Avcılar, savaşçılar ve destekçiler -2-

A -
A +

Bir önceki yazımızda tüm çalışanların avcı, savaşçı veya destekçi olduklarını belirtmiş ve avcılardan söz etmiştik. Avcıların kurumlarda genellikle pazarlama, ar-ge, bütçe, bilgi sistem gibi bölümlerde çalışan, bağımsız hareket etmeyi, gelecekle uğraşmayı, önde ve belirleyici olmayı tercih ettiklerini, tam donanımlı ama insan ilişkilerinde yeterince başarılı olmayabildiklerini vurgulamıştık. Gelelim savaşçılara. Adından da anlaşılacağı üzere bu gruptaki çalışanlar adeta bir savaşın içindedirler. Onlar için hedefler önemlidir; saat, gün, ay, yıl bazında yapılan üretim miktarı, satış, ciro gibi rakamlar önemlidir. İş odaklıdır, uygulamacı ve üreticidirler. O gün hedeflenmiş olan işin bitirilmesi, o günkü savaşın kazanılması ile eşdeğerdir onlar için. Savaşçılar, kurumun asli fonksiyonunu yürütürler ve işin merkezinde yer alırlar. İşin ağırlığını ve yükünü en çok çeken gruptur. Yönetim eğilimleri genellikle otorite kökenli olur. Kişilik özellikleri açısından kurallı, hareketli, özverili olup işi bireysel meseleleri haline getirirler. Avcılar daha çok geleceği planlamaya zaman ayırırken savaşçılar içinde bulundukları zamanı yaşarlar. Avcılar her türlü şarta hazır ve donanımlıyken savaşçılar, kendi günlük rutin iş akışlarında çok başarılı olup bu akışın dışına çıkıldığında şaşırabilirler. Savaşçıların zorluğu, avcıların keşfettiği ve tamamen farklı görüş açılarının ürünü olan işleri, bu gruba göre değişik bakış açılarına sahip olabilen kişilere yaptırmaktır. Diğer bir ifade ile kağıt üzerindeki planları uygulamak savaşçıların en önemli işidir. Uygulama ise her zaman daha zordur. Savaşçıların önemli sıkıntılarından birisi de zamanla rutine girmeleridir. Aynı saatte işe gelir, aynı tempo ile çalışır, aynı talimatları verir, aynı saatte yemeğe çıkar, benzer raporları üretirler ve böylece yıllar geçebilir. İşin değil kişinin iş ve sosyal hayatının rutine girmesi, bireysel gelişimi yavaşlatabileceği gibi işin gerektirdiği teknolojiye yetişmeyi de engelleyebilir. Savaşçıların zamanla, işi sahiplenmenin ötesinde kraldan daha çok kralcı olmaları ya da "ben olmazsam bu iş olmaz" psikolojisine girerek kurumun önüne geçmeleri, otoriteyi tek yönetim modeli olarak benimsemeleri, kariyerleri için negatiflik oluşturur. Savaşçıların çok önemli bir kütle olmakla birlikte organizasyonun bir parçası olduklarını göz ardı etmemeleri önemlidir. Diğer yandan savaşçıların kurumun olmazsa olmaz kadrosu olduğu, savaşçısı güçlü ve yeterli olmayan ordunun avcıları ve destekçilerinin yeterli olmasının anlam ifade etmeyeceği unutulmamalıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.