Ana baba sevgisi, çocuk için güvenlik duygusuna destek olur ve bu duygu yücelir. Çocuk önceleri annesiz, daha sonraları babasız da kalınca güven ortamından uzaklaştığını sanır. İlk beş yaşa değin ‘anne’ bir çocuk için olmazsa olmazlardandır. Altı yaşından itibaren de ‘baba’ yitirilmeyecek, ayrı kalınmayacak bir güven ögesidir.
Allah; insana aile kurdurma fiiliyle, insan için en değerli olan huzura ulaşma yeteneğini vermiştir. Aile ortamının sağlıklı ve huzurlu olması, aile içi ilişkilerle oluşturulan iletişim ve etkileşimle gerçekleşir. Bunu da gerçekleştirmenin yolu, bireyler arasında duyulan saygıdan geçer. Birbirini olduğu gibi kabullenme, kişilik haklarına saygı, olumsuzlukları bireyselleştirmeden genellemeler içinde söz ederek çözümlemek, kendini onun yerine koymak gibi çok basit davranışlar başarınız için sihirli anahtardır. O anahtarın da ilki; babanın eşine olan iyi davranışlarıdır. Anne ise, ailedeki sevgi kaynağıdır. Annelerin çocukları üzerinde; herkesten fazla emeği, sevgi, şefkat ve merhameti vardır.
Evlilikler; iki farklı dünyanın, belli ilkeler çerçevesinde bir araya gelerek kaynaşmasıdır. Eşler arasında etik, karakter, huy, dünyevi görüş, hayat tarzı gibi farklılıkların yaşanması doğaldır. Ama bunların birer anlaşmazlık gerekçesi olarak ön plana çıkarılması hiçbir zaman gaye olmamalıdır. Çağdaş hayatın getirdiği, bencillikle donatılı bireysellik; insanları giderek yalnızlığa sürüklüyor. Dolayısıyla çekirdek aile bireylerinden büyük aile üyelerine doğru olan iletişimsizlik de o oranda koparak, aile bağlarının giderek yok olmasını getiriyor. Oysa yaratılışı gereği, aralarında kan bağı olan insanlar, diğerlerine göre, birbirlerine daha çok ilgi gösterir ve birbirlerini daha çok korurlar. Bu güvenlik duygusuyla ortaya konan, doğal bir davranış dizisidir.
Halil Şahin/Eğitimci-Yazar
ŞİİR
Gel
Aradım yıllarca divane gönlümü
Bulamadım dersem hak mı yemiş olurum?
Maksat sadece cism-i beden midir?
Bir gece gökyüzündeki yıldızlar da,
Ormanda akan mavi bir nehirde,
Her bahar açan taze çiçeklerde,
Uykunun en tatlı vaktinde,
Bayram sabahına uyanırcasına
Usul usul gençleşirken…
Tüm bunlarda seni hissetmek, bilmek
Her zaman, her yerde seni, gözlerini
Sadece varlığını düşünmek yetmez mi?
Yeter elbet! Divane olmak budur ya!
Onsuz kaldığım günlere katlanmak,
Sonunda ulaşabileceğini bilerek
Er ya da geç yolların sana çıktığını,
Her yağmurun ardından sen koktuğunu,
Gecemi aydınlatan yıldızların,
Kâbuslarıma su serpenin sen olduğunu,
Tüm bunları bilmek yetmez mi?
Tüm ruhumla, en samimi düşlerimle
Beklemek!..
Bir ömür boyu seni beklemek;
Başka amaca ne hacet ne gerek!
Gel de aydınlat gecemi,
Gel de dindir acılarımı
Gel de karışayım tenine
Gel de bitsin bu sensemek
Gel!..
AsilBey
UNUTULMAZ KELİMELER
ZERAFET: Zarafet olarak da yazılır. 1. İncelik, zariflik, nezâket 2. Hâl ve tavırdaki güzel görünüş, hareketlerdeki uyumlu güzellik, incelik.
AHENK: 1. Kulağa hoş gelen ses uygunluğu, hoş seda, ezgi, nağme, terane. 2. Edebî metinlerde sözcüklerin sıralanışından veya birbirleriyle ilişkisinden doğan ve kulağa hoş gelen ses düzeni.
AFİYET: Ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı, sıhhatli olma durumu. Sağlık, sıhhat ve bu ikisinin verdiği huzurlu olma hâli.
MÜBADİL: 1. Başka bir şeyle değiştirilen, değiş tokuş yapılan, mübadele edilen. Lozan Antlaşması'na göre, İstanbul dışında oturan Rumlarla değiştirilmek üzere Batı Trakya dışındaki Yunanistan'dan getirilen Türklere verilen isim.
MERHAMET: Herhangi bir canlının acısını, kederini, mutsuzluğunu yüreğinde hissedip üzüntü duyma ve ona karşı yardım duygusu taşımak, acımak.
HİSSETMEK: 1. Dıştan gelen etkilerden beş duyu aracılığıyla etkilenme hâli. Sezmek, fark etmek, anlamak.