ŞİMDİ REKLAMLAR

(hikâye: 346) Genç bir reklam yönetmeni, ünlü bir mobilya firmasının reklam çekimlerini yapıyordu. Kampanyaya göre, reklam yönetmeni, ekibi ve kameralarıyla bu ünlü mobilya firmasının (İstanbul'daki) herhangi bir mağazasına habersizce giriyor, o sırada orada bulunan müşterilerle ropörtajlar yapıyordu. Sonra bu konuşmalar, mobilya görüntüleriyle de desteklenerek televizyonlarda gösterilecekti. H Genç reklam yönetmeni, firmanın Güngören'deki bir mağazasına "baskın yaptı." Mağazadaki birkaç müşteri içinden genç ve güzel bir hanımı gözüne kestirdi. Çek-yatların altına üstüne bakan hanıma mikrofon uzatıldı: - Mobilyalarımızı nasıl buluyorsunuz? Genç kadın daha önce de bu mobilya markasından ev döşediğini, evlenirken koltuk, yatak odası aldıklarını, çok memnun kaldığı için şimdi de çek-yat almaya geldiğini söyledi. - Sevdiğim bir ürünün semtimizde de mağaza açmış olmasından dolayı memnunum, diye bitirdi. Çekim bittiğinde yönetmen sevinçle yumruğunu sıkarak, kadına döndü: - Bugüne kadar çektiklerimizin en iyisi... Çok rahat ve güzel konuştunuz. Kadın, memnuniyetini ve gururunu saklamakta zorlanarak utangaç bir şekilde güldü: - Bilmem, hiç tecrübem yok. İnşallah iyi olmuştur. - Şimdi, dedi yönetmen, sizden "muvafakatname" alacağız. Arkadaşım size bir form doldurtacak. Görüntünüzün televizyonda yayınlanmasına rıza gösterdiğinize dair imza atacaksınız. Ayrıca bir iki küçük bilgi... - Tamam, dedi kadın. H Kampanyanın reklam filmleri televizyonda yayınlandı ve sonucunu hiç kimsenin tahmin etmediği olayları beraberinde getirdi. H Televizyona çıkan genç kadın, bilmeden, istemeden, kocasının Erzurum'daki kan davalılarının işini kolaylaştırdı. Geldiler, İstanbul'un göbeğinde güpegündüz ve cadde ortasında kocasını öldürdüler. H Ve bu vahim olayı aylar sonra duyan, duyduğunda perişan olan reklam yönetmeni, kocası öldürülen kadını buldu. Bazen insanın iradesi, rayların üstünde ilerleyen treninki gibi oluyor. Uzatmayalım; genç yönetmen, eşinin ölmesine sebep olduğu bu kadınla evlendi! (Şehir ve semt ismi değiştirilmiştir.) NOT: Ekmek Teknesi'ndeki "Ölü"nün deyişi ile, "bıktırmamak lazım." Biraz ara verelim. İnşallah ileride yine görüşürüz. S.S.