Bilindiği gibi açık denizde sefer yapan bir geminin gideceği yere varabilmesi için ya da bir uçağın ineceği meydana ulaşmasının sağlanması için birçok seyir aletlerinin kullanılması gerekir. Havadayken nerede olduğunu, hangi istikamette, süratte ve yükseklikte gittiğini bilmeyen bir pilotun uçağı kullanması mümkün değildir. Aynı durum, açık denizde seyreden gemilerin kaptanları için de gereklidir. Bir memleketin iktisadiyatının her zaman hangi vaziyette olduğunun belirlenen hedeflere erişip erişmeyeceğinin daima bilinmesi gerekir. Bunun için de birçok ekonomik göstergeler kullanılır. Bunların fonksiyonu, gemi ya da uçaktaki seyir aletlerinin benzeridir. Sözkonusu göstergelerden kamuoyunu en çok meşgul edenlerden biri; fiyat endeksleridir. Her ayın 3'ünde ilan edilen fiyat endeksleri zaman zaman kamuoyunda sıcak bir tartışma ortamına sebep olurlar. 3 Haziran'da Devlet İstatistik Enstitüsü'nce bildirildiğine göre Mayıs ayında, Nisan'a göre toptan eşya fiyatları (TEFE) %6.3, tüketici fiyatları (TÜFE) %5.1 oranında yükseldi. Bu durumda, Mayıs ayında yıllık enflasyon TEFE'de %57.7, TÜFE'de de %52.4 olarak saptandı. İlk 5 aylık enflasyon nispetleri toptan eşyada %40.5, tüketici fiyatlarında ise %28.3 oldu. Geçen yılın Mayıs ayında TEFE %2.2, TÜFE ise %.1.7 idi. Aylık bazda, Nisan ayına göre Mayıs'ta TEFE'de 4 puan TÜFE'de ise 9.3 puan gerileme yaşandı. Nitekim, Nisan ayında TEFE %10.3 TÜFE ise %10.3 artmıştı. Bu rakamlar gösteriyor ki, Mayıs ayında Nisan'daki devalüasyona rağmen enflasyon hızında memnuniyet verici bir azalma görülmektedir. Ancak, bu azalma iyi aydınlatılmadığı için kamuoyunda bazı tereddütlere sebep olmaktadır. Devalüasyonun etkisiyle ve programın gereği olarak hükümet tarafından yapılan çeşitli zamlar bir yandan geçim sıkıntısı içinde bulunanları oldukça rahatsız ederken fiyatlarda olumlu gelişmeler gerçekleşiyor denilmesi yanlış birtakım anlamalara meydan vermektedir. Bundan dolayı bazı yayın organlarında yayınlanan yazılarda ve radyo televizyon programlarında fiyat endekslerinin gerçeği yansıtmadığı üzerinde durulmaktadır. Hatta, daha ileri gidilerek fiyat artışlarının kasten doğru gösterilmediği söylenmektedir. Bu sözler bugünkü dedikodu ortamında olumsuz etkiler yapmaktadır. Zira, fiyat endekslerinin hesaplanmasında kasti yanlışlıklar mümkün değildir. Bu konudaki bir hatıramızı nakletmek istiyoruz. Ticaret Bakanı olduğumuz 1980-1983 döneminde fiyat hareketleri bakanlığımızca ve İstanbul Ticaret Odasınca ayrı ayrı yayınlanırdı. Ve zaman zaman aralarında fark bulunurdu. Biz sorumlu kişi olarak kamuoyunda yanlış intibalar uyandırmamak maksadıyla fiyat endekslerinde herhangi bir hata olmaması için gereken titizliği gösterirdik. Hatta, bir defasında endekslerden sorumlu görevliye "sakın, hükümeti kollamak için rakamları sempatik hale getirmeye yeltenmeyin" diye söylediğimizde o da cevaben "bu imkansız, bunu yapmaya kalksam beni sevmeyenler olayı hemen basına ulaştırırlar" demişti. Eski Hazine Genel Sekreteri, Ticaret Bakanı olarak yakın ilgimiz dolayısıyla biliyoruz ki fiyat endekslerinde doğrulara ters düşen hoşa gitmeyen durum sözkonusu olamaz. Ama, geçim sıkıntısında olan geniş halk kitleleri fiyat artış hızının azalmasını fiyat düşmesi şeklinde algıladıkları için bu mevzuda hükümetçe fiyatlar konusunda daha aydınlatıcı beyanlarda bulunmasında büyük yarar görüyoruz.