Siyonist zalimler, 1917’den 1947’ye, 1947’den 1967’ye, 1967’den, 7 Ekim 2023’e kadar, aralarda daha birçok saldırı tarihi olmak üzere 106 yıldır Filistin’de zulüm ve soykırım yapmaktalar…
Filistin’de devlet kurmayı hedef alan Siyonist ideoloji, 1848’de Londra’da bir masa etrafında toplanmış Siyonistlerle dünya sahnesine çıktı:
İlk Siyonist Kongresi ise Macar Yahudisi Theodor Herzl’in başı çekmesiyle 24 Ağustos 1897 tarihinde Basel’de yapıldı. Toplantıya muhtelif devletlerden iki yüz delege iştirak etti. Theodor Herzl, 19. asrın sonu ve 20. asrın başında Abdülhamid Han’a dolaylı yoldan ve bizzat müracaat ederek Filistin’de kendilerine büyükçe bir çiftlik kadar, bir toprak verilmesini istedi. Toprak, vatansız olan Yahudiler için isteniyor, teklifin kabulü hâlinde Osmanlı Devleti’nin bütün dış borçlarının ödenmesi taahhüt ediliyordu.
Abdülhamid Han, vaki şeytanî niyeti okuyup "Filistin benim şahsî mülküm değil, milletimindir. Ecdadımın mirasıdır" diyerek talebi reddedince evvela 1905’te Yıldız Suikastına maruz kaldı. 1908’de II. Meşrutiyet ilâna mecbur edildi. 1909’da tertiplenen "31 Mart Gezi Olayları"yla tahtından oldu.
Ardından I. Dünya Harbi tezgâhlandı. Mason güdümüne girmiş tecrübesiz İttihatçı delikanlılar, kısa sürede imparatorluğu yele verdikleri gibi takip eden devamları da İngiliz muhibbi idiler.
Bu arada 2 Kasım 1917’de İngiltere Balfour Deklarasyonuyla, Filistin’deki Yahudileri ve devlet kurma yolundaki Siyonistleri himayesine aldı. Irkçı Yahudiler; Siyonistler, 1920’de Filistin’de Haganah adlı bir terör örgütü kurdular. Örgüt, silahlı saldırılarla Arapları, çâresiz bırakıp vatanlarından çıkarmak için kan döküyordu. İngiltere başta olmak üzere emperyalist haçlı dünyasının desteğini alan terörist örgüt, sürekli mevzi kazanırken I. Dünya Harbi’nde Filistin Cephesinde ihanet yaşamış Osmanlı, Müslümanlar, sahipsiz ve imkânsız oldukları için biteviye toprak kaybettiler.
14 Mayıs 1948’e gelindiğinde söz konusu terörist örgüt emperyalist dünyanın desteğiyle BM’de devlet olarak kabul ve tescil edildi. Ardından 1950’li yıllarda genişleme harpleri yaptı. 1967’deki “Altıgün Savaşları”nda "Golan Tepeleri" denen bölge Suriye’den gasbedildi.
ABD Başkanı Trump, I. Başkanlık döneminde Golan’ın İsrail toprağı olduğunu kabul etme gibi vahim hata işledi. Daha vahimi ise İsrail’in başşehri olarak Kudüs’ü kabul etti…
7 Ekim 2023 tarihinin özeti kısaca budur. Gerçek, böylece ortadayken "Hamas 7 Ekim akşamı İsrail’e saldırmasaydı Gazze, şimdi bu soykırımı yaşamazdı!" demek ya cehalet ya gaflet veya başka bir sebeptendir….
Diğer yandan:
Bu gerçek ortadayken Ankara’nın "BM’nin tanıdığı 1967 temelli iki devletli çözüm!" ısrarını anlamak mümkün değildir. 1967’de Siyonist Yahudiler, toprak gaspıyla İsrail’i genişlettiler. Buna rağmen 1967 nasıl esas alınır? İki devletli hâl tarzına itiraz etmiyoruz. Ancak; serdettiğimiz hakikatler itibarıyla tasavvur ve teklif edilen iki devletli çözüm fikrinin 14 Mayıs 1948 haritasına dayanması lâzım gelir. İsrail, BM tarafından devlet diye tanındığında hangi ölçekte idiyse oraya dönmedikten sonra Filistin-İsrail Harbi ilanihaye sürüp gider…
Böyle bir haksızlığa maruz kalmış Filistin’in Gazze şehri, 7 Ekim 2023’ten bu yana 62 bin şehit verdi. Bir bu kadar da yaralısı mevcut. Muhtemelen bunlar kadar da enkaz altında kayıp var.
Buna rağmen:
Şehitlere, gazilere, açlığa, susuzluğa, yoksulluğa rağmen… Gazze halkı yiğitlikte, vatanseverlikte, kahramanlıkta destanlar yazdı ve yazıyor.
İsrail, Amerika’yla Batı’dan uçaklar dolusu silah yardımı aldığı hâlde iki yıldan bu tarafa Gazze tünellerine giremedi, esirlerini kurtaramadı, soykırımın en gaddarını yapsa da Filistin’i yıldıramadı.
Aç iken… evlatlarını, akrabalarını… kaybetmişken bile Gazzeliler, Allah’a hamdediyorlar. Ne Gazzeli bir asker, cepheden, ne Gazzeli bir hekim, hastaneden, ne Gazzeli bir kadın, evinden, ne Gazzeli bir çocuk mahallesinden kaçtı…
İsrail ordusunda ise firar ve intiharlar, artarak devam ediyor. İş-güç sahibi Yahudiler, İsrail’i terk etmekte. Dış yatırımlar gelmediği gibi mevcut yabancı sermaye de ilk fırsatta gitmenin yoluna bakmakta. Gazze Celladı Netanyahu ile Genelkurmay Başkanı sık sık ihtilafa düşmekteler. Koalisyon hükûmetinin ortakları geçinemiyor. Gazze, dünyayı insan olanlar ve olmayanlar, vicdanlı olanlar ve olmayanlar… diye ayırdığı için ülkelerden İsrail’e büyük baskı gelmekte.
Siyonist, katil ve zalim İsrail’in bu perişanlığı hezimettir, kayıptır, buhran ve bunalımdır. Gazze’nin olanca yokluğa, yoksulluğa ve kimsesizliğe rağmen yaşadığıysa zaferdir. Zulüm ne pâyidar olur ne âbâd olur…
Öyle tahmin ve ümit ediyoruz ki:
İsrail, Siyonistler, Netanyahu ve arkasındaki zalimler, tam "kazandık!" dedikleri ân, rüzgâr tersine dönecek, İsrail’de büyük bir iç savaş çıkacak ve İsrail, toprak kaybedecek ve mağlup olacaktır. Bu harbi Filistin, Gazze kazanacak ve şerefli bir Filistin Devleti kurulacak, Kudüs, Mescid-i Aksa kurtulacaktır.
2 milyon Müslümana sahip çıkmayan gamsız 2 milyar Müslüman ve "7 Ekim akşamı İsrail’e saldırmasalardı başlarına bu gelmezdi" diyenlere gelince…
Onlar, ömür boyu vicdan azabı yaşayacaklardır.
Rahim Er'in önceki yazıları...