Trump'ın, başkan seçildikten sonra attığı ilk adımlardan biri, ABD’nin dünyadaki yumuşak gücünü pekiştiren ve siyasi projeleri fonlayan USAID’i kapatma kararı oldu.
Oldu olmasına ama bugün Ukrayna sürecini anlamak için USAID’i adıyla anıp geçmemek gerekiyor.
Ukrayna’nın bir proje olarak ateşin içine sürülmesi, “demokrasi”, “özgürlük”, “işgal” gibi kalıplaşmış kavramlarla açıklanamayacak kadar derin bir meseledir. Bu sürecin asıl boyutlarını paylaşım dönemi tamamlandıktan sonra daha net tartışabileceğiz.
Peki Ukrayna’dan kim, ne istedi?
Trump, USAID’i kapatırken “Bu kuruluş bir suç örgütüdür” dedi. ABD’nin dış yardımlar başlığı altındaki tüm projelerin fonu, aslında bu ajans üzerinden sağlanıyordu. 1961’den 2025’e kadar her yıl yaklaşık 40 milyar dolarlık bütçesiyle Ukrayna dâhil birçok ülkede siyasi değişim ve dönüşüm projelerine kaynak aktardı. Trump bu kuruluştan vazgeçtiğinde, aynı zamanda onun desteklediği projelerden de vazgeçtiğini ilan etmiş oldu.
Şimdi asıl soruya gelelim: ABD için Ukrayna projesi bitti mi?..
Avrupa liderlerine kulak verirseniz tek cevap duyarsınız: “Rusya yaptı.”
Zelenskiy kimdir, neden sahneye çıkarıldı?
Rakamlar çarpıcı: 6 milyon Ukraynalı erkek savaştan kaçtı. Neden?
Ben, sorular üzerinden giden ama soruların içinde cevabı da barındıran bir yaklaşımı tercih ediyorum.
Trump’a dönersek…
Barış yanlısı bir görüntü veriyor ama asıl hedefi ABD’nin yükünü sırtından atmak. Bunu yaparken de Avrupa’yı ortada bırakmadığını göstermek zorunda kalıyor. Oysa Ukrayna, Zelenskiy’nin farklı bir imaj çabasına rağmen, Avrupa için de artık yük hâline gelmiş durumda. Güvenlik başlıklı söylemler, mevcut durumu idare etmek için üretilmiş sözlerden ibaret...
Trump, USAID’i feshettiğinde aslında geri dönüşü olmayan ekonomik ve sosyal projeleri de sona erdirdi. Ukrayna’nın sosyolojik yapısını dönüştürmek bir projeydi. Siyaseten Ukrayna, Batı ittifakı için önceden planlanmış bir projeydi. Şimdi Batı, kendi kurguladığı bu projeyi nasıl farklı bir yöne evireceğini arıyor. Çünkü dünya paylaşım sürecinde yeni bir evreye giriyor.
Ukrayna meselesi ibretlik derslerle dolu. Ama en önemli ders, nihayetinde Ukrayna halkının kendisinden gelecek. Proje olup meydanlarda halk adına konuşan sözde kahramanlardan değil, ülkesinin millî kodlarının yok edilmesine seyirci kalmaktan yorulan, savaşla tüm kazanımlarını kaybeden ve buna “dur” demek isteyen ama gücü tükenen Ukraynalılardan…
Sevil Nuriyeva’nın önceki yazıları…