Son dönemde yeni ekonomi olarak adlandırdığımız teknoloji şirketlerinin halka açılmaları diğer şirketlerin halka açılmalarından daha dikkat çeker hale geldi. Şu aralar en ilgi çeken halka arz Twitter'ın halka arzı. Malum twitter bir haberleşme platformu. Sosyal bir ağ. Twitter kullanıcıları sosyal ortamda paylaşmak istedikleri paylaşımlarını 140 karaktere sığdırmak zorunda. Doğru kullanıldığında canlı yayından bile hızlı bir iletişim aracı. Canlı yayından hızlı çünkü aynı yerden onlarca yüzlerce kullanıcı aynı anda bilgi otoyoluna birbirinden farklı görüş ve bilgileri sıralayabiliyorlar. Sıradan bir kameranın bu kadar farklı açıdan bir olayı anlatması mümkün değil. Twitter asıl gücünü de buradan alıyor zaten. Ne kadar çok paylaşım olursa reklam verenler açısından da o kadar değerli oluyor. Gençlere ulaşmanın en kolay ve etkili yolu da artık bu ve benzeri sosyal ağlar üzerinden verilen reklamlar.
Twitter'dan once halka arz olan Linkedln ilk halka arzdan bu yana (18 Mayıs 2011) % 454 bir getiri ile yatırımcısını fazlası ile memnun ederken, Facebook (17 Mayıs 2012) sadece % 18 getiri ile oldukça kötü bir performans sergiledi. O nedenle twitter'ın sergileyeceği performans sadece Amerika'da değil tüm dünyada merak konusu. Halka arz fiyatının 17-20 Dolar aralığından 20-25 dolara çekilmesi, sonrasında halka arz fiyatının 26 Dolar olarak belirlenmesi ve geçtiğimiz Perşembe günü ilk işlem fiyatının 45,10 olarak gerçekleşmesi açılıştan hemen sonra aynı gün içinde 50 Doları geçmesi gelecek yönlü beklentileri artırıyor. En büyük beklenti ise yatırımcının verdiği paraya karşılık açılış ile birlikte neredeyse 2 misli fazlasıyla geri dönmesinin sürdürülebilir olup olmadığı konusu. Geldiğimiz nokta açısından teknoloji şirketlerinin bu kadar büyük ilgi görmesi çok şaşırtıcı değil. Yeni ekonomi bu türden şirketler ve sağladıkları ortamlar ile şekilleniyor. Artık 24 saat açık, dünyanın her yanından müşterileri olan, kirası çok düşük dükkan açmak çok kolay.
Ticaretin internet üzerinden beklentiler ötesi gelişmesi yeni girişimleri teşvik ettiği gibi, girişimcinin yüksek sermaye sahibi kişi olması kavramını da yerle bir ediyor. Belki sırf bu nedenle diğer bir deyişle fırsat eşitliği oluşturmasından ötürü yeni ekonomi, ülkelerin birbirlerine olan üstünlüklerine karşı da bir meydan okuma. O nedenle yüksek hızla hareket eden bu iletişim çağından bizim de birey ve ülke olarak geri kalmamamız gerekiyor.
Güzel fikir ve uygulamalarla dünya çapında bilinir marka sahibi olabilmek eskisinden çok daha kolay. Gelecek, teknoloji şirketlerinin önemini kavrayabilmiş, kanun ve uygulamalarını bu yeni dünya düzenine göre şekillendiren ülkelerin olacak...
