Kolaylaştırın

A -
A +

Oyuncağı ile oynayan çocuklar, gereken birleştirmeyi yapamayınca en yakınındaki annesi veya babasından yardım isterler. İyi tarif edememiş olabilirler ama bir katkıya ihtiyaçları olduğu açıktır. Tipik bir anne ya da babanın cevaplarına bakalım: 1) "Yine bozdun, tabii yapamazsın, hiçbir zaman da yapamıyorsun, size bunları alanda kusur, siz bırakın, bu işi ben hallederim", 2) "Bana danıştığınız beni de işin içine kattığınız için teşekkür ederim. Siz zaten tamamlamaya yakın hale getirmişsiniz. Haydi gel bakalım birlikte neler yapabiliriz?" Birinci yaklaşım işi zorlaştırıyor, ikincisi kolaylaştırıyor. Birincisi kişiyi kırar, yorar, ürkütür daha da önemlisi üreticiliğe ket vurur. İkincisi heyecanlandırır, çözüm getirir daha da önemlisi kişiyi geliştirir. Şimdi soru şu: Biz bu yaklaşımlardan hangisini oynuyoruz. Kumaşında liderlik deseni olan yöneticilerin, en önemli özelliklerinden biri işleri kolaylaştırmaktır. Öyle ki ekip bir sorun karşısında çaresiz kalmış, içinden çıkamamış veya verilecek karar alternatiflerini zenginleştirmek ihtiyacı duymuş olabilir. Bu durumda iş veya sorun, ekibin arkasında yer alan, onları destekleyen lidere gelir. Liderin sorunu dinlemesi, algılaması, yorumlaması, çözümler üretmesi, tüm bunları yaparken kullandığı iletişim dili, jest ve mimikleri... İşleri kolaylaştırabileceği gibi büsbütün zorlaştırabilir de. Bütün mesele burada. Eğer ekip üyeleri çözüm sürecine katkısı olur, ışık tutar diye gittikleri lider, işi zorlaştırıyor, daha da karmaşık hale getiriyorsa sorun var demektir. Lider, ekibini çok iyi dinlemeli, alınan mesafe için onları kutlamalı, yeni çözüm üretmeleri için onları yüreklendirmelidir. Lider, sorumlulukları belirlemelidir. Zor olan, zor olduğu için kendisine getirilen veya danışılan konuda varsa farklı, değişik, orijinal görüşlerini sunar ve ekibini zenginleştirir. Ekibinin karanlıkta bıraktığı noktaları bilgi ve öngörü gücü ile aydınlatır. Onların işe daha bir şevkle, heyecanla sarılmalarını, adeta gerilen yay gibi hedefe odaklanmalarını sağlar. Ekibi arasında öncelikle bir duygu ve değer birliğinin oluşmasına öncülük eder. Çünkü, sözlerin davranışlara, alışkanlıklara, duygulara, değerlere ve nihayet bir gün bireysel karaktere kadar yerleşebileceğini bilir. Lider, kendisine bir konuda danışıldığı için kızamaz, ekip üyelerini hem de kendilerinden kaynaklanmayan nedenlerle suçlayamaz. Hele hele yetersizlikle hiç suçlayamaz. Suçlayamaz çünkü, her ekibin, her çalışanın, her çocuğun kendi işiyle ilgili bir çözümü vardır. Bir fikrin, tartışılması, zenginleşmesi oranında isabetli bir karara dönüşeceği unutulmamalıdır. Sonuç olarak bir çocuğun, bir insanın kalıcı izler taşıyacak şekilde yaralamak, tahrip etmek, özgürlüğünü kısıtlamak, gelişmesini engellemek istemiyorsak dil silahını ve ona eşlik eden jest ve mimikleri yapıcı ve kolaylaştırıcı biçimde kullanmalıyız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.