Bilhassa mali krizin yaşandığı bu günlerde olduğu gibi her zaman, iktisadi âlemde geleceğin nasıl olacağının bilinmesi açısından büyük önem taşır. Bir uçağın hareketinden evvel pilot için gidilecek yere kadarki hava durumunun bilinmesi nasıl önem taşırsa, ekonomik işlemler için de kısa, orta ve uzun vadeli gelecek aynı derecede ehemmiyetlidir. Ekonomik hayatta istikbalin nasıl olacağının bilinmesi açısından üç önemli husus vardır. Bunlardan biri dünyadaki ekonomik durum, ikincisi ülkedeki muhtemel iktisadi gidiş, üçüncüsü de hükümetin alacağı kararlardır. Birinci husustaki bilgiler çeşitli yayınlar vasıtasıyla sağlanabilir ve bunlar büyük ihtimalle gerçekleşir. İkinci ve üçüncü gruptakiler ise ülkeden ülkeye değişen ve birbirlerine etki yapan faktörler topluluğudur. Memleketimizdeki duruma gelince; bugün bilhassa fiyat hareketleri ve yatırım yapmak açısından kısa ve orta vadede tahmin yapmak hakikaten çok güçtür. Bu güçlüğün temelinde mali kriz yattığı kadar ekonomik hayatımızın idaresinde benimsenen yöntem de yatar. Planın ve modern prensiplerin egemen olduğu bir ekonomide görevli organlar vardır. Bunların ürettiği tedbir ve karar tasarıları belli bir mercide nihai şeklini alır. Fakat şu anda ülkedeki genel intiba, iktisadi kararların alınmasında belli bir düzenin olmadığı şeklindedir. Gerçek durumda; memleketimize ekonominin idaresinde görevli bütün organlar birbirleriyle irtibatlı şekilde çalışıyor, başka bir ifade ile içinde bulunduğumuz planlı dönemin bütün gerekleri yerine getiriliyor gibi görülüyor. Ancak genelde kamuoyunda oluşan kanaat, bütün ekonomik kararların alınmasında bu yöntemin kullanılmadığı şeklindedir. Bunun iktisadi âlemde etksi istikbale güven açısından olumlu değildir. İşte bu sebeptendir ki, işletmelerimizin kısa ve orta vadede ileriyi görmede çok büyük zorlukları vardır. Bu zorluklar adeta bunların bulunduğu ortamı sisli bir hale getirmektedir. Ne kadar teknik araç ve gerece sahip olunursa olunsun sisli bir denizde gemilerin seyri nasıl çok güç ve tehlikeli ise buna benzeyen durumlarda da ekonomik hayat aynı derecede risklerle doludur. Bizde yapılması gereken husus, 1962 yıllarında plan fikrinin ülkeye getirilmesi ve şekillendirilmesi çabalarının sürdürüldüğü günlerdeki anlayış ve heyecanın yeniden oluşturulmasıdır. Sayın Derviş'in şu andaki gayretleri de bizce bu istikamettedir. Hayatımızın konjonktürel görüntüsünü ülke yararına uygun hale getirmek ve krizden kurtulmak mümkün değildir, ayrıca geleceğimiz için çok önemli bulunan özel kesim yatırımlarının gerçekleşmesini beklemek de bizce beyhudedir. Ayrıca, dıştan beklediğimiz krediler için de aynı durum söz konusudur. Bu gerçekleri gören hükümetin de şimdiki tutumu bize göre bu kötü ihtimalleri önleyecek nitelikte görülmektedir. Bu itibarla dibe vuran ekonominin yavaş yavaş düzelme istikametine yöneleceğine inanmaktayız.