Türk kadını, buluşta liderliğe koşuyor

Sesli Dinle
A -
A +
Yazılım olmadan adım bile atmıyoruz. Adım demişken... Kaç adım attığımızı bile saydığımız cihazlardan fark etmeden bağımlısı olduğumuz uygulamalara kadar her şey bir yazılımın ürünü. Bu yazılımları son 25-30 yıl içerisinde hayatımıza aldık ama ilk yazılımın ne zaman yapıldığını biliyor musunuz?
50 yıl mı dersiniz? Yoksa 100 mü desek?
 
Hiçbiri değil. İnsanlık tarihini incelediğimizde hayatımızı kolaylaştıran milyonlarca buluştan biri olan yazılım... 1815-1852 yılları arasında İngiltere'de yaşayan bir kadın tarafından gerçekleştirilmiş. Evet, birçok buluşun erkeklerin eseri olduğunu zannettiğimiz dünyada, asıl adı Augusta Ada King olan ve İngiltere'de yaşayan Ada Lovalace olarak bilinen metamatikçi yazarın eseriymiş ilk yazılım. Ada Lovelace, karmaşık makinelerin en önemli örnekleri arasında gösterilen Analitik Motor için bir algoritma hazırlamış... Bu algoritma, bir makine tarafından çalıştırılması amacıyla hazırlanmış ilk yazılım olarak kabul ediliyor. Bu da Ada Lovelace’a ilk bilgisayar programcısı unvanını kazandırıyor. Bilinen ilk bilgisayar diline ''Ada'' denmesinin sebebi de buymuş aslında...

Peki Wi-Fi?

İnternete bağlanmamızı sağlayan şey... Bu harika buluş da bir kadının eseri. İkinci Dünya Savaşı döneminde bir oyuncu olan Hedy Lamarr, Müttefik Devletlere yardım etmeye ve savaşa girmeye karar vererek oyunculuk kariyerini bırakmış. Wi-Fi’nin temel taşını keyfetme yolculuğu ise, donanmanın radyo kontrollü sistemlerde zorluk yaşadığını duymasıyla başlamış. Eksen güçlerinin radyo mesajlarını çözmesini zorlaştıran, frekansları sürekli değiştiren bir sistem kurmayı amaçlayan buluşu, donanmanın sistemini daha gizli hâle getirmeyi hedefliyordu. Lamarr sonraki süreçte Wi-Fi'ın patentini aldı fakat bu projeyi hayata geçiremedi. Buluşu, hak ettiği değeri yaklaşık 50 yıl sonra görebildi.
 
Güneş enerjisiyle ısınmanın önünü, Güneş'in Kraliçesi olarak anılan Dr. Maria Telkes açmış. Buzdolabı, 1900'lü yıllarda Florance Parpart tarafından bulundu.
Bulaşık makinesi de Josephine Cochrane adlı zengin bir kadının eseri. Kendisi bulaşık yıkamazmış ama, daha hızlı yıkanması için yol ararken ulaşmış bu fikre...

Peki Türkler?

Canan Dağdeviren... Kalbe, akciğere, diyaframa yapıştırılabilen giyilebilir kalp pili... Bu buluşundan da dedesinin henüz 28 yaşında kalp yetmezliğinden hayatını kaybetmiş olmasından etkilenerek daha küçük bir çocukken kalp sorunu olan insanlar için çalışmalar yapacağına dair kendisine verdiği söz etkili olmuş Hedeflediği gibi kendisi 28 yaşına gelmeden de bu sözünü tutmuş.
 
Kanser teşhisinde çığır açan buluş da yine bir kadına, Türk kadını Dr. Naşide Gözde Durmuş'a ait. Sadece bir cihaz ve 1 damla kan ile 20 dakikada kanser teşhisi yapılabilmesinin önünü açmış...
 
Bütün dünyada kadınlar önemli buluşlara imza atıyor ama Dünya Fikri Mülkiyet Göstergeleri 2022 raporuna göre ise Türkiye, ortalamanın üzerinde performans sergiliyor. Türkiye, kadın buluşçuların Patent İş birliği Anlaşması (PCT) başvuruları içerisinde yüzde 24,2 ile İspanya'dan sonra ikinci sırada. Ardından Çin, Hindistan, Japonya, Avusturya geliyor. Erkeklerin buluş sayısında gerileme var ama Türk kadınının dünya sıralamasında liderliğe ulaşması için küçük bir desteğin yeteceğini düşünüyorum.

“Tecrübe şart da, biz nerede kazanacağız?”

Sanırım son dönemde gençlerden duyduğum en önemli serzenişlerden biri bu. Şirketlere stajyer olmak, hem eğitim hem de iş hayatının neredeyse en büyük zorluklarından biri. Eğitim sistemi stajyerlik kurumunu zorunlu tutuyor, takip ediyor. Devlet deseniz bu dönemde gençlerin sigorta giderini ödüyor ama şirketler yine de 'olmaz' diyor. Fakat aynı şirketler işe alımlarında 'tecrübe' diye tutturuyor. Tamam da, gençlerin tecrübe kazanmasına fırsat vermeyen siz, tecrübesiz olmaz diyen de siz... Burada bir tezat yok mu sizce? Hâlbuki stajyerlik kurumu çok önemli şirketlerin, en değerli adımlarından biridir. Stajyer alırken ince eleyip sık dokuyan, torpile kapıyı kapatan şirketler, en değerli ekip arkadaşlarını bu 'stajyerler' arasından seçiyor. Bazıları 'tecrübe' ararken, sıfırdan başlayıp tecrübe kazandırdığı ekip arkadaşına fırsat sunabilen şirketler, bugün çok değerli ve kazanması çok zor olan insan kaynağına yavaş yavaş ve sağlam olarak kavuşuyor.
 
Bu alanda takdire şayan şirketlerden birinin Yıldız Holding olduğunu biliyorum. Yıldız Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker "Biz insan kaynağımızı oluştururken tecrübe arama şartını kaldırdık" demişti bir keresinde. Bunun sebebini de "Şirketimizde gençlere daha fazla alan açabilmek" olarak ifade etmişti... Dilin zarafetine bakar mısınız!.. "İnsan kaynağımızı oluştururken..."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.