Banka batışları neyin habercisi?..

Sesli Dinle
A -
A +
Belki de 1929 bunalımından önceki ilk krizin uyarısını 19. yüzyılın ortalarında yapan Karl Marx, Amerikan Bankacılığının aldığı pozisyonları oldukça riskli buluyordu. Nitekim Amerikan Bankacılığı geçen yüzyılın hemen başında ciddi bir krizi yaşadı ve atlattı. 
 
İlk bankacılık krizi 1857-58'de yaşandı diyebiliriz. Hatta bu kriz kimi özellikleri itibarıyla günümüz kriziyle ilginç benzerlikler gösteriyor. Ohio Life Insurance and Trust Company adlı Amerikan bankasının batışı ve sonrasındaki gelişmeler, 2008 krizinin başkahramanlarından Lehman Brothers’ın bugün SVB’nin iflasına ve akabinde yaşananlara şaşırtıcı şekilde benziyor. 
 
Ağustos 1857 sonrasındaki ekonomik gelişmeler, parasal krizin Amerika’dan Avrupa’ya yayılışı Karl Marx’ın ilgisini uyandırmış. Krizin ilk belirtileri ortaya çıkar çıkmaz New York Tribune gazetesindeki yazılarını neredeyse tamamen kriz yorumlarıyla bezemiş. Bir yıl boyunca "Dikkat büyük kriz geliyor" uyarısı yapmış. Bugünün Roubini’si o zamanlar Karl Marx imiş diyebiliriz. Ancak beklediği ilk krizi göremeden ölmüş. 20. yüzyılın başında birkaç bankanın batmasıyla başlayan hareket, 1929'da 'Büyük Buhran'ın habercisi olmuş. O zamanlar paraya hükmeden güçlü isimlerin zorda olan finans kurumlarına destek olması veya satın almalar gerçekleştirmesiyle mesele geçiştirilse de, sonunda 1929'a kadar birden fazla olumsuzluk yan yana gelince ciddi bir saha temizliği yaşanmış. Peki bu krizden ders alınmış mı? Elbette cevap "hayır"...
 
'Büyük Buhran’dan 4 yıl sonra yasalaşan Glass-Steagall düzenlemesine uzun bir süre riayet eden ama 1990'larda raydan çıkan bankacılar 2008’de yeni bir krize sebebiyet verdiler. Açıkçası bankaların para arzında Merkez Bankalarını çok geride bırakması, denetim firmalarına aşırı güvenilmesi ve postmodern dünyanın mal-para hırsı da eklenince 1929 buhranı kadar olmasa da, küresel çapta ekonomilere ağır bir darbe vurdu. Ancak aklımda bir kaç soru var...

Büyük iddia büyük kanıt ister...

Acaba 2008 krizi, 20. Yüzyılın başındaki Bankacılık krizinde olduğu gibi bir büyük buhranın habercisi mi? Yoksa şu an yaşananlar 2008 krizinin artçı şokları olarak nitelendirilebilir mi? Bazı uzmanlar da şu an yaşananların '1929 Buhranı'nı aratacak büyük bir krizin habercisi olduğunu düşünüyor. Bunların cevabını şu an vermek kolay değil.
 
Geçmişte yaşanan her gelişmenin bugün aynı sırada gelişmesini beklemek doğru olmaz. Bankacılık Sisteminde bir yanlışlık olduğunu kabul etmekle beraber küresel bir krizin habercisi olduğunu iddia etmek için çok sayıda güçlü kanıta ihtiyacımız var. Bilimin en önemli kuralını hatırlamak gerekirse: “İddialı tezler iddialı kanıt gerektirir...”
 
Bugün zor durumdaki bankalara finans kurumlarından yapılan destekler ve satın alma teklifleriyle meselenin çözülmesi çabası 20. Yüzyıl başındaki operasyona benziyor diyebilirim. Sistemin deforme olduğu gerçeğini bir kenara bırakmadan, ABD ekonomisindeki gelişmeleri yakından takip etmek gerekiyor. Özellikle iktisadi faaliyetler ve kazançlardaki gelişimlere bakmak lazım. Çünkü büyük bir krizin habercisi orası olacak. 
 
Unutmadan: Açıkçası ABD bankaları kişi ve kurumlardan aldıkları paraları karışık enstrümanlara yatırırken, AB bankaları da karışık işlemlerle emanet aldıkları paraları korumaya çalışıyorlar. Daha da ileri gideceğim, ABD bankaları kendi ülkesinden para çıkarmak isteyenlerin güvenli limanı değil ama AB bankaları bugüne kadar bu görevi üstlendiler. Dolayısıyla müşterilerine kazançtan çok "itimat" vermeyi öne çıkardılar. ABD Bankacılığı yüksek kâr peşinde koşarken, AB Bankaları "dua edin bize, paranız sağlamda" dedi sürekli. Bu durum Avrupalı Bankacıların üzerindeki kâr baskısını azalttı ama aktif kârlılığı konusunda reflekslerini kaybettiler. 
Sonuç olarak, FED ve ECB enflasyonla mücadeleye devam ettiklerini attıkları adımlarla gösterirken, bankalara "kredileri genişletmeyin ve likiditeyi düzeltin" mesajı veriyorlar. AB ve ABD bir bankacılık krizini daha kazasız belasız atlatmaya çalışırken, piyasaların tatsız şekilde seyretmeye bir süre daha devam edeceğini söylemek falcılık olmaz!..  
 
Enflasyondaki gelişmelere karşı gevşemek istemeyen ECB ve FED'in faiz politikasını uygularken bir de bu tehlikeye dikkat etmeleri gerekecek...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.