Geçmişteki hatalar ve ekonomi

A -
A +

3 Temmuz'da Devlet İstatistik Enstitüsü'nce bildirildiğine göre tüketici fiyatları Haziran ayında %2.4, toptan eşya fiyatları ise %3.3 artmış bulunmaktadır. Bu durumda, Haziran ayında yıllık enflasyon toptan eşya fiyatlarında %65.4, tüketici fiyatlarında ise %56.3'e yükselmiş bulunmaktadır. Geçen yıl, Temmuz ayında tüketici fiyatları %2.2, toptan eşya fiyatları ise %1 nispetinde artmıştı. Yıllık enflasyon ise, toptan eşyada %52.3, tüketici fiyatlarında ise %56.2 olmuştu. Bütün bu rakamlar ele alınarak bir sonuca varmak elbette doğru değildir. İyi bir değerlendirme yapmak için bütün ekonomik göstergeleri gözden geçirmek lazımdır. Ama genel bir değerlendirme yapmak gerekirse bugünkü durumu ekonomik program bakımından kesin hatlarıyla ifade etmek daha erkendir. Biz, içinde bulunduğumuz durumda ekonomik açıdan genel bir çerçeve ve görüş sunmak istiyoruz. Şimdiki hükümetin, ekonominin idaresinde benimsediği ana prensip, serbest piyasa düzenidir. Biz 1980'den beri inanıyoruz ki, ülkemizin şartları, sistemin bütün kurallarını uygulamaya müsait değilken bu işe başladık. Misal olarak faiz serbestisini ele alalım. Bu prensibin esasını tasarrufların mevduat olarak yatırıldığı bankalarda faizlerin serbestçe belirlenmeleri teşkil eder. Ancak, bu kuralın uygulandığı memleketlerde tasarrufların yatırılabileceği yerler arasında da bir serbest rekabet ortamı mevcuttur. Nitekim, gelişmiş ülkelerde parası olan mevduat yapabilir, hisse senedi, tahvil ve buna benzer daha birçok gelir getiren imkanları, serbestçe ve rahatça bulabilir. Bunlar arasında, rekabet mevcut olduğu için de tasarrufların gelirleri arasında büyük farklar meydana gelmez. Halbuki bizim ülkemizde sermaye ve döviz piyasası başka bir deyimle tasarrufları çeken mekanizmalar yeterince gelişmediği bir zamanda bu işe başladığımızdan serbest mevduat faizlerini dolayısıyla, kredi maliyetlerini çok artırmıştır. Bunun etkisi ise yatırım ve işletme için paraya muhtaç bulunanların zorluklarla karşılaşmaları şeklinde olmuştur. Daha doğrusu, özel kesim yatırım ve işletme alanında arzu edilmeyen bir durumda kalmıştır. Bize göre krizlerin oluşunda rol oynayan faktörler bundan hasıl olmuştur. Bu günlerde mevduat faizlerinde genel bir düşme olayı izlenmektedir. Faiz serbestisini savunanlar işte, biz haklıyız diyebileceklerdir. Fakat, konuya dikkatli bir şekilde baktığımız zaman göreceğimiz manzara şudur: Aslında şu anda faizlerin inebileceği seviyeyi vaktiyle devletin düzenlemesi mümkündü. Bu yapılsaydı, bize göre ülke ekonomisindeki özel yatırımların azalması ve maliyetlerin artması olayları ortaya çıkmayacaktı. Dolayısıyla, enflasyon da şimdiki kadar inatçı ve ürkütücü bulunmayacaktı. Bütün bunlarla ifade etmek istediğimiz husus şudur: Bilindiği gibi hükümetin uyguladığı sistem IMF'nin dünyada tatbikini arzuladığı düzendir. Ve kanaatimizce sistemin birçok uygulamalarına, memleketimizin şartlarına uymadığı halde mecburen başvurulmuştur. İnancımız o ki ülke şartlarına uygun kur ayarlamaları yapılsaydı, paramızın değeri bugünkünden çok başka olurdu. Daha doğrusu, enflasyonun baş sebeplerinden biri olan ithalat maliyeti düşük bulunurdu. Gerçi, kur artışları Turizmi ve ihracatı teşvik eder gibi görünse de bu çok kısa bir zaman için geçerlidir. Tabii olanlar oldu. Fakat, biz inanıyoruz ki, IMF ile görüşmelerin tekrar yapılacağı günlerde memleket şartları gözönünde tutularak ve şimdiye kadarki uygulamalardan ders alınmak suretiyle ekonomik programda bazı olumlu sistem düzelmeleri için bu teşekkülle mutabakat sağlanabilir. Dileğimiz, IMF ile olan devamlı müzakerelerde şimdiye kadarki tatbikatın genel bir envanterinin yapılması ve bunun sonunda da ekonomik düzenimizin iyi bir şekilde işlemesini sağlayacak uygun tedbirler araştırılmalıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.