Beşerî altyapımız yüksek büyüme için yeterli mi?

A -
A +
Bir iki ay önce Sivil Toplum Kuruluşlarımızdan birine Almanya'nın en çok okunan aylık online dergisinin editörü Türkiye hakkında röportaj yapmak için gelmişti. Ben de bu toplantıda davetliydim. Alman editörün o zaman sorduğu sorudan çok etkilenmiştim. Özetle şöyle demişti: 
"Son yıllarda herkesin imrendiği büyüme oranları yakaladınız. Bu büyüme oranını sürdürülebilir kılmak için de pek çok hamle yapıyorsunuz. Ancak acaba beşerî sermayeniz bu büyümeyi kaldırabilecek güce sahip mi? Ya da acaba mevcut insani kültürel altyapının gelecekteki büyüme oranlarında ihtiyaç duyulan insan modeline uygun olduğunu düşünüyor musunuz?"
Açıkçası bu soru üzerine çok düşündüm. Hele son günlerde eğitim temelli olmakla birlikte eğitim dışında her şeyi tartıştığımız bir ortamda bu soru daha da anlamlı hale geliyor. İlk fabrikalar ABD'de kurulduğunda en temel sorun "iş gücü temini" idi. Sonraki en önemli sorun ise iş gücünün eğitimiydi. Aslında ülkemiz açısından baktığımızda değişen çok fazla bir şey yok. İki temel sorunu birleştirdiğimizde ülkemizde büyümenin önündeki en önemli engellerden birisi ortaya çıkıyor: "Nitelikli İş Gücü"...
Genç nüfusa sahip olmamıza karşılık, eğitimli iş gücü konusunda iyimser olmak çok mümkün değil. Geçen hafta belki de satır aralarında çok dikkatimizi çekmeyen PISA verileri açıklandı. PISA'nın açılımı "Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı"... Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından, 15 yaş grubundaki öğrencilerin zorunlu eğitim sonunda hayata hazır olup olmadıklarını belirlemeyi amaçlayan dünyanın en kapsamlı eğitim araştırması. Araştırmaya katılan ülkeler, belirlenen bilimsel ölçütler doğrultusunda eğitim düzeylerinin ve öğrenci profillerinin katılımcı ülkeler arasında ne durumda oldukları hakkında bilgi sahibi oluyorlar. Aynı zamanda kendi eğitim durumları ve uygulayacakları politikalar hakkında objektif göstergeler de kullanılabilir hale geliyor.
Geleceğimizi emanet edeceğimiz, büyümemize katkı sağlayacak geleceğin iş adamları gençlerimiz açısından, elde edilen verilen oldukça kötü. PISA verileri 3 temel başlıkta yayınlanıyor. Bunlar: Matematik, Okuma (okuma-anlama) ve Bilim... Pekiyi skorlarımız nasıl dersek; Matematikte OECD ortalaması 494, bizim skorumuz 448, Okumada OECD ortalaması 496, bizim skorumuz 475, Bilimde OECD ortalaması 501, bizim skorumuz 463...
Görüleceği üzere her üç dalda da OECD ortalamasının altındayız. Kızlarımız bilim ve okumada erkeklerden daha iyi ortalamalara sahip. Özetle 65 ülke arasında 42. sıradayız. Sonuçların açıklandığı gün Fransa (23. Sırada) "durum ciddi, eğitimde reform gerekli" başlıklarıyla okuyucularına sonucu duyurmuştu. Bizim de konuyu en az Fransa kadar ciddiye alıp, eğitimde artık kalıcı modellere ulaşmamız gerekli...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.