Aile, sahil restoranlarından birinde, akşam yemeğindeydi. Restoranın bahçesinde, denize yakın oturdukları masalarına bakan garson, ailenin biri kız, biri erkek iki sevimli çocuğuyla yakından ilgileniyor, bu mutlu tabloya katkıda bulunmak için kırk yıllık ev hizmetçileriymiş gibi gönülden çaba harcıyordu. Çocuklar da garsonu kırk yıldır tanıyormuş gibi her isteklerini söylüyor, küçük kaprisler yapıyor, arada bir onunla içeri gidip geliyorlardı. Hatta, çocukların soruları yemek dışında başka konulara da kayıyor, denizden, futboldan, garsonluk mesleğinden konuşuyorlar, garson kısa ve edepli cümlelerle cevaplıyordu onları... Bu mutlu yemek, küçük bir facia ile darmadağın oldu. H Bir ara tuvalete giden ailenin hanımı, sinirli, hışımla ve karmaşık bir yüzle geri döndü. Aileye servis yapan, çocukların dost olduğu garson, tuvaletin önünde kadından telefon numarası istemişti! Ailenin reisi, garsonun temiz yanağına okkalı bir tokat attıktan sonra restoranın müdürüne durumu bildirmiş, garsonun derhal işten atılmasını istemiş, ve ailesini toplayarak apar topar oradan ayrılmıştı. H Gerçekten de o gece garsonun işine son verdiler. H Peki, garson ne diye iki çocuk annesi mutlu bir ev hanımından telefon numarası istemişti? Siyah pantolonlu, bembeyaz gömlekli, siyah papyonlu, sinekkaydı tıraşlı genç garson, bir gece önce, bu mutlu ailenin reisi olan adama, bu kez yanında genç ve güzel bir bayanla geldiği aynı masada hizmet etmiş, adamın kadına, "topluluk içinde pek de yapılmayacak kadar samimi hareketler" yaptığını, sürekli sarmaş dolaş oturduğunu görmüş, bu gece ise özellikle o iki masum çocuğu çok sevdiği için, "durumdan vazife çıkararak" genç anneyi uygun bir zamanda uyarmayı planlamıştı!