Yanlış yoldan hakka...

A -
A +

Bu yazımda değişim kavramını insani ve edebî bir dille ele almaya çalışacağım. Amacım değerli okuyucularımıza hem düşündüren hem umut aşılayan bir yazı sunmak. Bu çalışma bu üslup ve amaçla kaleme alınmıştır.

 

İnsan değişir… Hem de bazen tek bir an, tek bir söz, tek bir bakış ile.

 

Kimi zaman ömür boyu sürer sandığımız yanlış yürüyüş, bir kalp atışında sona erer.

 

Hazreti Ömer “radıyallahü anh” ilk işittiğinde Müslümanlığın ve Müslümanların en şiddetli düşmanlarından biriydi. Ebu Cehil’in de yönlendirmesiyle Hattâboğlu Ömer, kılıcını kuşanarak yola düştü. Giderken Nu’aym bin Abdullah’a rastladı. Konuşmaları sonunda “Sen benimle uğraşacağına, kardeşin Fâtıma ile enişten Saîd’in yanına git! Onlar, çoktan Müslüman oldular. Sen önce kendi yakınların ile uğraş!” sözünü işitti:

 

- Hayır, onlar Müslüman olamazlar.

 

- Bana inanmazsan, git evlerine, kendilerine sor!

 

Bunun üzerine yolunu kız kardeşinin evine düşürdü. Orada Kur’ân âyetlerini duydu. O sözler, sert taşın bağrına düşen damla gibiydi; önce sarsıldı, sonra yumuşadı. Kız kardeşi ve eniştesinin yanında kalbi yumuşadı. Daha birkaç dakika önce öldürmeyi düşündüğü Hazreti Peygamber’in huzuruna, iman getirmek için koştu.

 

İşte hayat budur; yanlıştan hakka, karanlıktan aydınlığa uzanan bir yol…

 

Her insan, ömründe defalarca değişir. Bazıları bu değişimi fark etmez, bazıları ise o anın şahitliğini kalbine kazır. O yüzden kimseyi olduğu yerde mühürlememek gerekir. Çünkü bugün sert bir kaya gibi görünen yürek, yarın bir çiçeğin kokusuyla bile yumuşayabilir.

 

Belki de en büyük umut, yanlış yoldan dönmenin hâlâ mümkün olduğunu bilmektir.

 

Ve en güzel dua şudur:

 

 “Allah’ım, beni değiştir; ama değişimin sonunda, sana daha yakın bir ben olayım...”

 

     Ahmet Özdemir-Gaziantep

 

 

ŞİİR

 

          Ayna

 

 

İçimdeki herkesle baktım aynaya,

 

Kimi boyun büktü, kimi diklendi,

 

Hesabı, kitabı koydum sonraya,

 

Kimi geri durdu, kimi yüklendi.

 

   

 

Bazen çağlamışım sele kapılıp

 

Esip gürlemişim yele kapılıp

 

Hasılı, hâllerden hâle atılıp,

 

Günahıma hep yenisi eklendi.

 

 

 

Unuttum sandığım çıktı karşıma,

 

Ölmüştür dediğim döndü çarşıma,

 

Hiç yüz vermediğim düştü peşime,

 

Hayallerim, Kafdağı'nda saklandı.

 

 

 

Umutlandım, umudum yok kendimden,

 

Düşüp kalktım, dönemedim andımdan,

 

Yaka paça sürüldüğüm yurdumdan,

 

Dönüp başa taç oluşum beklendi.

 

 

 

Aynalar kimleri saklar içinde,

 

Kimler vicdan aynasının içinde,

 

'Gıyabî'yi koy gecenin üçünde,

 

Nasıl olsa her günahın aklandı.

 

 

 

     Mustafa Özkahraman

 

 

SAĞLIK OLSUN

 

 

Spor yaralanmaları: En sık rastlanan spor yaralanmalarından biri de Ayak Bileği Burkulmasıdır. Futbol, basketbol gibi spor esnasında olabileceği gibi basit yürüyüş esnasında ve koşularda da olabilir. En sık ayak bileği dış yanında ligament (anterio talofibuler ligament) yaralanır. Şiddetli burkulmalarda iç yan bağ veya diğer bağlar da yırtılabilir. Bazen basit burkulmalarda ayak bileği kemiklerinde kırık da gelişebilir. Bacak ve ayak bileği kasları zayıf olanlar, daha önce burkulma yaşayanlar ve fazla kilolu olanlar kolay burkulma yaşar. Burkulma sonrası sporcu ağrı, şişlik ve basmada zorluk yaşar. Bu durumda ayağı yüksekte tutmalı, soğuk uygulamalı ve bandaj tedavisi yapılmalıdır. Doktor tarafından, ayağın muayenesi yapılır ve kırık olup olmadığını değerlendirmek için röntgen filmi çekilir. [www.turkiyehastanesi.com]

 

 

 

Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.