canıııım, o fiyat ucuz, ben 2 katına alırım" diyen binlerce kişi var. Korkum ondan işte...

İki S, dünyayı değiştirdi

Biri salgın, diğeri savaş... Son birkaç yılımızı alıp götürdü...

 

Geçtiğimiz günlerde Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birliklerinin (GAİB) ödül törenindeydim. Başkan Fikret Kileci, ödül töreni sonrasında sorularımızı cevaplarken, ihracatın 'en'lerine de dikkat çekti. Türkiye, büyümesini ihracat ve turizmin önemli katkısıyla büyüten bir ülke. Sınırlar kapanıp savaş her şeyi kısıtlayınca ne ihracat oluyor ne turizm... 2019'da başlayan pandeminin ardından başlayan savaş da işte bu iki kaynağımızı vurdu. Ülkenin ihracat lokomotiflerinden sanayide durgunluk var. Çünkü insanlar ısınmak ve doymak için alıyor sadece. Kileci de öyle dedi:

 

Herkes ısınacak, aydınlanacak, doyacak, sağlığını koruyacak. Bu nedenle bu sektörlerde tam anlamıyla patlama var. Hububat rekor kırıyor. Makarna, sağlık ekipmanı üretim makineleri de öyle. Bu ürünlerin makine tarafına gidin, 1-1,5 sene sıra alan sektörler var. Enflasyonun da şartları zorlaştırdığı dünyada insanlar sağlık, gıda ve enerji dışında bir şeye para harcamak istemiyor. Yani halıyı, mobilyayı daha az düşünüyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.