Abdüllatif Uyan

O devirde, Bağdat'ta bir kadın vardı ki, Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerini çok seviyor, darda kaldığı zamanlarda ondan imdât istiyordu.

Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerini sevenlerden ilim ehli biri, bâzı talebesiyle bir yere gidiyordu. Derken siyah bir yılan gördü yerde. Bastonuyla vurup öldürdü! Ama kendisi gözden kayboldu.

Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, evliyanın en büyüklerindendir... Sözlerini yazmak için dört yüz kişi hazır bulunurdu. Katı kalpli biri onu görseydi kalbi yumuşardı. Yüzünü gören, Allah’ı hâtırlardı.

Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, henüz çocuktu ki tarlaya, çift sürmeye gidiyordu bir gün. Hayvanı dile geldi ve; “Ey Abdülkâdir! Sen bunun için yaratılmadın” deyiverdi.

Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, hem seyyiddir, hem de şerîf. Doksan bir yaşında vefat etti. Babası altmış yaşındaydı. Annesi de yaşlanmıştı. İkisi de evliyâdan olup Resûlullah’ın evlâtlarıydılar.

Osmân bin Talha (radıyallahü anh), Mekke'de Kâbe Kayyımlığıyla vazifeliydi. Sülâlesi, câhiliye devrinde Kâbe-i Muazzama'nın kapı anahtarını taşırdı.

Osmân bin Maz'un; "Kalbime îmân yerleşti. Senin sevgin gönlüme düştü, doğru söylediğine inandım" dedi. Ve Müslüman oldu...

Resûlullah Efendimiz, bir gün evinin yanında otururken Osmân bin Maz'ûn oradan geçiyordu. Efendimizi görüp tebessüm etti.

İstanbul evliyâsından Ahmed Mekkî Efendi hazretleri, bir gün şunu anlattı cemaatine...

İstanbul'da vefat eden Ahmed Mekkî Efendi hazretleri, kalp gözü açık bir zâttı. İçlerini okurdu insanların.

Ahmed Mekkî Efendi hazretlerinin sevdiği bir komşusu vardı ki ticâret işleriyle uğraşırdı.

Ahmed Mekkî Efendi bir gün sevdiği bir gence; “Akıllı bir Müslüman, hanımını üzmez. Onu hoş tutar” buyurdu

Ahmed Mekkî Efendi sevdiği bir gence; “Evlendiğin zaman hanımına karşı öyle ol ki, senin, onu çok sevdiğini bilsin. Hattâ (Beyim beni anasından, babasından bile çok seviyor) desin, öyle inansın” buyurdu

Ahmed Mekkî Efendi'nin en büyük zevki talebe okutmaktı.

Ahmet Mekkî Efendi’nin Üsküdar müftülüğü zamanında bir müezzin askere gitmişti.

Ahmed Mekkî Efendi hazretleri, hiç abdestsiz durmazdı.

Ahmet Mekkî Efendi hazretlerinin vefâtından dört yıl sonra, mübârek kabri Ankara'nın Bağlum nâhiyesine nakledilecekti. Mübârek kabir açıldı. Zerre kadar çürümemişti.

Ahmed Mekkî Efendi'nin vefatından bir hafta önce, muhterem hanımları, banyoyu yakıp;

"Bir çuval da altın ver deseydin ya!.."

Ahmed Mekkî Efendi anlatır: Ben, gençliğimde Van'da ilim okuyordum.