"Birbirinden bu kadar uzakta olan ülkeler neden hasmane bir tutum içine girsinler" diye düşünenler olabilir. Ancak meselenin kaynağı tarihsel.
Dünyada belki de emperyalizme karşı kazanılmış tek zafer olan Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'nda (1919-1923), altın dişlerini bile söküp Türkiye'ye yardım gönderen Pakistanlıların katkısı unutulmaz. Bu arada Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında uygulanan ABD Ambargosu sebebiyle oluşan darboğazı en başta Pakistan'dan gelen destekle aştığımızı belki de fazla bilen yok. Bu sebeple Hindistan'ın iki ülke arasındaki güçlü ilişkinin kaynağını bilmeden "Bollywood" tadında tepki göstermesi bizlere normal gelmiyor. Tabii Pakistan ve Hindistan'ın neredeyse aynı sayıda nükleer silaha sahip olması da bir başka gerginlik meselesi. Ben şimdilik meselenin ekonomik ve siyasi etkilerini analiz edeceğim...
Son dönemde, Türkiye ve Hindistan arasındaki bölgesel politik gerginlikler, iki ülkenin ekonomik ilişkilerinde önemli bir yavaşlamaya neden oldu. İki ülke arasındaki toplam ticaret hacmi yaklaşık 45 milyar dolar civarındaydı ancak, politik gerilimlerin artmasıyla bu rakamda %5-10 civarında azalma yaşanmış gözüküyor. Ayrıca, turizm ve doğrudan yatırımlar da olumsuz etkilendi. Hindistan’dan Türkiye’ye gelen turist sayısı 2019 yılında yaklaşık 220.000 iken, 2023'te bu sayı %20 azalmış ve yaklaşık 175.000’e geriledi. Bu yıl ise fazla Hintli turist gelmiyor Türkiye'ye. Şanghay İşbirliği Teşkilatı'nın toplantısı yaklaşırken Hindistan'ın Türkiye'nin katılımını engellemeye çalıştığı biliniyor. Anladığımız kadarıyla Türkiye'nin yükselmekte olan yeni düşmanı artık Hindistan. Pakistan ile ilgili bunalımda tarihten kaynaklanan yakınlık çerçevesinde Türkiye'nin safını belli etmesi, Hindistan'ın hasmane bir tutum takınmasına sebep olmuş gözüküyor. Hintliler artık turistik amaçla Türkiye'ye gelmiyor, alışılmış efsane düğünler yapılmıyor. Hindistan'a seyahat yapmak isteyen Türklere de "buraya gelmeyin" mesajı veriliyor.
Ekonomik olarak, özellikle enerji ve inşaat sektörleri olumsuz etkilenmekte. Türkiye’nin Hindistan’dan ithalatı yaklaşık 20 milyar dolar, ihracatı ise 25 milyar dolar seviyesinde. Bu gerilimin devam etmesi, iki ülke arasındaki ticari iş birliği ve yatırım akışlarını kestirebilir ve bölgesel enerji projelerinde gecikmelere neden olabilir.
Ayrıca, bölgesel güvenlik ve ekonomi dengeleri nedeniyle, Türkiye’nin Hindistan’dan daha çok Asya'nın diğer ekonomik güçleriyle yakınlığını artırma çabaları devam ederken artan politik tansiyon, bu stratejiyi zorlaştırmaktadır.
İşlerin sertleşmeye başladığı sürecin başına dönelim: 2023 ve sonrasında, ŞİT üyeleri bölgesel güvenlik ve ekonomik entegrasyon alanında daha aktif hareket etti. Çin ve Rusya'nın öncülüğünde, yeni ticaret ve enerji projeleri hız kazanmış. Bölgede ticaret hacmi yaklaşık %12 artış gösterdi. Özellikle Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) ve Orta Asya projeleri 2023'te toplamda 8 milyar dolar civarında yatırım aldı.
Hindistan ise, örgüt içinde daha tarafsız kalmayı tercih ederken, bölge ülkeleriyle yapısal üstünlük ve ekonomik bağlarını güçlendirmeye devam ediyor. Bangladesh, Sri Lanka, ve Myanmar gibi ülkelerle ekonomik ilişkileri artırırken, bölgesel projelere katılımını da sürdürüyor.
Ankara ve Pekin arasındaki ilişkiler, özellikle hükûmetler arasındaki görüşmelerde, Çin'in ekonomik yatırımları ve teknolojik iş birliği kapsamında, 2023’te yeni anlaşmalara imza atılmıştı. Erdoğan ve Xi Jinping’in 2024 yılında yapılan resmî görüşmelerinde, bölgesel iş birliği ve ekonomik kalkınma meselelerini ele almışlardı.
2024’te gerçekleşen Türkiye-Çin zirvesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, bölgesel ve küresel gelişmeleri detaylı şekilde tartışmış, Erdoğan “Küresel ekonomik istikrarın sağlanması için Çin ile güçlü ilişkiler kurmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullanmıştı. Xi Jinping ise, “Türkiye ile ekonomik ve kültürel iş birliğimizi yeni aşamalara taşıyoruz. Bölgesel barış ve kalkınma adına ortak girişimlerimizi güçlendirmeye hazırız” demişti.
İki lider arasındaki diyaloğun temel noktası, bölgesel istikrar ve ekonomik entegrasyonun artırılması. Ayrıca, Çin’in yeni “Kuzey-Güney” ve “İpek Yolu” projelerine Türkiye'nin katılımı, jeopolitik ve ekonomik stratejilerde önemli bir dönüm noktası olacak gibi gözüküyor. Erdoğan’ın Çin’e yaptığı resmî ziyaret sırasında, iki taraf yeni ticaret ve enerji projelerini onaylamış ve yaklaşık 7 milyar dolar değerinde yeni yatırım anlaşması imzalanmıştır.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD)
ABD, küresel ekonomik ve jeopolitik dengelerde önemli aktör olduğu için bu meseleye de çeşitli müdahaleleri söz konusu. Özellikle 2023-2024 döneminde, Çin, Hindistan, ve bölgede artan gerilimler nedeniyle, Washington bölgede stratejik ilişkilerini güçlendiriyor. ABD, Hindistan'ı "Stratejik Ortak" olarak görmüş ve 2024’te yaklaşık 90 milyar dolarlık savunma ve ticaret anlaşması imzalanmıştı. Aynı süreçte Türkiye ile de enerji ve güvenlik alanında ortak projelere imza atılmıştı. Trump yönetimi henüz Türkiye'ye karşı hasmane bir tutum sergilemedi ancak Hindistan'a Rusya ile ilgili ticaretinden dolayı cezalandırmaya karar verdi.
Pakistan, bölgesel istikrar ve ekonomik kalkınma hedefleri doğrultusunda enerji ve altyapı projelerine odaklanmış durumda. CPEC kapsamında 2023’te yaklaşık 5 milyar dolar yatırım alınmıştır. Ülke, ABD ve Çin ile olan ilişkilerinde dikkatli adımlar atarken, ekonomik kalkınmadan çok, bölgesel güvenlik tehditlerine karşı tedbirler almakta.
Pakistan, özellikle enerji ve su kaynakları konusunda bölgesel iş birliğine önem verirken, yeni enerji projeleri ile enerji açığını hafifletmeye çalışmaktadır. Ayrıca, ülkede ekonomik istikrarı sağlamak için uluslararası finans kurumlarından ekonomik reform paketleri ve yardım programları da devrede. Türkiye geçmişten kaynaklanan bağları sebebiyle Pakistan'ın her meselede yanında olmaya devam ediyor. Özellikle son zamanlarda yaşanan Pakistan-Hindistan gerginliğinde Türkiye'nin tutumu dikkat çekmişti. Bunun üzerine Hindistan düğün ya da tatil maksadıyla Türkiye'ye gidecekleri "vatan hainliği" ile suçlayacak bir seviyeye gerginliği yükseltmişti.
2023-2025 döneminde, bölgesel ve küresel gerilimler, enerji, gıda ve teknolojik ürünlerin fiyatlarında dalgalanmalara yol açmıştır. Çin ve Hindistan arasındaki ticaret hacmi 2023’te 1,5 trilyon dolara ulaşırken, bölgesel çatışmalar ve jeopolitik tansiyonlar tedarik zincirlerini zora soktu. Bu durum, özellikle enerji fiyatlarını arttırdı ve küresel enflasyonun güçlü kalmasına sebep oldu.
Küresel ekonomide, tedarik zinciri sorunları ve yüksek fiyatlar sebebiyle 2024’te büyüme oranı %2,8 civarında gerçekleşmiş; bu, son iki yıldaki en düşük seviyedir. Uluslararası kuruluşlar, bölge ülkeleri arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır.
Türkiye ile Hindistan arasındaki politik gerilimler, ekonomik ilişkileri olumsuz etkilerken, bölgedeki güç dengeleri ve büyük ülkelerin tutumları bu etkileri daha da karmaşık hâle getirmektedir. Erdoğan ve Xi Jinping’in bölgesel ve küresel meselelerde yaptıkları kapsamlı diyaloglar, Çin’in Türkiye’yle ilişkilerini yeni bir aşamaya taşımış, iki ülke arasındaki ekonomik ve stratejik ortaklık güçlenmiştir.
Bölgedeki Çin, ABD ve Pakistan ekseninde gerçekleşen gelişmeler, küresel ticaret ve güvenlik politikalarını şekillendirmekte ve her geçen gün artan tansiyonlar, özellikle enerji ve teknolojik ürünler alanında fiyatlara ve tedarik zincirlerine yansıma göstermektedir. Çin’in “Kuşak ve Yol” girişimleri ile Türkiye ve bölge ülkeleri arasındaki entegrasyon, bu süreçte önemli bir rol oynamaktadır.
Tam bu aşamada Zengezur Koridoru'nun ABD'nin denetimine gireceği konusundaki tartışmalar önem arz ediyor. Hem Azerbaycan hem de Ermenistan tarafı bölgede 3. ülkelerin asker bulundurmasını istemediklerini ifade ettiler. Bu durum Ruslar için can sıkıcı ancak ABD'nin bu koridor üzerinden Çin'in mal akışını durdurmak istediğini söyleyebiliriz. AB ülkeleri bu durumdan hoşnut değil elbette. Çünkü tedarik zincirinin kopmasını ve fiyatların tekrar yükselmesini istemiyorlar.
Diğer taraftan Hindistan'ın tamamen Türkiye'yi devre dışı bırakacak yeni bir ticaret koridoru üzerinde çalıştığını ve taraftar toplamaya çalıştığını biliyoruz. Ancak Türkiye'deki boğazardan bir yılda geçen mal trafiği Panama Kanalı'ndan bile fazla olduğu için, şimdilik bu projeye yüz veren yok. Dedim ya "Bollywood" tepkileri bunlar. Yine Hindistan Hükûmeti de bunları denemeye devam edecek gibi gözüküyor.
Özetle, Hindistan'ın yeni süreçte Pakistan ile alakalı olarak Türkiye'yi hedef alan girişimlerini İsrail ve Yunanistan ile yakın durarak daha üst bir seviyeye çıkaracağı düşünülebilir.
Not: Son olarak Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesindeki restleşmeye bir bakalım: Hindistan Azerbaycan’ın üyeliğini engelledi, Pakistan ise Ermenistan’ın başvurusunu veto etti. Sebebi belli. Azerbaycan’ın Pakistan’a olan desteği. Bu arada hem Azerbaycan hem de Hindistan'ın İsrail ve ABD ile yakın iş birliği var. İş epeyce karışık ama Hindistan'ın iç siyasette sıkışmış gazı bu şekilde salmaya çalıştığını da düşünebiliriz.
Prof. Dr. Emre Alkin'in önceki yazıları...