Bugün 1 Ocak 2014. Çoğumuz evdeyiz. Günlük hayatın çekişmelerinden bir günlük de olsa uzaktayız. 2014 yılında yeni beklentiler, yeni umutlar bizi bekliyor. 2013 yılında cari açık konusunda ufak ilerlemeler kaydettik. En azından açığın yönünü aşağıya çevirebildik. Ancak yaklaşık % 4 civarında beklenen 2013 büyümesi için yine de bu cari açık çok fazla. Ekonomi verimsiz çalışıyor. Büyümeyi daha yukarılara çıkarmamız şart. Türkiye 2013 yılı 3. Çeyrekte % 4.4 büyüdü. Bu büyüme, gelecek açısından umut verici bir gösterge ancak ekonomik olarak bizden daha gelişmiş ülkeler bir büyüme yakaladıkları zaman, onlar % 1 bile büyüseler, aradaki ekonomik gelişmişlik farkını kapamak için bizim % 5 ya da % 6 büyüme gerçekleştirmemiz gerekiyor. O nedenle Türkiye'nin öncelikle sürdürülebilir bir büyüme sağlaması sonra da bu büyümenin % 5'lerden az olmaması gerekiyor.
Enflasyon konusunda ise bir türlü Merkez Bankasının istediğinin olmadığı bir yılı geride bıraktık. Yaklaşık % 7.5-8 arasında bir enflasyonla seneyi kapayacağız. Her ne kadar Merkez Bankası 2013 için beklentisini % 5 olarak koymuş olsa da, senenin sonuna doğru bu beklentiyi yukarı çekti. Buna rağmen enflasyon hedefini ıskaladı.
Bizim açımızdan 2014 yılı enflasyonun mu yoksa büyümenin mi tercih edileceği bir yıl olacak hepimiz göreceğiz. Birini diğerine üstün tutmak ya da biri diğerinden daha önemlidir demek çok mümkün değil. Ancak benim görüşüm hazır bir büyüme ivmesi yakalanmışken bunun heba edilmemesi yönünde. 2012 yılında yumuşak iniş dediğimiz noktada âdeta çakıldık. Uçağın yönünü bir kere aşağı çektiniz mi, sonrasında yukarı kaldırmak için çok emek vermek, çok fedakârlıkta bulunmak gerekiyor. Oysa Türkiye'nin büyüme için potansiyeli çok yüksek. Anadolu'da pek çok şehir ihracat odaklı çalışıyor. Birçok sanayi bölgesinde değişik türde imalat yapılıyor. Ayrıca üretim çok kutsal ve her anında emek barındırıyor. O nedenle üretimi desteklemek, büyümenin temeli olarak imalat sanayi ve tarımı görmek çok önemli. Umudum 2014'ün bu beklentilerin artık görüldüğü bir yıl olması.
Öte yandan, % 5'ler civarında bir enflasyon ile yaşamak son derece güzel bir beklenti olsa da, referans faizin % 7.75, gösterge faizin % 10 olduğu bir ülkede bunlar gerçeklere çok uymayan güzel hayaller olarak kalıyor. Piyasanın gerçeklerine Merkez Bankasının hedefleri uymayınca da bu kez Merkez Bankasının inandırıcılığı ve güvenirliği sorgulanır oluyor.
O halde Merkez Bankası 2014 için bir seçim yapmak durumunda. Büyüme mi yoksa enflasyon mu yeni yılın hedefi olacak? Bu seçimini de bizlerle paylaşmalı. Umarım 2014, hangi tercihin Merkez Bankasının tercihi olduğunun satır aralarından anlaşılmadığı, her şeyin daha açık belirlendiği bir yıl olur.