Bu haftanın Süper Lig maçlarında tartışılan çok pozisyon olduğundan, 'hakemlerin en zor haftası' diyebiliriz. G.Saray-Malatya maçını yöneten Ünsal Çimen, pozisyonlara yakınlığı ve iyi kondisyonuyla zorlu 90 dakikayı başarıyla idare etti. Sonuca tesir edecek bir hatası görülmedi. Sergen ve Bülent Akın'ın sakatlanmaları oyun gereği olduğu için, şanssız pozisyonlarda hakemin kusuru yok. Mert Korkmaz ve Perez'e çıkan ikinci sarı karttan kırmızı kartlarda Çimen haklıydı. Perez'in ilk sarı kartına neden olan pozisyonu iyi değerlendiren hakem elle itirazı cezasız bırakamazdı. Aynı oyuncunun ceza sahasında hakemi yanıltarak kendini yere bırakması da disiplin cezası gerektiriyordu. Mert Korkmaz'ın ilk sarı kartına neden olan hareketi tartışılsa dahi, ikinci sarıdan kırmızı kartında hakem yerinde karar verdi. Ayrıca 55. dakikada Ümit Karan'ın ceza sahasında düşüşüne rakibin penaltı gerektirecek elle dokunuşu yoktu. Metin Tokat'ın başarılı yönettiği Yozgat-F.Bahçe maçında hakem kararlarından ziyade yardımcı hakem Sürhat Müniroğlu'nun kaldırdığı bayraklar tartışıldı. Müniroğlu, 'ofsyat mı değil mi' tartışmasının yapıldığı 3 önemli pozisyondan birinde haklı, ikisinde haksızdı. Ceyhun'un önce pas verip, sonra koşup aldığı topta ofsayt açık. Tartışılmaması lazım. 32. dakikada Murat ceza sahası içinde topa sıçrarken, top havada olan eline değil, kafasına çarpıyor. Tokat'ın bu kritik pozisyondaki dikkatine bravo. Beşiktaş-İstanbulspor maçında, Orhan Erdemir, ikili mücadelelerde ve disiplin cezalarında doğru tespitler yaptı. Kötü zemindeki zor müsabakada Erdemir, pozisyonlara yakın bulunarak otoritesini kolay kurdu. Tartışılan iki pozisyona gelince; 33. dakikada Beşiktaş'ın atağında ceza sahasında Murat'ın elle oynaması yok. Devamında ise Ahmet Dursun açıkca kendini yere bırakıyor. Bu pozisyonda formanın Murat'ın elinde gözükmesi, hakemi değil ama yorumcuları yanılttı. 51. dakikada Zdravkov'un elinin topla buluştuğu yer, ceza sahası çizgisinin dışındaydı. Böyle pozisyonlarda oyun kuralları, 'çizginin içinde mi dışında mı' durumunda yetkiyi tamamen yardımcı hakeme vermiş. Hizada olmayan Bülent Gökçü'nün işareti yanlış. Bariz gol şansı olan bu pozisyonda kalecinin ihracı gerekirdi. Ama Gökçü, işaretini ısrarla 'çizginin içi' diye verince Erdemir'in yapacağı hiçbir şey kalmadı. Karadeniz derbisinde Sadık İlhan'ı maalesef iyi bulmadık. Kararları genelde doğru olsa da Samsun'un açık bir penaltısını değerlendirmeyişi çok yanlış. Çünkü, ceza sahasında Hasan, Mustafa'yı ayakla açık şekilde düşürüyor. Aynı şekilde Ankaragücü-Göztepe maçını yöneten İsmet Arzuman da bu haftanın başarısız isimlerinden. Ankaragücülü, Hakan Kutlu, bariz gol şansı bulunan pozisyonda Zafer'i elle itiyor. Direkt kırmızı kartı gerektiren bu pozisyonda anlaşılmaz şekilde Arzuman devam kararı veriyor. Bursa'nın deplasmanda 3-2 kazandığı Diyarbakır karşılaşmasında Yılnur Önen başarılı bir yönetim gösterdi. Kırmızı kart kararı dahil, atılan 5 golde hatası yoktu. Sebahattin Bitirim, Rize-Gaziantep maçında neticeye tesir edecek hata yapmadı. Rizespor'un iptal edilen golünde verdiği ofsayt kararında haklı ama ceza sahasında Devran'a yapılan tehlikeli hareketi endirekt atışla değerlendirmeyişi hataydı. Kocaeli-Gençlerbirliği karşılaşmasında atılan tek gol çok tartışılıyor. Bence El Saka topa dokunduğunda Youla geriden geliyor. Yoksa hiçbir hakem bile bile ofsayttan gol attırmaz. Youla'nın diğer bir pozisyonda ceza sahasında kendini yere bırakmasına devam diyen hakem Bülent Uzun maçın genelinde kusursuzdu. Gelelim, Denizli-Antalya maçında çok tartışılan Mutlu Çelik'in yönetimine. Önce doğruları yazalım; Denizli'nin birinci penaltısında Kingston topa değil, Coşkun'un ayağına vuruyor. Denizli'nin ikinci golünde ofsayt yok, iptal edilen gol ise açık ofsayt. Ceza sahasında verilen endirekt serbest vuruş da doğru. Kingston iki ayrı pozisyonda topu çizgiden çıkarıyor. Devam kararları isabetli. Giray Bulak'ın dışarı çıkarılmasında Çelik'i kimse eleştiremez. Ama Denizli'nin kazandığı ikinci penaltıyı hangi kurala sokmalı? Ahmet'in ceza sahasında Coşkun'a hiç teması yok. Coşkun kendini yere atıyor. Verilen penaltı kararı çok komikti. İki penaltı atışının da ceza sahasına yığınla adam giriyor. Tekrarı gereken bu iki pozisyonu Mutlu Çelik seyrediyor. Sayın Çelik'e bir nasihatım var; Futbolcular, idareciler ve hakemler nezdinde inandırıcılığını kaybetti. Bundan sonra başarılı yönetim göstersen de zedelenen güven duygusunu geri getirmek çok zor. En iyisi bu işi bırakman. Tansiyonun yüksek olduğu bu ortamda Futbol Federasyonu'nu da rahatlatmış olursun. Benden söylemesi