‘Made in Lübnan’ yerine ‘Made in Türkiye’ istemek

Sesli Dinle
A -
A +
Son yıllarda dünya ticaretinin en hızlı yükselen değerlerinden biri Türkiye…
 
Özellikle pandemi döneminde Çin’den ürün almak istemeyenlerin yanı sıra, hızla eline geçsin isteyenlerin tedarik merkezi olma yolunda büyük yol aldı ülkemiz. Birçok üründe fasoncu değil, moda ve tasarımla birleşen kompakt ürünlerin üretildiği, yeni taleplere hızla cevap verilen, sipariş, üretim ve teslimatta toplam 1 haftalık sürelerin dahi konuşulduğu müthiş esnek bir yapıya sahip olan ülkemiz sanayicisi, bu kabiliyetiyle ‘Made in Türkiye’ etiketinin değerinin yükselmesini sağladı. Şimdi ise dev markalar, başka ülkelerde bulunan fabrikalarını Türkiye’ye taşıma yönünde bir trend oluşturmaya başladı.
 
Sanayi arazisi ya da fabrika binası kiralamalarına aracılık eden gayrimenkul uzmanı Gülcan Altınay’ın verdiği bilgiye göre, Türkiye’de fabrika kiralamalarında da büyük artışlar görülüyor. Altınay, özellikle Rusya ve Ukrayna’dan birçok üreticinin Türkiye’de fabrika kiraladığını söylüyor. “Geçtiğimiz günlerde bir üreticiye bizzat fabrika binası kiraladım” diyor Gülcan Altınay…
 
Bu kiralamayı yapan şirket, daha önce üretimini Lübnan’da sürdürüyormuş. Yeni ticaret düzeninde 'Made in Lübnan’ yerine ‘Made in Türkiye’ etiketinin daha değerli olduğunu görmüş bu üretici ve ardından soluğu Türkiye’de almış. Bunun gibi birçok üretici önce kiralık fabrika ile işe başlamak, ardından vatandaşlık mümkün olursa fabrika satın alarak işini büyütmeyi planlıyormuş. Tabii İstanbul’da kiralar hızla arttığı için üreticiler de İstanbul’a yakın bölgelere, sanayinin yoğunlaştığı Trakya bölgesine yönelmeye başlamışlar. Çünkü İstanbul’da fabrika binası kiralarının metrekaresi 7 dolarken Trakya’da 4 dolara kadar geriliyor. Türkiye’nin dondurma üreticilerinden biri de İstanbul’daki fabrikasını taşımak için yine Çerkezköy’ü tercih etmiş. Konuttaki yüzde 25 kira artış sınırı iş yeri kirasında geçerli olmadığından bu alanda hızlı bir yükseliş söz konusu.
 
Bu yükselişin önemli sebeplerinden biri de kiralık iş yeri arzında yaşanan sıkıntı. Bu sıkıntı üretim artışına ve dolayısıyla yeni istihdama yönelmek isteyenin de önünü tıkıyor. Geçtiğimiz günlerde devletin Hazine arazisi vermesiyle yapılacak konutların kiralama yöntemiyle vatandaşa arz edilmesine yönelik bir çalışma başlatıldı.
 
Arkadaşımız Önder Çelik’in imzasını taşıyan habere göre, devletin bedelsiz vereceği arsalara özel sektör ev yapacak, bu evler vatandaşa kiraya verilecek, işletme süresi bittiğinde konutlar devlete devredilecek ve yeni bir süre devreye girecek… İşte bu yöntemin aynısının iş yerleri için de yapılması mümkün. Bu yolla sanayinin İstanbul dışına taşınması amacında da mesafe katedilmiş olacak.

Tüketmek için biraz daha zaman var

Yurt dışında birçok markette balıktan sebzeye ve kırmızı ete kadar birçok ürün, son kullanma tarihine birkaç gün kaldığında ayrı bir sepete ya da bölüme konuluyor ve normal fiyatının yarısına yakın fiyattan satışa sunuyor. Türkiye’de bunu Migros başlatmış ve “Tüketmek İçin Hâlâ Zaman Var” diyerek yüzde 25 de indirim yapmış son kullanma tarihi yaklaşan ürünlere.
 
Geçtiğimiz aylarda bir zincir marketin, buruşan ürünlere indirim yapmak yerine çöpe döktüğünü gösteren haberleri gazetemizde yayınlamıştık. Bir başka marketin de son kullanma tarihi gelmiş ürünün etiketinin üzerine yenisini yapıştırarak satışa sunduğu görüntüler izlemiştik. Bu tür işlemler yerine bütün marketleri gıda israfını önlemeye yönelik bu yöntemi uygulamaya davet edelim. Tüketici olarak bunları talep edelim.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.