Seçim kazandıran vaat ve uygulamalar

A -
A +

Prof. Dr. Hasan Fehim Üçışık
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Öğretim Üyesi

 

 

 

 

 

Türkiye’de 1983 yılından 2018 seçimlerine kadarki gelişim, partilerin oylarının sosyal tedbir vaatleriyle önemli oranda artabildiğini ve iktidara gelindiğinde bu vaatler gerçekleşmediği veya sosyal tedbir uygulamaları sürdürülmediği takdirde azaldığını göstermektedir.

 

 

 

Bizce, yetersiz gelirlere ek olarak yapılan yardımlar takdire bağlı olmamalı, her bir yerleşim yeri için, geçim şartları, ailedeki kişi sayısı, konut için kira ödeniyorsa miktarı, öğrenci olan çocuklar için eğitim harcamaları gibi belirli ölçütler uygulanmalıdır.

 

 

 

Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir; devlet bu güvenliği sağlayacak tedbirleri alır.

 

 

 

Türkiye’de özellikle 1982 Anayasası döneminde seçmen kitlelerine yönelik sosyoekonomik vaat ve uygulamalar, seçimlerde çok önemli bir belirleyici olmuş, tutarlı vaatlerde bulunan siyasi partiler tek başına iktidara gelmişler ve bu vaatleri yerine getirdiklerinde girdikleri seçimleri kazanmışlardır.

 

 

 

ANAVATAN PARTİSİ’NİN TEK BAŞINA İKTİDARI

 

1983 yılındaki seçimde Anavatan Partisi, orta direği güçlendirmeyi vadetmiş, tek başına iktidara gelmiş ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununu çıkararak her il ve ilçede Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı kurmuş, bu vakıflar aracılığıyla ihtiyacı olan vatandaşlara yardım yapmış, 1987 yılındaki seçimde de tek başına iktidar olmuştur.

 

Seçim kazandıran vaat ve uygulamalar

 

 

 

AK PARTİ’NİN TEK BAŞINA İKTİDARI

 

2000 ve 2001 yıllarındaki “Ekonomik İstikrar Programı” uygulaması; esnaf, tüccar, sanayici ve çiftçilerin topluca tepki göstermelerine ve ilginç protestolarına sebep olmuştur. 2002 yılındaki seçimde AK Parti tek başına iktidara gelmiş, yaşlılık aylıklarına seyyanen zam yapmış, emek gelirlerini her yıl enflasyon oranının üzerinde artırmış, sonraki dönemlerde de bu tür uygulamalarla iktidarını sürdürmüştür.

 

2002 seçiminde AK Parti, %34,3 oy oranıyla tek başına iktidar oldu, CHP %19,4 oranında oy aldı, diğer partiler barajı aşamadı.

 

AK Parti, bu dönemde, yaşlılık aylıklarına seyyanen zam yapılması, emek gelirlerinin enfeksiyon oranının üzerinde artırılması, hastanelerin ortak kullanımı, sosyal sigortalıların istedikleri eczaneden ilaç alabilmeleri gibi, geniş kitlelerin lehine uygulamalar yaptı. Bunların bir kısmını 2007 seçiminde afişlere şöyle yansıttı: “İstediğim hastanede tedavi oluyorum”, “Ders kitaplarımı ücretsiz alıyorum", “Kira öder gibi ev sahibi oldum”, “KOBİ'lere daha fazla kredi, tam destek”, “Gençlere her alanda tam destek”, “4,5 yıldır elektrik faturamı zamsız ödüyorum”.

 

2007 seçiminde AK Parti'nin oyları %46,6'ya yükseldi, CHP %20,9, MHP %14,3 oranında oy aldı.

 

2011 seçiminde AK Parti, o dönemdeki ve daha önceki icraatını afişlere şöylece yansıttı: “1 milyon ücretsiz ders kitabı dağıtıldı”, “İstediğim şehirde üniversiteye gidiyorum”, “Hastaneleri birleştirdik”, “İstediğim hastanede tedavi oluyorum”, “Artık ailemizin doktoru var, Aile Hekimliği hizmetine başladık." "%80 ucuza istediğim eczaneden ilacımı alıyorum…”

 

2011 seçiminde AK-PARTİ %49,8, CHP %26, MHP %13 oranında oy aldı, diğer partiler yine barajı aşamadı.

 

2014 yılında öğretim üyeleri ile yardımcılarının brüt aylıklarının %100 ve %115 oranında yüksek öğretim tazminatı ödenmesi öngörüldü. Böylece araştırma görevlilerinin aylıkları, en üst derece ve kademedeki öğretmenlere ve vaizlerin aylıklarının üzerine çıktı.

 

2015 yılında yapılan bir düzenlemeyle, mevduat ve katılım bankalarında çeyiz hesabı açıp en az 3 yıl sistemde kalan ve 27 yaşını doldurmadan ilk olarak evlenenlere hesaplarındaki tutarın %20'sini ve 5.000 lirayı aşmamak üzere devlet katkısı ödenmesi, konutu olmayanlara da aynı şartlarla %20'yi ve 15 bin lirayı aşmamak üzere katkıda bulunulması öngörüldü. Çeyiz hesabı düzenlemesi, evlenmek için maddi desteğe ihtiyacı olanların 3 yıl bankaya para yatırma şartı ve 25 ve üzeri yaştakiler ile 27 yaşından sonra evlenenlere destek verilmemesi dolayısıyla isabetsizdir.

 

Seçim kazandıran vaat ve uygulamalar

 

Konut hesabı düzenlemesinde, konutu olmayanların kira dışında 3 yıl boyunca bankaya da para yatırmalarının beklenmesi ilginçtir.

 

2015 yılında, vatandaşlara ilk çocuk doğduğunda 300 lira, ikincisi için 400 lira, sonraki doğumlarda 600 lira doğum yardımı yapılması öngörüldü.

 

AK Parti, 7 Haziran 2015 seçiminde, çoğunluğu 2007 ve 2011'dekiler olmak üzere, şu sloganları kullandı: “Sağlıkta devrim, istediğim hastaneye gidebiliyorum”, “Artık ailenizin bir doktor var”, “Doktor evinize geliyor”, “Ders kitaplarımı ücretsiz alıyorum”, “Artık üniversite harcı ödemiyorum”, “Kira öder gibi ev sahibi oldum”, “Tarıma büyük destek verildi”, “Mazot, gübre ve ürün desteği alıyorum…”

 

7 Haziran 2015 seçiminde AK Partinin oyları %40,9'a düştü, CHP %25, MHP %16,3, HDP %13,1 oranında oy aldı ve koalisyon hükûmeti de kurulamadı.

 

2015 yılı temmuz ayında, 1.000 liranın altındaki emekli aylıklarına 100 lira, 1.000 liranın biraz üzerindekilere de 1.150 lirayı geçmeyecek şekilde zam yapıldı.

 

AK Parti, 1 Kasım 2015 seçiminde şu vaatlerde bulundu: “Çalışan anneler, ilk çocukta 2 ay, ikincide 4 ay, üçüncüde 6 ay süreyle yarım gün çalışacak, tam ücret alacaklardır”, “Kadın girişimcilerin 100.000 liraya kadar kullanacakları krediler için kredi kefalet fonu sağlanacaktır”, “Ev almak için peşinat biriktirenler yüzde 15 devlet desteği alacaklardır”, “Yurt için müracaat eden tüm gençlerin barınması sağlanacaktır”, “Lise ve üniversite öğrencisi gençlere ücretsiz sağlık hizmeti sağlanacaktır”, “İlk kez iş bulan gençlerin 1 yıl maaşı devlet tarafından karşılanacaktır”, “Kendi işlerini kurmak isteyen gençlere karşılıksız 50.000 lira destek verilecek, yetmezse 100.000 lira faizsiz kredi verilecektir”, “Genç çiftçilere 30.000 lira karşılıksız destek verilecektir”, “Gübrede ve yemde Katma Değer Vergisi kaldırılacaktır”, “Emeklilere yılda 1.200 lira ek ödeme yapılacaktır…”

 

1 Kasım 2015 seçiminde AK-parti %49,5, CHP %25,3, MHP %11,9, HDP %10,8 oranında oy aldı. Tekrar tek başına iktidar olan AK Parti vaatlerini gerçekleştirdi ve 2018 seçimine 2023 yılı için bir aile hekimine kayıtlı kişi sayısının yarı yarıya düşürülmesi gibi hedefler belirleyerek girdi.

 

2018 seçiminde, AK Parti %42,6, MHP %11,1, CHP %22,6, İyi Parti %10, HDP %11,7 oranında oy aldı.

 

1983 yılından 2018 seçimlerine kadarki gelişim, partilerin oylarının sosyal tedbir vaatleriyle önemli oranda artabildiğini ve iktidara gelindiğinde bu vaatler gerçekleşmediği veya sosyal tedbir uygulamaları sürdürülmediği takdirde azaldığını göstermektedir.

 

 

 

İLGİLİ TEMEL DÜZENLEMELER

 

İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ

 

 

 

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin önsözüne göre, dehşetten ve yoksulluktan kurtulmuş insanların, içinde, söz ve inanma hürriyetlerine sahip olacakları bir dünyanın kurulması en yüksek amaçtır.

 

Anılan bildirgeye göre, her şahsın, kendisi ve ailesi için, yiyecek, giyim, konut, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığını ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, engellilik, dulluk, yaşlılık dolayısıyla veya iradesi dışında geçim imkânlarından yoksunlukta, toplumun bir üyesi olmak itibarıyla sosyal güvenlik yardımına hakkı vardır. 1982 Anayasası bu hükümleri alıntılamamış ve eş değer bir düzenleme de yapmamıştır.

 

Anılan bildirgeye göre, çalışan herkesin, kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse sosyal koruma vasıtalarıyla tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır. 1982 Anayasası bu hükmü de alıntılamamış ve eş değer bir hüküm de koymamıştır.

 

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin öngördüğü düzende bir kişi çalışıp aile geçindirecek düzeyde gelir elde etmekte, işsizlik, engellilik gibi hâller dolayısıyla ailede gelir yetersizliği olduğunda uygun yaşayış seviyesi sağlamak üzere sosyal yardım yapılmaktadır.

 

 

HERKES SOSYAL GÜVENLİK HAKKINA SAHİP

1982 Anayasasına göre, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak devletin temel amaç ve görevlerindendir.

 

Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir; devlet bu güvenliği sağlayacak tedbirleri alır ve teşkilatı kurar. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışanları ve işsizleri korumak için gerekli tedbirleri alır. Devlet, çalışanların, yaptıkları işe uygun, adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır. Asgari ücretin tespitinde, çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur.

 

Asgari ücret, ülke geneli için tek miktar olarak belirlenmekte, böylece, kırsal kesimde de büyük şehirlerde de aynı miktar geçerli olmaktadır.

 

 

SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA MEVZUATI

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununa göre, ihtiyacı olan vatandaşlara nakdî ve ayni yardımda bulunmak üzere her il ve ilçede Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları kurulur. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Kurulunun Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğe göre, Fon Kurulu, Fonda toplanan kaynakların İl ve İlçe Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarınca yürütülecek sosyal yardım proje ve programları ile yatırım programları çerçevesinde dağıtım önceliklerini belirler ve dağıtımına karar verir, anılan vakıflardan gelen sosyal yardım amaçlı talep ve teklifleri değerlendirir.

 

Anılan kanuna 2012 yılında ek hüküm konarak, sosyal güvenlik kuruluşuna tabi ya da bu kuruluştan aylık veya gelir bağlanmış olmakla birlikte, Fon Kurulunca belirlenen ölçütlere göre, hane içindeki geliri asgari ücretin 1/3’ünden az olan muhtaç kişiler de bu kanun kapsamına alınmıştır.

 

 

DEVLET KATKISI

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı verilerine göre, hane halklarına

 

2018 yılında 15.214.319.272 lira,

 

2019’da 20.712.605.762 lira,

 

2020’de 23.661.135.173 lira aktarılmıştır.

 

Hazine ve Maliye Bakanlığı 2020’de Sosyal Güvenlik Kurumuna 136,2 milyar lira aktarmıştır.

 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı, 09.03.2024 tarihinde, ramazan ayı öncesinde ihtiyacı olan hanelerin başta gıda olmak üzere temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için ülke genelindeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına 837,3 milyon lira kaynak aktarıldığını belirtmiştir.

 

 

DEĞERLENDİRME

Bizce, asgari ücret, ortalama büyüklükteki aileler göz önünde tutularak her yerleşim yerinde merkezî yönetim, yerel yönetimler, sendikalar ve meslek örgütlerinin temsilcileri tarafından belirlenmelidir.

 

Bizce, yetersiz gelirlere ek olarak yapılan yardımlar takdire bağlı olmamalı, her bir yerleşim yeri için, geçim şartları, ailedeki kişi sayısı, konut için kira ödeniyorsa miktarı, öğrenci olan çocuklar için eğitim harcamaları gibi belirli ölçütler uygulanmalıdır.

 

- Böylece, her yerleşim yeri için oradaki merkezî yönetim ve yerel kurum ve kuruluş temsilcileri tarafından insan şeref ve haysiyetine uygun gelir veya hane içi gelir payı belirlenip yetersiz gelirlerin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığıyla yükseltilmesi çok çeşitli yararlar sağlayacaktır.

 

- Bu uygulama, büyük yerleşim yerlerinde asgari ücretin ve emekli aylıklarının düşük kaldığı, işsizlik ödeneği alma süresi içinde iş bulunamadığında maddi sıkıntı çekildiği, ailedeki çocuk ve yetişkin sayısının fazlalığının gelir payını azalttığı, küçük çocuklu kadınların sırf gelir yetersizliği dolayısıyla çalışmak zorunda kaldığı, çeşitli yerleşim yerlerinde kiraların yüksek olduğu şeklindeki yakınmalar için çözüm olacaktır. Böylece yakacak yardımı yapılması ve yiyecek kolileri verilmesi ile ilgili tartışmaları ve yoksulluk istismarı çabalarını engelleyecek, vatandaşların aidiyet duygusu güçlenecektir.

 

Devletin varlıklılardan alıp dar gelirlilere vermesiyle her vatandaş, “sağlığını ve refahını temin edecek bir hayat seviyesine” sahip olacaktır.

 

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığıyla yapılan ek gelir yardımlarının önerdiğimiz şekle dönüştürülmesi, özellikle büyük şehirlerde emekli aylıkları ve asgari ücretin düşüklüğünden yakınan geniş kitlelerin seçimlerde vereceği oyları çok önemli oranda etkileyecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.