Yazılarımızı takip edenler hemen hatırlayacaktır. Amerikan Merkez Bankası FED'in tahvil alım programında kesintiye gitmesi neticesinde içinde bizim de yer aldığımız gelişen ülke piyasalarının tedirgin olacağı ve bu piyasalardan para çıkışı neticesinde bu ülkelerin millî paralarının dolar karşısında değer kaybedeceğini söylemiştik.
Nitekim son haftalarda gelişen ülke paraları dolar karşısında çok ciddi miktarda değer kaybı yaşarken, geçen hafta özellikle bizim ülkemiz açısından daha da hareketli geçti. Merkez Bankası "Siyah Kuğu" özelliğini kimseye kaptırmamaya kararlı bir şekilde Para Politikası Kurulu'nda marjinal faiz adını verdiği ek sıkılaştırma günlerinde piyasaya uyguladığı faiz oranını % 9'a çıkardı. Bunun haricinde herhangi bir girişimde bulunmadı.
İçinde bulunduğumuz süreç özellikle ülkelerin borçlanmaları açısından ek maliyetleri ortaya çıkarabilecek bir süreç. Ülkeler uluslararası piyasalarda, birbirinin peşi sıra borçlanıyorlar. İşte tam da bu zor dönemde Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi sessiz sedasız, müthiş büyük bir başarıya imza attı. Ancak herkes Merkez Bankası'nın anlaşılmayan politikalarına odaklanmışken, bu borçlanma üzerinde çok konuşulmadı.
Peki Hazine ne yaptı?
2014 yılı dış borçlanma programı çerçevesinde 2024 yılı vadeli (10 yıllık) ABD doları cinsinden borçlanmak için 3 yabancı kuruma yetki verilmişti. Bunlar Citigroup, HSBC ve Morgan Stanley. Bu kurumlar öncülüğünde Türk Hazinesi 2.5 milyar dolarlık tahvil ihraç etti. Tahvil ihracı Türkiye'nin tüm varlıklarının içinde artık varlığını bildiğimiz siyasi risk priminin en yoğun hissedildiği ortamda gerçekleşti. 2.5 milyar dolarlık tahvil ihracı ile birlikte toplam tahvil ihracı 3.14 milyar dolara ulaşmış oldu ki, bu borçlanma, 2014 yılı toplam borçlanma ihtiyacının hemen hemen % 50'si demek. Türkiye Hazinesi senenin başında toplam borçlanma ihtiyacının yarısını gerçekleştirdi. Gelecek aylarda ne olacağının bilinemediği bir ortamda bu büyük bir başarı. Asıl bundan daha önemlisi, içeride birbirimizi suçlar, fırtınalı günlerden geçerken, 35 farklı ülkeden 300'den dazla yatırımcıdan toplam ihraç tutarının yaklaşık 4 katı talep geldi Türk Tahvillerine. Siz bakmayın öldük, bittik, mahvolduk söylemlerine. Türkiye Ekonomisi hâlâ çok sağlam temeller üzerinde. Tahvilin % 66'sı ABD'deki, % 10'u İngiltere'deki, % 12'si diğer Avrupa ülkelerindeki, % 10'u Türkiye'deki ve geri kalan % 2'si de diğer başka ülkelerdeki yatırımcılara satılmış. İhraca ilişkin tutar çarşamba günü ülke hesabına girecek. Bu başarılı tahvil ihracı yabancı yatırımcı açısından Türkiye Ekonomisine duyulan güvenin de bir göstergesi. Ancak uygun zamanı yakalayan ve tahvil ihracını diğer ülkelerle hemen hemen aynı zamanlamada gerçekleştiren Hazine'nin başarısı da alkışa değer.
Tebrikler Türk Hazinesi.