'Sulu' sorular

Sesli Dinle
A -
A +
Yağmur yağmıyor, dört gözle beklediğimiz kar, ne Balkanlar'dan geliyor, ne Karadeniz'den... Vazgeçtik batı illerinden, yılın 6 ayını kar altında yaşayan Doğu illerimiz bile kar hasretinde. 'Karsız Kars' olur mu? Oldu maalesef... Kar yok, yağmur yok, susuzluk yanı başımızda. Su olmayınca tarımsal üretim de yok denecek kadar azalacak. Azalan gıda talebe yetmeyecek ve fiyat artacak. Yani tehlike büyük.
 
Tehlike büyük de, biz bu tehlikenin farkında mıyız?
 
Üzülerek söylüyorum ki; değiliz...
 
Çeşmelerimizden akan ve içilebilecek kadar kaliteli olan sularımızla bahçe-tarla suluyoruz, araba-sokak yıkıyoruz. Daha da kötüsü boşu boşuna akıtıyoruz... Öööyle dümdüz, boş boş akıtıyoruz. Suyu... Hayat kaynağımız olan suyu... Olmadığında 3-4 günde hayatın sona ereceğini bildiğimiz hâlde insafsızca, vahşice harcadığımız suyu boşa akıtıyor ve susuzluk tehlikesi bu kadar burnumuzun dibindeyken hâlâ ulusal bir tasarruf politikası uygulamıyor, acil tasarruf çağrıları yapmıyoruz; inanabiliyor musunuz!..
 
Bir süre önce, TEMA Vakfı Başkanı Sevgili Deniz Ataç'la bir araya gelmiştik. "Alarm kurarak duş alıyorum. Her gün biraz daha kısa tutmaya çalışıyorum" diyordu tasarruf tedbirlerinden biri olarak...
 
Ben de merak ettim ve çevremde küçük bir araştırma yaptım. Kim nasıl tasarruf ediyor suyu? Daha da önemlisi tasarruf etme bilincine ulaşmış mı insanlar diye!.. Bu küçük araştırmada dahi, kadınların tasarruf bilincinde ve ailenin diğer bireylerini yönlendirme konusunda da görev üstlendiğini görmüş olmak hem güzel hem eksik geldi ama güzel yöntemler de çıktı doğrusu. Kadın-erkek ayırmadan her bir kişiden aldığım tasarruf yöntemleri şöyle:
 
> Mutfak ve banyonun yanı sıra duş başlığına da su tasarruf aparatı taktım. Tek yöntemim bu.
 
> Duş suyu ısınıncaya kadar akan suyu biriktirip klozet ve temizlikte kullanıyorum, sebze yıkadığım suları da çiçek sulamada kullanıyorum.
 
> Duş süresini mümkün olduğu kadar kısa tutuyorum, el yıkama, diş fırçalama sırasında mutlaka musluğu kapatıyorum.
 
> Kombinin suyu ısıtma süresi çok uzun. Bu sürede su boşa gidiyor diye şofben aldım. Kapatıp açtığınızda bile su anında ısınıyor. Ayrıca çocuklara ve hatta misafirlere dahi tasarruf uyarısında bulunuyorum. Bazıları 'cimri' diye şaka yapıyor ama suda cimriyim evet.
 
> Tasarruf aparatları aldım, elde bulaşık yıkamayı bıraktım, çamaşır ve bulaşık makinesi tam dolmadan çalıştırmıyorum ve çok sevdiğim hâlde balkonları yıkamaktan vazgeçtim, silmeyi tercih ediyorum.
 
> Arabamı yıkamayı severim ama bunu bıraktım. Püskürtmeli yıkamacıya götürüyorum. Evin her yerine uyarı kâğıtları astım. Eve gelenlere de 'musluğu kapat' uyarası yapamadığım için iyi oluyor.
 
> 2 oğlum ve bir eşim, 3 erkek... Ne yapsam tasarrufa alıştıramıyorum. Ellerini bile sıcak suyla yıkıyorlar, kombiden gelen su ısınıncaya kadar onca su boşa akıyor. Eşim balkon yıkamayı çok seviyor, vazgeçmiyor.
 
> Bulaşıklara ön yıkama yapıyordum, bundan vazgeçmeye çalışıyorum.

SU KESİLSİN DE BAK GÖR TASARRUFU!

Küçük su araştırmam sırasında tavsiye veren de çok oldu. Orada da çok ilginç fikirler var:
 
> Elimizi attığımızda suyun gelmesine alıştık ya, 24 saat kesilse ve kesinti planları açıklansa; bakın kimse harcayabiliyor mu boşa?..
 
> Daha 10-15 yıl önce mahalleye tanker gelirdi içme suyu için. Gece yarıları 1 saat su verilirdi. Bunu hatırlatmalı insanlara.
 
> Batarya üreticileri, kullanılan suyu tekrar kullanacak sistemler geliştirmeli, en azından yeni yapılan evler suyu tekrar kullanan sisteme sahip olmalı, yağmur suları biriktirilmeli.

 

Böyle şirketler çoğalsa...

Konu 'dünyaya iyi bakmaktan' açılmışken, güzel örneklerden birini de paylaşmak isterim. Malum, tekstil ve hazır giyim, su kullanımı ve çevre konusunda eleştirilen sektörlerden. Bu sektörde faaliyette bulunan giyim markası Koton ise tam tersi yönde çalışmalarıyla dikkat çekiyor son yıllarda.
 
2021'de sürdürülebilirlik raporunu yayınlayan marka 'Yaşama Saygı' manifestosu etrafında geliştiriyor fikirlerini. Buna dikkat çekmek için de koleksiyonlarını tanıtırken su, çevre, hava kalitesi gibi değerlere yönelik adımlar atıyor. Mesela Dünya Serbest Dalış Rekortmeni Millî Sporcu Şahika Ercümen ile hayata geçirdiği Suya Saygı koleksiyonu... Bu koleksiyonda geri dönüştürülmüş polyester, pamuk, akrilik ve pamuk karışımlı kumaşlar kullandı.
 
Bununla kalmadı, aynı yıl 90 bin pet şişenin dönüşümünü ve 45 milyon litre su tasarrufu sağladı, 774 ton atığı geri dönüşüme kazandırdı. Hayata Saygı, sadece çevreye saygıyla olmuyor tabii...
 
Koton Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Yılmaz'ın "İnsanlara, topluma, işimize, dünyaya, doğaya, hayvanlara, tüm canlılara ve kısaca 'yaşama saygı duymak' anlamına geliyor. Yıllardır iş yapış şeklimizi buna göre organize ediyoruz" cümlesi, tüm yapılanların sebebi ve amacı aslında... 
 
İşin devamında sonuçlar daha müthiş olacak belli ki. Çünkü şirket şöyle diyor: 2040 yılında karbon nötr olacağım. Yani çevreye tek bir zararım dokunmayacak. 2030’a kadar bütün işlerimde yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanacağım, tüm tedarik sistemlerimi de buna uyduracağım. Bu yıl geri dönüştürülmüş ambalaj oranını artırıp 2026’ya kadar yüzde 50’ye ulaştırıp tek kullanımlık malzemeleri en aza indireceğim…
 
Kadının emeğine daha çok saygı gösterip onun da dünyayı güzelleştirmesine aracılık edeceğim…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.