Sürekli olarak gündeme ekonomik verilerin düştüğü önemli günler yaşıyoruz. Pazartesi günkü yazımda, kredi derecelendirme kuruluşu S&P'nin Türkiye'nin kredi görünümünü negatife çevirmesinin olası etkilerini analiz etmiş ve yazımın sonunda "...Eğer bu kararı Moody's ya da Fitch alsaydı tahribat daha büyük olabilirdi. Ancak S&P kararının Moody's ve Fitch üzerinde baskı oluşturacağı çok açık. Bunu göz ardı edemeyiz..." diye görüş bildirmiştim.
Bu hafta kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'ye bakışını etkileyecek önemli bir süreçten daha geçeceğiz.
Fitch'in yakından takip ettiği ve Türkiye'nin de üye olduğu Kara Paranın Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu (FATF) 12-14 Şubat arasında Paris'te yapacağı toplantıda tüm üye ülkelerin olduğu gibi Türkiye'nin de terörizmin finansmanıyla mücadele konusundaki eksikliklerini değerlendirecek. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch tarafından Türkiye'nin FATF üyeliğinin askıya alınması halinde kredi notunu düşürebileceği açıklamasının ardından piyasalar tarafından yakından izlenmeye başlamıştı. Çünkü maalesef Türkiye uzunca bir süredir gri listede. Mevcut durumun daha kötüye gitmesi yani Türkiye'nin gri listeden çıkarılıp kara listeye alınması beklenmiyor. Ancak son zamanlarda yabancı kuruluşların gözlerini "kırılgan beşli" olarak adlandırılan ülkelere çevirmeleri, bunların içinde en çok dikkat çekenlerin de Türkiye ve Brezilya olması, bu iki ülkeye olan ilgiyi daha da artırıyor. Türkiye özelinde siyasetin yoğun etkisi ve bu etkinin risk primi olarak varlık fiyatlarına yansıması bize olan dikkatlerin daha da artmasına sebebiyet veriyor. Hal böyleyken Türkiye ile ilgili her haberi yabancı yatırımcılara raporlama, her gelişmeyi anında aktarma süreci çok hızlı ilerliyor.
Aslında hükümet bu sürecin ileride aleyhimize ilerleyebileceğini fark ettiği için, geçen yıl Şubat ayında Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nı FATF'nin toplantısının hemen öncesinde TBMM'de kabul ederek üyeliği güvence altına aldı. Yine geçen yıl yapılan mevzuat düzenlemesi ile Türkiye'nin kara para ile mücadelede riskli ülkeler arasına girmesinin de önüne geçildi. Ancak FATF yasal altyapı veya uygulamada eksiklikler olduğunu ve bu eksikliklerin giderilmesi gerektiğini belirtmişti. O nedenle bu yılki toplantıda Türkiye'ye ilişkin olarak alınacak karar önemli ve dikkat çekici. Çünkü geçen yılki üç FATF toplantısında da Türkiye "stratejik eksikliklerini gidermek konusunda yeterli ilerleme kaydetmeyen" ülkeler arasında yer aldı.
Türkiye açısından bu zorlu süreçte üyesi olunan kuruluşlara karşı verilen taahhütlere daha ihtimamla yaklaşılması gereken bir dönemdeyiz çünkü herkesin gözü üstümüzde ve çoğu fırsat kolluyor. Türkiye ekonomisi çok güçlü ve sağlam. Kendimize güvenerek hareket etmeliyiz.