İnsanın doğayla savaşı -1

A -
A +
Kâinatta tabii kanunların dışına çıkan tek canlı insanoğludur. Bütün canlılar tabiat makinesinin bir dişlisi gibi uyumlu bir şekilde çalışırken, insanoğlu mütemadiyen bu dişlilere çomak sokarak tabii işleyişi değiştirmek, kendine göre bir düzen geliştirmek ister. Her canlı tabiat yasalarına uygun muazzam ve muhteşem bir şekilde yaşarken, insanoğlu kendine göre yasalar yapmanın derdinde. Elde olanla yetinmeme, doyumsuzluk, kıskançlık ve mutsuzluktan kaynaklanan bu durum neticesinde insan kendini sürekli bir arayışın ve mücadelenin, hatta savaşın içinde bulmaktadır.
 
İnsandaki tatmin olma, huzur ve mutluluk arayışı, sahip olma, sınırsız hükmetme, hırs, kıskançlık ve doyumsuzluk duygusu maalesef ki çok zaman felaketle sonuçlansa da her defasında kaldığı yerden devam etmektedir.
 
Zira sahip olduğu ve bir türlü dizginleyemediği hırs ve şehvetleri insanın aklını başından almakta, en akıllı varlık, en ahmak varlığa dönüşebilmektedir. Sonu gelmeyen bu arama tutkusu diğer canlılardan en bariz farklardan biri olan insanoğlu yaratıldığı günden beri tabiatla sürekli bir mücadele, rekabet hatta savaş hâlinde. Doğadan öğrendiği taktikleri yine doğaya karşı kullanmakta. Tarihe, arkeolojik kazılara bakınca bugüne kadar bu mücadeleden genellikle tabiatın galip geldiği anlaşılmaktadır. Bu durum bazen büyük doğal afetlerle, bazen de bütün dünyayı kasıp kavuran salgın hastalıklarla karşımıza çıkabilmektedir. Bu bitmez tükenmez savaş buna rağmen bütün şiddetiyle devam etmekte ve iki tarafın da pes etmek gibi bir niyetinin olmadığı anlaşılmaktadır. Çok zaman boyundan büyük işlere kalkışan insanoğlunun tabiatı öfkelendirdiği ve ummadık anda ağır darbe yediği görülse de insan şaşılacak bir şekilde suçu üzerinden atarak kâh ağlayıp kâh kızarak inadını, isyanını ve savaşını kesintisiz sürdürmektedir.
     İdris İspiroğlu
 
 
 
 
ŞİİR
 
     KİBİR
 
Kimseyi hor görme sakın,
Kibir şirkin kardeşidir.
Buna göre tavır takın,
Kibir şirkin kardeşidir.
 
Ona buna kusur bulma,
Toprak ol da ateş olma,
Gıybet etme söz taşıma,
Kibir şirkin kardeşidir.
 
Şöhret olmak neye yarar?
Böbürlenmek akla zarar,
Haddin bilmek doğru karar,
Kibir şirkin kardeşidir.
 
Bu vebaya hiç bulaşma.
Yanına bile yaklaşma.
Burnun havada dolaşma,
Kibir şirkin kardeşidir.
 
Nöbetçi der, yok mu aklın,
Nerden geldin düşün, aslın,
Nefsin şeytan olma yakın,
Kibir şirkin kardeşidir
 
     Nöbetçi Şair (Şahin Ertürk)
 
 
TARİHTEN BİR YAPRAK
 
BEYLERBEYİ SARAYI: Boğaz’ın Anadolu yakasındadır. Bulunduğu semtin ismi de Beylerbeyi’dir. Sultan Abdülaziz Hân tarafından 1864 yılında yaptırılmıştır. Beylerbeyi Sarayı, sarayın deniz tarafındaki her bir köşesinde yer alan biri haremlik, diğeri selâmlık deniz köşkleri, arka bahçede yer alan Mermer Köşk, Sarı Köşk ve Has Ahır’dan meydana gelir. Bunlardan deniz köşkleri ve Beylerbeyi Sarayı, Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılmıştır. Diğer yapılar ise daha önce burada bulunan saraya aittir. Sarayın ana yapısı olan Beylerbeyi Sarayı, yüksek bir bodrum üzerine, kâgir ve iki katlı bir binadır. Boğaz'a paralel olarak yerleştirilen sarayın uzunluğu 65 m’dir. Üç yönden basamaklarla çıkılan sarayda, 6 salon ve 26 oda bulunmaktadır. Özellikle üst kattaki Havuzlu Salon ve ismini sütunlarının renginden alan Mavi Salon, sarayın en gösterişli mekânlarıdır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.