Play-off'un finişine dikkat

A -
A +

1.Lig'in 32. haftası düğümü çözecek kritik maçlara sahne oldu. F.Bahçe, G.Saray ve G.Antep arasında başabaş giden puan mücadelesinde alınan neticeler, kalan son iki karşılaşmayı biraz rahatlattı. Ligden düşmesi kesinleşen Erzurum'un F.Bahçe'yle, iddiası kalmayan Trabzonspor'un G.Antep'le, orta sıralardaki A.Gücü'nün G.Saray'la oynayacağı maçlar hafta başından beri konuşuluyordu. Düşünülenin aksine, iddiası olmayan bu üç takımımız, iddialı üç rakibine karşı sergiledikleri futbolla söylentilerin hepsini boşa çıkardı. Erzurum - F.Bahçe maçını yöneten Musa Eryılmaz, başarılı performansıyla, "Bu gibi maçları FIFA hakemleri yönetir" anlayışını boşa çıkardı. Üstün kondisyonu ve pozisyonlara yakın durmasıyla hiç bir kararına ciddi itiraz gelmedi. Maçta en çok tartışılan F.Bahçe'nin ikinci golündeki Rapaiç'in pozisyonu ofsayt değildi. Çünkü, top Celil'in ayağından çıktığında Rapaiç son defans oyuncusunun önünde olmasına rağmen, topun gerisindeydi. Bu pozisyonda Eryılmaz'ın devam kararı oyun kurallarının ruhuna uygundu. G.Saray'ın 2-1 yenildiği A.Gücü maçında Bülent Uzun, bu yıl gösterdiği başarılı yönetimlerine bir yenisini ekledi. Ancak, Okan'ın rakibine kayarak müdahalesinde verdiği disiplin kararında ne kadar haklı ise, Popescu'nun son adam olarak, yüzde yüz gol şansı olan rakibini faulle durdurmasını sarı kartla geçiştirmesi yanlıştı. Kartın rengi kırmızı olmalıydı. G.Antep - Trabzon müsabakasını başarılı şekilde yöneten Orhan Erdemir'i Allah korudu! Bir haftada iki zorlu karşılaşmayı Erdemir'e yönettirirseniz, günü kurtarırsınız ama hakeme yazık edersiniz. 15 Haziran - 2 Temmuz 2001 tarihlerindeki Arjantin'de Dünya Gençler Şampiyonası'nda görev yapacak olan bu değerli hakemimizin vücudun aşırı yorulması sebebiyle sakatlanabileceğini MHK hiç düşünmedi mi? Bülen Yavuz, MHK'da bulunan doktor unvanlı üyelerden bu konularla ilgili hiç görüş almıyor mu? Gelelim maça; Erdemir'in G.Antepli Fatih'in cezasahasında kendini yere bırakmasındaki devam kararı doğruydu. Trabzon'un Oktay'la kazandığı golde ofsayt yoktu. Evsahibi takımın kazandığı penaltı pozisyonunda Nesim ayağını önündeki topa değil, yanında koşmakta olan Krivov'un ayaklarına uzatarak engelledi. Dolayısıyla penaltı kararı doğruydu. Gol olmayan penaltı atışının devamında kaleci Metin'in önündeki topa vurur gibi havada hareket yapan G.Antepli futbolcunun rakibinin üzerine kendini bırakması lehinde değil, aleyhinde faulü gerektiriyordu. Erdemir de doğrusunu yaptı. Bu sezonun başarılı isimlerinden Serdar Tatlı, G.Birliği - Beşiktaş, Ünsal Çimen ise Samsun - Ç.Rize maçında başarılı yönetim gösterdi. Kâzım Erçakır, Denizli - Siirt Jetpa maçında kendinden bekleneni verdi. Kuddusi Müftüoğlu (İstanbul-Yozgat), Ferhat Gündoğdu (Kocaeli-Antalya) ve Ali Şahan (Bursa-Adana) başarılı yönetimler gösterdi. Bu sezon az maça çıktıklarından kendilerini gösteremediler. Bu onların değil, MHK'nın hatasıdır. Oysa, genç yaşları, kondisyonları ve yabancı dil bilgileriyle ileride daha iyi olabileceklerinin sinyallerini veriyorlar. Gelelim Play-Off'un finiş haftasına. Göztepe, Altay, D.Bakır ve K.Konya ipi göğüslemek için son 90 dakikaya giriyor. Hele iki maç var ki, Türkiye'de gündemi oluşturacak. K.Konya - Altay, İstanbul Büyükşehir Belediye-Diyarbakır maçlarında MHK ve Futbol Federasyonu'nun bütün üyeleri yer almalı. Bu yılın Play-Off mücadeleleri saha içi ve dışıyla çok tartışılıyor. Bu kulüpler federasyonun kulüpleri. Dolayısıyla en tepedekiler bu takımların maçlarını izleme görevinden kaçmamalı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.