Abdüllatif Uyan

Doğu Anadolu'da yetişen evliyânın meşhurlarından Seyyid Mehmed Emîn Efendi’nin (rahmetullahi aleyh) mübârek kabri, Doğu Bâyezid'de aile kabristanındadır.

Anadolu'da yetişen evliyâdan Mecdüddîn Şeyh Îsâ hazretleri rahmetullahi aleyh, bir gece rüyâ gördü. Kendisine; “Kalk, hemen yola çık" denildi. Sesi duyup uyandı. Kendi kendine; “Bunda bir hikmet var” dedi.

Halîfe Hârun Reşid, İmâm-ı Mâlik hazretlerinden, her gün evine gelip, oğulları Emîn ile Me'mun'a ders vermesini istedi. Ama o, kabul etmedi. Sebebini de bildirdi.

Mâlikî mezhebinin kurucusu olan Mâlik bin Enes (rahmetullahi aleyh), bir gün mescide geldi.

Mâlikî Mezhebinin kurucusu olan Mâlik bin Enes (rahmetullahi aleyh), dokuz yüz âlimle sohbet etti.

Zamânın devlet adamlarından Ebül Fadl adında biri, bir gün Ebû İshak Kâzerûnî hazretlerini ziyârete gitti.

Ebû İshak Kâzerûnî hazretlerinin zamânında, Basra'da Yahyâ bin Hasan adında bir mescit imâmı vardı. Şeyh Kâzerûnî hazretlerini ziyârete geldi bir gün. Sabah namazı vaktiydi.

Heybetli bir süvâri!..

Büyük âlim, velî ve mücâhit İbrâhim bin Şehriyâr hazretleri, “Kâzerûnî” ismiyle meşhur oldu.

Bir defasında Timur Şah hastalandı.

Kayyûm-i cihan Muhammed Seyfullah hazretleri bir gün abdest aldı.

Fakîr biri oltayla balık tutuyordu bir gün. Pâdişah da oradan geçiyordu.

İbrâhim Gülşenî hazretlerinin oğlu Ahmed Hayâlî, babasından otuz yedi sene sonra vefât etti.

Sultân Hasan'ın devlet adamlarından iki kişi İbrâhim Gülşenî hazretlerini ziyârete geldiler.

Tâbiîn’in büyüklerinden Kâsım bin Muhammed hazretleri, (Fıkıh) ilminde de yüksek bir âlimdi.

Tâbiîn’in büyüklerinden Kâsım bin Muhammed (rahmetullahi aleyh), çok alçak gönüllü idi.

Muhammed Sıbgatullah zamanında iyi kalpli biri, çıkar evinden. Bir dostunu ziyârete gider. Yolda yorulur ve acıkır.

Kayyûm-i Zaman Muhammed Sıbgatullah hazretlerini çok seven bir kimse, ağır bir hastalığa yakalanmıştı.

Kayyûm-i zaman Muhammed Sıbgatullah hazretleri henüz gençken babası Muhammed Mâsum hazretleri hacca gidiyordu.

Kayyûm-i zaman Muhammed Sıbgatullahın halîfelerinden Sûfi Abdüllatif-i Kâbilî anlatır: Üstâdım Kayyûm-i zaman Muhammed Sıbgatullah hazretlerini çok görmek istiyordum. Bir gün bu arzum şiddetlendi.