AİLEYİ KURTARMAK

Sesli Dinle
A -
A +

-Geç evlenme.

 

-Az çocuk.

 

-Boşanma sayısındaki büyük artış.

 

-Nikâhsız yaşama.

 

-Aile kurumunu çürütmeye dönük yönelişler…

 

Bunlar, bugün milletimiz, devletimiz ve bekamız için hayatî önemde ve mutlaka aşılması gereken devâsâ sıkıntılardır…

 

Evlenme yaşı, eskiden hem erkek ve hem de kızlar için bugünkünün yaklaşık olarak yarısındaydı. Şehirleşme, modernleşme, yüksek tahsil, lisansüstü eğitim, ihtisas, zengin olma hırsı ve hayat pahalılığı gibi sebeplerle bu yaş, şimdilerde orta yaşa yükseldi.

 

Bir devletin büyük olması için geniş coğrafya, güçlü maliye, sağlam eğitim düzeni, kuvvetli adalet ve kuvvetli bir ordusunun olması şarttır. Bu şartların en başında ise büyük nüfus gelir. Nüfusu küçük olan bir devlet, diğer hangi sahada adından söz ettirirse ettirsin neticede o küçük devlettir. İsrail, İsveç, Norveç vs. küçüktür. Buna mukabil -mesela-Hindistan, Çin, Brezilya türlü zorluklarda olsalar da dünyanın önde gelen devletleridir.

 

Toplumumuz ve geleceğimiz için gençlerin geç evlenmeleri tehlike sebebidir. Onu az çocuklu olmak takip etmektedir. 1 anne, 1 baba, 1 veya 2 çocuktan ibaret Çekirdek Aile modası Türkiye’nin istikbali için iyi haber değildir. Bugün şu veya bu kademede ülke yönetiminde bulunan veya ona talip olanların yüzde 90’ı köylü, kasabalı, küçük şehirli fakir ana-babanın 5-6 çocuğundan biridir.

 

Bu "taşralı" ana-babaların pek azı, iyi tahsil görmüştü. Buna rağmen, canlarını dişlerine takarak gece-gündüz çalıştılar. Kanaat zenginlikleri, tevazu güzellikleri oldu. Paralı askerlik akıllarından geçmedi. Devlete veya insana ait olsun harama el uzatmayı utanç sebebi saydılar, Allah’tan korktular.

 

Bu ana-babalar, dar ve zor şartlarda cemiyete itibarlı insanlar yetiştirmişken, o itibarlı-unvanlı, imkânlı evlâdlar, yarınlarımızı göremediler…

 

Uyuşturucunun çocuklara kadar inmesi gibi boşanma da senelerden aylara, aylardan haftalara geldi. Sabır, hoşgörü, özür, affetme gibi hasletlerin yerini kibir ve haklılık hastalığı aldığından ve kanaat, bir kuş misali bulutların ötesine uçtuğundan aile, yuva olmaktan çıkıp şirketleşti.

 

Yuvada sıcaklık.

 

Şirkette menfaat vardır…

 

Evlilik akdini, belediye memuru yahut Bakan yapsa; nikâhı müftü, imam veya Diyanet Başkanı kıysa boz bulanık akan bu sel, artarak geliyor, bendleri zorluyor. Şu cemiyette bir asır evvel bir yılda görülen boşanma sayısı bugün herhâlde bir ayda meydana geliyordur.

 

Boşanma yalnızca iki kişinin yollarını ayırması değildir. O ândan itibaren o insanlar artık dul veya "eşinden boşanmış"tır. Bu psikolojik bir yüktür. O da bir tarafa; ortada çocuk veya çocuklar varsa bu çocuklar, akılları erdikçe hayatı azap olarak yaşamaktadırlar. Onlar için aidiyet çökmüştür. Kendi ailelerinin çocukları değillerdir. Hele bir de baba, anneyi, anne de babayı kötülüyorsa manzara büsbütün kötüdür.

 

Aile kurumunu çürütmeye dönük tehlike ise en kesin tedbirlerle durdurulası gereken bir felâkettir.

 

Bütün bunlardan çıkan netice şudur:

 

-Aile mukaddestir. Mukaddes aile, nereden darbe alıyorsa âcilen çâreler üretmelidir.

 

Bu gidişle nüfusumuz, 2040-50’lerde yani 20-25 sene sonra gerilemeye başlayacaktır. Bu durum, uzun zamandır batıda mevcut. Avrupa devletleri, yabancıları, yalnızca işçi olsun diye ülkelerine getirtmiyorlar. Yaşlanan, eksilen nüfusunu dengelemek, gençleştirmek için de bunu yapagelmekteler.

 

Yukarıdan beri sıraladığımız mes’eleleri yıllardan beri değişik vesile ve ölçülerde yazıp konuşmaktayız. Nihayet Devlet, Hükûmet, bu çok önemli mevzua el attı. Fevkalade memnuniyet verici bir gelişmedir. Bir anlamda Aile Bakanlığı’nın içi doldurulmaktadır. Yapılan resmî açıklamalara nazaran "Aile ve Gençlik Bankası" kurulacak. Karadeniz gazından elde edilecek bir kısım gelir, bu bankaya aktarılacak.

 

Böylece evlilik yaşına gelip de maddî sıkıntı çeken gençlere -faizsiz- ödünç para verilecek. Hatta bu yardım, boşanmaları önlemekte de düşünülebilir.

 

Biz, bu sıkıntıyı işlediğimiz eski yazılarımızdan birinde gençlere evlilik için yapılacak yardımları sınıflara da ayırmıştık. 20 yaşında evlenecek gençle 25 veya 30 yaşında evlenecek genç aynı imkâna sahip olmamalıdır. Yaş yükseldikçe verilecek ödünç para miktarı düşmeli. Bunun gibi çocuk sayısı ve evlilik yılı da bir kıstas olmalıdır. Ev alacak 1 veya 2 çocuklu aile ile 6-7 çocuklu aile aynı imkânla değerlendirilmemeli. 5 yıllık evli karı-koca ile 30-35 yıldır evli olanlar, aynı şekilde değerlendirilmemeli. Nikâhsız hayat sürenlerse bazı imkânlara kavuşamamalıdır…

 

Bu konu, temel mes’elemizdir.

 

Bir kere daha dile getiriyoruz.
-Aile, milletin de devletin de temelidir.

 

En hızlı, en kalıcı, en hızlı yatırım aile için yapılmalı, millî servet ve sermayemiz olan gençler, kurda-kuşa yem olmamalıdır.

 

2053 ve 2071 için bugünden âcil ve köklü tedbirler alınmazsa Kızılelma, Allah korusun hayal olur…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
selim 28 Eylül 2023 08:57

nafaka süreli olmalı