Büyük satranç ve hamleler

A -
A +

Yeni şartlar beklenmedik gelişmeleri beraberinde getiriyor. Her ne kadar planlı ilerliyor gibi görünse de sonucu, yapılan hamleler belirliyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Avrupa’nın Kıbrıs hamlesini değerlendirirken güzel bir tespitte bulundu:

 

"Satranç gibi; onlar bize karşı bir hamle yaptı, şimdi sıra bizde."

 

Bu cümle şunu da anlatmakta: Her şey birileri tarafından belirlense de sonucu kavganın taraflarının sahadaki varlığı ve hamleleri belirliyor. Yani bir olay olunca “Büyük güçler yaptı, bize yaptırtmazlar, izin vermezler” cümleleri abestir. Bu, kendine güvensizlikten öte; jeopolitiği, siyaset bilimini ve satır aralarını okuyamamaktır.

 

Geçtiğimiz günlerde, Vladimir Putin’in birkaç yıl öncesine ait bir röportajına denk geldim. Putin orada şöyle diyordu:

 

“Ormanda büyük hayvan sürüleri çatışırken, maymun en yüksek dala çıkıp olan biteni izler; çünkü kendi adına doğabilecek fırsatları kolluyordur.”

 

Aslına bakarsanız, günümüzdeki tabloyu bu sözler oldukça iyi özetliyor. Büyük güçler birbiriyle mücadele ederken, akıllı olan taraf kendi lehine gelişecek fırsatları değerlendirmeye çalışıyor.

 

 

Bizi nasıl bir süreç bekliyor?

 

 

Özellikle Orta Doğu ekseninde yaşanan gelişmeler, İsrail’in yayılmacı emelleri nedeniyle bizi doğrudan etkiliyor. İsrail yerine oturtulmadan huzura kavuşamayız; bu durum son derece net. Üstelik Netanyahu ve benzeri Siyonist politikalar, yalnızca bölgeyi değil, bizzat İsrail’in kendi geleceğini ve bugüne dek elde ettiği kazanımlarını da yok edecek türdendir.

 

Netanyahu, kendi geleceğini kurtarmak adına oynadığı bu kanlı oyunla herkesi terörize ettiği kadar, destekçisi Batı dünyasını da terörize ediyor. Ancak “Batı” derken burada da bir ayrım yapmak gerekiyor. Örneğin, ABD için Siyonistler açıkça “Biz bu devleti kurduk” diyebiliyor.

 

Avrupa’da ise tablo biraz farklı. Avrupa, tarihsel refleksleriyle Siyonizme karşı bir duruş sergilemeye çalıştı; ancak bu mücadeleyi kaybetti. Şimdi ise oluşan yeni küresel dengeler, Avrupa’nın önünde yeniden bazı fırsat kapıları açıyor.

 

Bu noktada Doğu Avrupa’daki İsrail yanlısı yapıları ve lobileri de göz ardı etmemek gerek. Örneğin Polonya; İkinci Dünya Savaşı döneminde kendine biçilmiş rolü oynamasının ardından 1990’lardan itibaren ABD’nin “sivil toplum” ağları aracılığıyla eski Sovyet coğrafyasına nüfuz etti. Bugün ise Ukrayna-Rusya savaşında âdeta bir merkez üs hâline gelmiş durumda.

 

Şunu demek istiyorum: Eylemler birer satranç hamleleridir. Bu hamleler, büyük paylaşımın şeklini belirleyecektir.

 

 

Türkiye ve büyük satranç…

 

 

Türkiye bu oyunda iç cephenin merkezinde yer alıyor. Küresel emperyal güçler, uzun süredir Türkiye’yi parçalamaya yönelik planlarını devreye soktu ve bu yöndeki girişimlerini hâlâ sürdürmekte. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Türkiye’yi yeni yüzyıla taşıma sürecinde, bu yapay ve dışarıdan kurgulanmış meseleleri ortadan kaldırmaya çalışıyor. PKK’nın silah bırakma süreci de bu geniş vizyon içinde değerlendirildiğinde, sadece küçük bir ayrıntı olarak öne çıkıyor.

 

Türkiye, küresel paylaşımda eline geçen fırsatı değerlendirmek zorundadır. Parçalamak isteyenlere karşılık, daha da güçlenen ve etkisi sınırları aşan bir Türkiye hayal ediyoruz.

 

Suriye’ye istikrar kazandırma sürecinde, Türkiye ana aktör olarak tarihe geçecektir. Peki bu gelişme kimleri rahatsız etti? Emperyalist güçleri ve bölgede İsrail’i.

 

İsrail, bölgede bir istikrar sağlanması durumunda, hem meşruiyet iddiasını yitireceğinden hem de genişleme imkânlarının ortadan kalkacağından kaygı duyuyor. Bu nedenle, Türkiye’nin yön verdiği ABD-Suriye hattındaki gelişmeler son derece kritik öneme sahiptir.

 

Türkiye, adım adım üzerindeki tüm prangalardan kurtuluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür” sözü, attığı her adımla yeniden vurgulanıyor. Bu kararlı ve cesur duruş, insanlık adına umut taşıyor.

 

 

 

 

 

Sevil Nuriyeva’nın önceki yazıları…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.