Süper Lig'de 2001-2002 sezonunda soluk soluğa devam eden mücadelenin bitmesine bir hafta kala gülenler ve üzülenler hemen hemen belli oldu. Şampiyonlar Ligi'ne katılmaya hak kazanan G.Saray'ın birinciliği, F.Bahçe'nin ikinciliği kendilerini sevenleri mutlu ederken, küme düşen il takımlarının üzüntüleri de herkesi etkiledi. Uzun yıllar hakemlik yapan bir kişi olarak bu sezon hakemlerin başarılarından bahsetmek isterdim. Maalesef başta MHK olmak üzere bazı hakem kardeşlerimiz bu mutluluğu bize yaşatamadı. "At sahibine göre kişner" derler. Doğruyu söylemek gerekirse MHK görevini lâyıkıyla yapamadı. Başarısızlık bir tarafa, yıllarca tamiri mümkün olmayacak yanlış karar ve uygulamalara Bülent Yavuz ve ekibi imza attı. Hakem tayinlerinden tutun da, uygunsuz, tutarsız ve çelişkili konuşmalarından ilişkilerine kadar yapılan hatalar saymakla bitmez. Neyse "hakem açısından keşke bu sezon yaşanmasaydı" diyerek bu haftanın maçlarına geçelim. Süper Lig'in şampiyonu ve ikincisinin belli olduğu Kocaeli-G.Saray ve Bursa-F.Bahçe maçlarını Metin Tokat ve Mustafa Çulcu yönetti. Bu sezon zor maçları yöneten Metin Tokat'ın müsabakadaki performansı iyiydi, ama 40.dakikadaki bariz gol şansında, Hasan Şaş'ın açık bir şekilde arkadan elle tutulmasını es geçmesi hafızalarda soru işareti bıraktı. G.Saray'a üç puan getiren goller atılmasaydı, kırmızı kartın çıkmadığı bu pozisyon haftalarca konuşulurdu. Sezonun başarılı isimlerinden Mustafa Çulcu, aralıksız çıktığı maçlarda zihinsel olarak yorgun düşmüş olacak ki; iyi kondisyonuna rağmen hatalı kararlar verdi. Bir kere 59. dakikadaki Okan'ın filelere giden topunda ofsayt yoktu. Bu pozisyondaki yanlış değerlendirme hatasını yardımcı hakem Refik Aka yaptı. Ayrıca Sinan'ın Ali Güneş'e kafa atmasını sarı kartla geçiştirmesi Çulcu'ya yakışmadı. 55. dakikada cezasahasında Bouazizi - Oktay mücadelesinde penaltıyı gerektirecek hareket gerçekleşmedi, Çulcu bu pozisyonda haklıydı. Bu iki müsabakada hakemlerin, sonuçlar itibarıyla tartışılmaması tek tesellimiz oldu. Küme düşme hattında olan Samsun-Antalya müsabakasında Ünsal Çimen bir hayli zorlandı. Teknik kural uygulamasında ve atılan gollerde bir hatası yoktu. Fakat disiplin uygulamasında standardı yakalayamadı. Atilla Birlik'e gösterilen ikinci sarıdan kırmızı kartta ne kadar haklıysa kaleci Göksel'e, Ercan'a ve Kenan'a aşırı müsamaha göstermesi o derece yanlıştı. Haftanın diğer kritik müsabakası olan İstanbulspor-Ç.Rize karşılaşması Bülent Uzun için bir hayli zordu. Çok koştu, verdiği kararlarda hemen hemen her ihlâlin yanındaydı. Bu uygulaması futbolcular üzerinde otorite kurmayı sağladı. 72. dakikada Ünal'ın pasında topu filelere gönderen Ümit Ozan ofsayttaydı, verilen karar doğruydu. 85.dakikada ise gol olmayan penaltı pozisyonunda Zeki'ye Saffet'in müdahalesi yok gibiydi. Diyarbakır-Malatya maçı puan cetveline göre kritik müsabaka görünüyordu ama öyle olmadı. Haliyle maçı yöneten Erol Ersoy da hiç zorlanmadı. A.Gücü-Denizli müsabakasını yöneten Reha Biçici gol olmayan penaltı pozisyonunda haklıydı. Topa yakından vuruluyor ama ellerin havada olması kural dışıydı. Niyazi'nin golünden önce atılan serbest vuruşta, Biçici uygun yerde olmamasına rağmen oyuna devam işareti verdiğinden atılan gol nizamiydi. Kâzım Erçakır, 0-0 biten Trabzon-G.Birliği maçında Kürşat'a gösterdiği kırmızı kartta haklı olmasına rağmen devamında el-kol ve itme hareketleriyle kendisine müdahale eden futbolculara hoş görülü davranması notunu düşürdü. Murat Ilgaz, Beşiktaş-Göztepe, Şahin Taşkınsoy Y.Yozgat-G.Antep maçlarında başarılı oldular.