Bu hafta, katıldığımız iki toplantıyı paylaşmak istiyoruz sizlerle. Birincisi, tekstil yan sanayiinde dünya devi firmalardan birisi olan Japon kökenli YKK firmasının Türkiye Genel Müdürü'nün değişimi nedeniyle yapılan toplantı. YKK, konfeksiyon sektörüne düğme, fermuar ve benzeri yardımcı malzemeler üreten, dünya üzerinde 40.000 çalışanı olan ve pazar payının %55'ini elinde bulunduran, Türkiye'de de biri düğme, diğeri fermuar olmak üzere iki fabrikası ve 300 çalışanı olan bir kurum. Toplantıda YKK Türkiye Genel Müdürlüğü'nü 4 yıldır yapan Bay Hiromatsu ve yeni atanan Bay Endo birer konuşma yaptılar. YKK'nın başarısının arkasında da insan faktörünün yer aldığını öğrendik. Bizim anlayacağımız dünya devi Yosida Ailesi'ne ait firmanın dünya kalitesinde üretim yapması, çok iyi organize olmuş insan kaynağının sonucudur. Öyle ki gerek görev süresi dolan, gerekse yeni gelen genel müdürlerin ve YKK Türkiye yöneticisi Ökkeş Kar'ın, bireysel ilişkileri, toplantı esnasında arkadaşlarıyla kurdukları iletişimin güzelliği, üst düzey yönetici takıntısına girmeyişleri, insanın kurum kültüründeki önemini yansıtıyordu adeta. Paylaşacağımız ikinci toplantı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)'nin çıkardığı Turkish Time dergisinin tanıtımı amacıyla yapıldı. Bakanlarımızdan Sayın Tunca Toskay, Sayın İsmail Cem, Sayın Kemal Derviş ve Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Sayın Oğuz Satıcı birer konuşma yaptılar. Her biri ayrı bir yazı konusu olabilecek bu konuşmalarda da dikkatimizi çeken nokta aynı. Ülkemizin çok önemli bir ihracat potansiyeli var. Kurtuluş burada, bunun için kişi, kurum ve ülke düzeyinde eleştiri anlayışından kurtulup daha çok çalışma ihtiyacı var. Bu anlamda İhracatçılar Meclisi'nin ihracata bakışını özetleyen tanıtım sunumunda bardağın boş tarafı yanında dolu tarafının da görülmüş olması oldukça etkileyiciydi. Bizim her iki toplantıdan aldığımız ders şu: Organize olmuş bir işletmenin en önemli gücü, hareket noktası ve kaynağı insan. Organize olmayı, daha çok üretim ve ihracatı hedefleyen işletmelerimiz ve ülkemizin de en önemli gücü hiç kuşku yok ki insan kaynağıdır. Peki biz insan kaynağının güçlendirilmesi konusunda hangi aşamadayız? Acaba çalışan olarak bizler veya çalışanlarımız kurumumuzu gerçekte ne kadar benimsiyor ve temsil edebiliyoruz. Modası geçmiş alışkanlıklar, koyu taraftarlıklar, aşırılıklar, kavgalar, eleştiriler, birbirimizi engellemeler... Bunları ne zaman aşacağız? Ülkemizin önündeki fırsatları yakalamamız ve arzulanan gelişmeyi sağlamamız bize bağlı.