TRT, bu ayıbı işleyecek mi?

A -
A +

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in İngilizce bilmediğine hamdediyoruz. Keza Recep Tayyip Erdoğan'ın İngilizce bilmediğine de hamdediyoruz. Bu lisanı bilselerdi herhalde onlar da öncekiler gibi toplantılarda İngilizce hitap ederlerdi. Bir devlet veya hükümet adamının resmi bir mecliste İngilizce konuşmasını kabul edemiyoruz. Hele Türkiye'deki toplantılarda İngilizce konuşmalarını asla tasvip etmiyoruz. Eğer, İngilizce BM'nin tanıdığı bir dilse uğraşır didinir Türkçe'yi de o statüye sokarsınız. Onun için anayasadaki remi dil Türkçe'dir ibaresini genişletmek lazım. "Resmi dil Türkçe'dir, yurt içi ve dışında Türkiye'yi temsil sıfatını taşıyanlar, toplantılardaki her türlü konuşma ve hitaplarını Türkçeyle yapmak mecburiyetindedirler." Bunları şu ortamda nereden hatırladın? diyeceksiniz. Haklısınız. Tezkerenin reddi, gelen vergiler, reddin aydınları ikiye böldüğü tartışmalar dururken "TRT..." diye başlayan bir yazı. Meselenin can alıcı noktası burası işte. Teferruatlar yani. Teferruatlar, teferruat sanılanlar, görmezden gelinince veya görülmeyince veya umursanmayınca erozyon başlıyor. Yahut şöyle diyelim. Bu ihmaller erozyonu hızlandırıyor. Nereye kadar? Türkiye'nin İngilizce şarkılarla temsiline kadar. Türkiye, her yıl olduğu gibi bu yıl da Eurovision şarkı yarışmasına katılıyor. Bu yılki fark, yine doğabilecek mahcubiyet değil. Fark, şarkının İngilizce söylenecek olması. Sertap Erener, Türkiye'yi temsil edecekmiş? Neyle "Every way That I can" adlı şarkıyla. Letonya adlı devletin Riga diye bir şehirciğinde yapılacak olan bu yarışmayı TRT, Türkiye'ye nakledecekmiş. Bir zamandır bu rezalet alttan alta tartışılıyor fakat gündem çok sıcak olduğu için fazlaca yukarıya çıkamıyor. Onun için TRT'nin tartışmalar karşısında şarkıcıya yasak getirdiği de fazlaca bilinmiyor. Bu bir tesadüf mü? ABD tam da bölgeye yerleşirken TRT'nin Türkiye'yi İngilizce şarkıyla temsil ettirmesi bir tesadüf mü? Sizin aklınıza da bu can sıkıcı çakışma gelmiyor mu? O kadar mı? Şunu da düşünmüyor musunuz? Birileri kalkıp "peki madem öyle neden TV'de Kürtçe yayın bu kadar münakaşa mevzuu yapıldı?" derse hangi makul gerekçeyle ne söylersiniz? 10 binlerce kişilik kadrosuyla hazinenin sırtında kambur olan TRT'nin bu sorumsuzluğunun önüne geçilmeli. Hem önüne geçilmeli ve hem de TRT en kısa zamanda en fazla 1000 kişinin çalıştığı bir müessese haline dönüştürülmeli. TRT'nin başarılı dizilerini asla inkâr etmiyoruz, fakat onlar, zaten çalışan 1000 kişinin eseri. Noktayı koyalım... 24 Mayıs'ta Türkiye, 5. sınıf bir memleketin 50. sınıf şehrinde bir şarkıcının muhtemelen aksanlı bir İngilizceyle Every way That I Can diyerek salınıp söylediği şarkıyla temsil edilecek, resmi televizyon da bunu iftiharla yayınlayacaksa o zaman ABD'nin Ankara büyükelçisi Mr. Robert Pearson'a TBMM başkanını ayağına davet ettiği için kızmayınız. Sömürgelerde genel valiler böyle davranır. Pearson, kendini bir sömürgede sanmıştı Bülent Arınç haddini bildirdi. Şimdi organizatör ve yayıncı TRT ile şarkıcı Sertap Erener, TBMM başkanını yalanlama hazırlığında. Bu ayıbın işlenmesine fırsat verilecek mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.